- DESA’nın yeni marka yüzü Hafsanur Sancaktutan oldu - 4 Ekim 2024
- CLEAR Men’in Marka Yüzü: UEFA Yılın Futbolcusu Erling Haaland - 4 Ekim 2024
- Bahçeden toplanan ürünlerle sağlıklı atıştırmalıklar yapıldı - 4 Ekim 2024
Yemek yiyerek ruhumuzu doyuruyoruz!
Aç olmadığınız halde kendinizi özellikle sağlıksız atıştırmalıklar yerken bulduğunuz oldu mu? Cevabınız “Evet” ise ya çok stresli bir dönemden geçiyor ya da anlık bir tepki veriyorsunuzdur… Duygusal yeme olarak adlandırılan bu durum, kilo beraberinde kiloları getiriyor. Peki bundan kurtulmak mümkün mü?
Lotus Obezite Cerrahisi Merkezinden Klinik Psikolog Merve Saraçoğlu, konu hakkında şu bilgileri paylaştı:
Stres, hayatımızın her döneminde ve alanında etkin rol oynayan bir çeşit motivasyon kaynağıdır. Vücuttaki adrenalini arttırdıkça, hayata daha sıkı sarılmamızı sağlar. Ancak ileri derecedeki stres ve travmatik sonuçlar doğuran olaylar karşısında vücudumuzun verdiği tepki biraz daha farklıdır. Aşırı uyku ya da uyumamak, bitkinlik veya aşırı hareketlilik gibi belirtilerin yanı sıra çoğunlukla aşırı yeme isteği ya da hiç yememe oluşabilir. Bunların sonucu olarak strese bağlı kilo alımı ya da beslenme bozuklukları görülür.
Ruhsal mutluluk nedir?
Genellikle mutluyken yemeğe saldırmak, ruhsal mutluluğun ve tatminin bedene yansımasına yol açar. Vücut, kapatacağı bir eksiklik olmadığı için açlık hissetmez. Ancak mutsuz, üzgün, sinirli ve stresli durumlarda tatminsizlik yaşadığımız için bunu aşırı miktarda çikolata, pasta ve hamurlu yiyecekler gibi yüksek kalorili gıdalar tüketerek kapatmayı tercih ederiz. Bu da maalesef fiziksel olarak yağlanmanın yani obezitenin, ruhsal olarak da depresif semptomların artmasına neden olur.
Duygusal yeme davranışını, genellikle suçluluk duygusu izliyor. Bu gibi durumlarda yapılması gerekenler aslında basittir ancak birkaç uygulamadan sonra beyin davranışı değiştirmeyi kabul ediyor.
- Stres kaynağını ortadan kaldırmak için neler yapabileceğinize odaklanmalısınız.
- İlk başta çözüm bulamasanız bile çözüme odaklanıyor olmak da önemli bir adımdır.
- Kötü hissettiğiniz zaman odağınızı sağlıksız bir yiyecekten başka bir aktiviteye çevirebilir ya da bir uzman görüşüyle daha sağlıklı atıştırmalıklar yiyebilirsiniz.
- Sık ve düzenli öğünlerle beslenmeye çalışın.
- Öğün atlamayın.
- Tokluk hissi hemen algılanamadığı için lokmaları yavaş yavaş ve sık çiğneyerek beslenin.
- Lifli, protein ve mineral yönünden zengin gıdalar, tüketildikten sonra uzun süre tok tutar.
- Ceviz ve kinoa gibi lif yönünden de zengin gıdaları, salatalara az miktarda eklemek, bir sonraki öğünde yeme miktarımızı azaltır.
‘Ameliyat kişiye özel olmalı’
Obezite ameliyatı öncesi ve sonrası beslenme alışkanlıkların önemine dikkat çeken Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül ise şunları anlattı: “Obezite cerrahisinin diğer seçeneklerden sonuç alınamadığında ya da sağlık durumunuzun acilen kilo vermenizi gerektirdiği ciddi durumlarda düşünülmesi gerekir. Beslenme alışkanlığı ameliyat öncesi ve sonrası çok önemlidir. Obezite cerrahisi; kısıtlayıcı ve emilim azaltıcı ameliyatlar olarak iki gruba ayrılır. Kısıtlayıcı ameliyatların başında Tüp Mide Ameliyatı gelir.
Kısıtlayıcı ameliyatlarda mide hacmi küçültülerek, gıda ve dolasıyla kalori alımı azaltılır. Emilim azaltıcı ameliyatlarda ise gıdanın ince bağırsaklardan geçme mesafesi kısaltılır, kalori miktarı azaltılır. Emilim azaltıcı ameliyatlar ise Mide Baypasları ve SADI (Duodenal Switch) operasyonlarıdır. Her ameliyat herkese uygun olmadığı için seçeneklerin kişiselleştirilmesi gerekir.”