Benoit Verdier: Tuscany İris’ten oluşan bir kreasyon üzerinde çalışıyoruz

‘İlham için eski dergileri ve gizli kalmış kitapları kullanmayı tercih ediyoruz’

Doğadaki kokulardan olduğu kadar, moda, mimari, tasarım ve fotoğrafçılıktan ilham alan; bunları koku yaratma sürecine dahil eden Paris merkezli Ex Nihilo, dünya genelinde büyük bir başarı yakaladı. Üç arkadaşın güçlerini birleştirerek yarattıkları marka; parfüm, vücut bakımı ve ev kokusu gibi farklı ürün hatlarına sahip.

Bu arkadaşlardan biri Benoît Verdier…

Benoît Verdier

Benoît Verdier, parfüm ülkesi Provence’ta doğdu. Çocukluk ve gençlik yıllarını, Akdeniz kıyılarının değişen kokuları içinde dağlarla deniz arasında geçirdi. İncir ağaçlarının ince tatlılığı, ebeveynlerinin parkındaki kıyı çamlarının reçinesi, denizin canlandırıcı kokuları… Kış aylarında, Maures’in vahşi topraklarının rüzgarıyla taşınan güçlü çalılık ve yanık meşe kokusu ile büyüdü.

Verdier, İyinin Peşinde takipçileri için Tülin Açıkbaş’a markanın hikayesini anlattı ve sorularına içtenlikle yanıt verdi:

Markanızı, Sylvie Loday ve Olivier Royèr ile birlikte kurdunuz. Nasıl tanıştınız?

Önce Olivier ile tanıştım. Yaklaşık 15 yıl önce aynı okulda (Paris Siyaset Bilimleri Enstitüsü/Sciences Po) okuyorduk. Birkaç yıl sonra, bir akşam yemeğinde Sylvie ile tanıştık. Sylvie dört yıl boyunca Paris’te Givaudan için çalışmış ve ben de yedi yıl boyunca koku ve güzellik endüstrisinde çalışmıştım. Bu sayede konsepti, markayı ve deneyimi yaratmamıza yardımcı olan becerilere, bağlantılara ve vizyona sahip olduk. Parfüme olan tutkum ve çocukluğumdan beri kokulara karşı olan merakım nedeniyle güçlerimizi birleştirmemiz mantıklıydı.

‘Ex Nihilo’nun Latince anlamı, ‘yoktan’ Marka gerçekten ‘yoktan’ mı ortaya çıktı?

Aynen öyle! Bu bizim için alışılmışın dışında fikirlerle pazarı ele geçirmeye karar verdiğimizi ve ayrıca markamızı yaratma şeklimizde sınır koymadığımızı söylemenin bir yoluydu. Klasik kuralları çiğnemekten korkmuyoruz. Şaşırtıcı bir şekilde parfümör olmamamız, kutunun dışında düşünmemize ve koku deneyimi hakkında taze, yıkıcı fikirler getirmemize yardımcı oldu. Moda, mimari, tasarım ve fotoğrafçılık gibi sanat camiasındaki birçok alandan ilham alarak yeni Fransız Avangardı’nın farklı bir versiyonunu sunuyoruz. Son zamanlarda, herkes Pinterest veya Instagram gibi birbiriyle benzer kaynaklara yöneldiği için çevrimiçi ya da sosyal medya aracılığıyla bulabildiklerimizden çok fazla ilham almamaya çalışıyoruz. Bunun yerine eski dergileri ve gizli kalmış kitapları kullanmayı ve en önemlisi çalıştığımız parfümörler ile yaptığımız sohbetleri tercih ediyoruz.

Ex Nihilo’yu kurmanızın üzerinden 8 yıl geçti ve büyük bir başarı elde ettiniz. Bu kadar büyük bir büyümeyi elde etmek için neler yaptınız?

En başından beri kokularımıza aşık olan çok güçlü bir takipçi topluluğumuz vardı. Onlar sayesinde çok büyüdük.

Markanızın ‘kalıplaşmış lüks ürünlere bir alternatif, kitlesel kişiselleştirmeye bir alternatif’ olduğunu söyleyen bir manifestonuz var. Bu açıklama rakiplerinizi rahatsız etmiş midir sizce?

Bu açıklama kimseyi gücendirmek için yapılmadı. Sadece bizim hep farklı olduğumuzu, geleneksel düşünceyi sarsmak ve kuralları çiğnemek için doğduğumuzu yansıtmak için yapıldı. Biz bu fikirden oldukça memnunuz.

Parfüm, vücut bakımı ve ev kokusu gibi çok alanlarda çeşitli ürünleriniz var. En sevdiğiniz ürün grubu hangisi?

Eau de parfum. En sevdiğim ürün ise The Hedonist. Çünkü gezegeni koruma konusundaki tutkularımızı yansıtıyor ve nefis kokuyor.

Sizce parfümerideki en muhteşem hammaddeler nelerdir?

Tuscany’den İris. Komik tarafı şu ki, bu hammadde çiçekten değil köklerden üretiliyor ve bu dünyanın en seçkin malzemelerinden biri olarak değerlendiriliyor. Fiyatı kg başına 60k €.

Size küçük bir sırrımızı açıklayayım, gelecek yıl için bu hammaddeden oluşan bir kreasyon üzerinde çalışıyoruz.

Ex Nihilo’nun olmazsa olmazları nelerdir?

Arkadaşımız Quentin Bisch ile birlikte yaptığımız ilk eserimiz: FLEUR NARCOTIQUE. Maceramızın başından beri en çok satan ve en ikonik kokumuz oldu. Bu parfüm sayesinde böyle bir kült topluluk kazandık.

Bir koku yaratırken ilham nereden geliyor? Bu işte üç kişi olduğunuza göre, ilhamlar ‘iyi geçiniyor’ mu?

Parfümörlere ek olarak, sanat, mimari ve tasarım alanlarından çok fazla kişiyle iş birliği yapıyoruz. Biz tasarımdan çok etkileniyoruz. Çalışmak için birçok yeni teknoloji ve yeni malzeme seçiyoruz. Tabii ki, büyük parfümeri geleneğine de saygı duyuyoruz. Fransız geleneğine bakıyoruz ama aynı zamanda yenilik getirmek için onu değiştirmek istiyoruz. Kokularımızın ilham kaynakları sanattan teknolojiye, tasarımdan mimariye kadar geniş bir yelpazeye sahip.

Parfümlerinize Devil Tender ve Fleur Narcotique gibi çok ilginç isimler veriyorsunuz. Bu isimleri nasıl buluyorsunuz?

Birçoğumuz Paris’ten fazlasıyla ilham alıyor. Buna ek olarak elimizden geldiğince farklı evrenlerden de (çağdaş sanat, moda, gastronomi, realite ve sosyal medya) ilham almaya çalışıyoruz.

Gözlerimizi dört açmaya çalışıyoruz, parfümör arkadaşlarımızla yaptığımız seyahatler ve sürekli tartışmalarımız da bizim için paha biçilmez bir ilham kaynağı oluyor.

Başlangıç noktasında çoğu zaman aklımızda bir isim olur. Çünkü bu bizim ilham kaynağımızın bir parçası. Bir kitaptan, şarkıdan veya sadece kelimelerin birleşiminden ortaya çıkabilir. Parfümör vizyonuna ihanet etmeden, maksimum etki ve hayali çağrışım ile bir eser üzerine söz söylemek oldukça zor bir iş. Bu yüzden kokunun kendisi gibi, doğrudan ve gerçekten sihrin bir parçası olmalı. Fleur Narcotique için Quentin ile fikrimiz, ilk izlenimde utangaç ve narin, fakat geceleri gösterişli bir çiçek gibi açan ‘paradoksal çiçek’ yaratmaktı.

Mor bir elbise içinde çıplak bir sırtın kokusu, narin ama bir o kadar çekici ve baştan çıkarıcı. Parisli bir kız kadar güzel, havadar, narin fakat son derece benzersiz ve bağımlılık yaratıcı olmalıydı. Çok bariz değil ama fazlasıyla akılda kalıcı olmasını istedik. Sonuç olarak, portakal çiçeği, şakayık ve gülden oluşan bir çiçek buketi ortaya çıkmış oldu.

Ex Nihilo olarak Osmologue teknolojisini icat ettiniz? Bu teknoloji nasıl çalışıyor?

Bizi koku şirketlerinin TESLA’sı olarak değerlendirme fikrine bayılıyorum; çünkü ”bozmak” marka DNA’mızın kalbinde yer alıyor.

Osmologue, özel olarak geliştirdiğimiz yüksek teknolojili bir robot. Önünüzde sadece birkaç dakika içinde tartacak, karıştıracak ve sizin seçtiğiniz parfüm kompozisyonunu oluşturacaktır. Böylece sonucu almak için haftalarca beklemeden kendi kokunuzu yaratabilirsiniz.

Ayrıca elektronik kokulu vazolarımız ‘Vases de Senteurs’, parfümlerimizi korumak için kullandığımız özel süngerimiz ve paketleme dahil tüm fonksiyonlar yenilik getirme çabamızın birer tamamlayıcı öğesidir.

Ambalajlarınızda ‘art deco’dan esinleniyorsunuz. Bu fikrin arkasındaki dahi kim?

Tasarım ve detay duygusu kendi bünyemizde, şişeler Fransa’da ve tamamen el yapımı olarak üretiliyor. En iyi takıma sahip olmak gibi bir şansımız var, her şeyi kendi bünyemizde yapıyoruz.

Türkiye pazarına girerken seçtiğiniz kokuları nasıl belirlediniz? Seçimlerde kültürel miras rol oynadı mı?

Herhangi bir pazar araştırması yapmadık ama parfümörlerimiz ve müşterilerimizle konu hakkında konuştuk. Türkiye için, İstanbul her zaman büyük bir ilham kaynağı olmuştur, çünkü büyük bir kültürel geçmişe sahip ve şehrin kokuları muhteşem.

Ex Nihilo için sırada ne var? Yolda sürprizler var mı?

Dünyanın geri kalanında büyük kalkınma planlarımız var: Aralık ayında Los Angeles’ta yepyeni bir amiral gemisi mağazamızı açıyoruz. Ve bu yıl dünya çapında Asya’ya odaklanarak satış noktalarımızı ikiye katlama hedefimiz var. Bir sonraki maceralarımız için bizi izlemeye devam edin!




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir