- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
Obezite riskini artıran 6 çevresel etken
Ülkemizde her 100 kişiden 20’si obezite ile mücadele ediyor. Yakın gelecekte dünyada her 3 kişiden 2’sinin obez olacağı tahmin ediliyor. Obezitenin gelişiminde en başta ‘hatalı beslenme’ ve ‘hareketsizlik’ rol oynuyor ancak çevresel faktörler de unutulmamalı!
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, “Bazı çevresel koşullar, besin değeri düşük ama kalori içeriği yüksek besin tüketimini artırıyor. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi, fiziksel aktivite düzeyinin artırılması gibi değiştirilebilir risk faktörlerine çevresel değişim de eklenmeli” dedi.
1-Yüksek kalorili gıdalara kolay erişim
Fast food, paketli ürünler ve gazlı-şekerli içecekler kilo almayı destekliyor. Bu ürünler gibi enerji yoğunluğu yüksek, ancak besin değeri açısından bir anlamı olmayan lezzetli gıdalara erişim kolay. Ayrıca bu tür ürünlerin fiyatları da ucuz. Dolayısıyla bu ürünlere ancak çok sık olamamak şartıyla sağlıklı bir beslenme planında yer verebilirsiniz.
2-Büyük porsiyonlar
Son 50 yılda, özellikle fast food satış noktalarındaki porsiyonların 5 kata kadar arttığı belirtiliyor. Müşteri memnuniyeti için büyütülen porsiyon miktarları ve gösterişli sunumlar; tokluk hissine rağmen yemeye devam etme davranışını tetikliyor. Dışarıda yediğiniz veya satın aldığınız menülerde küçük porsiyonları tercih edin. Sos, patates ve kola gibi gazlı içecekleri tüketmekten kaçının. Porsiyonlarda bir değişiklik yapılamıyorsa az soslu, ızgara veya fırında pişmiş tercih edin. Yanında salata, yeşillik ve ayran gibi sağlıklı seçenekleri tüketin ve mümkün olduğunca hiç tuz eklemeyin.
3-Teknolojinin sunduğu imkanlar
Obezite riskinin önüne geçmek için ekran kullanım süresini düşürebilirsiniz. Eğitim nedeniyle ekran başında geçireceğiniz sürelerin arttığı durumlarda, 30 dakikada bir kalkıp küçük egzersiz veya esneme hareketleri yapabilirsiniz. Çalışırken, film izlerken veya oyun oynarken bir şeyler tüketmek istiyorsanız; seçiminizi şekersiz bitki çayı, şekersiz kahve, çiğ kuruyemiş veya bir porsiyon taze meyve gibi sağlıklı alternatiflerden yana yapabilirsiniz.
4-Yetersiz yeşil alan
Günlük enerji alım miktarınızı azaltsanız dahi, aktif bir hayatınızın olmaması kilo alma riskinizi artırabiliyor. Yürüme alanlarının ve parkların, fiziksel aktivite yapabileceğimiz alanların az olması da olumsuz bir etken. Park, oyun alanı, yürüyüş yolu ve yeşil alanlarda zaman geçirmek beden kitle indeksinin belli aralıklarda tutulmasında fayda sağlıyor. Hareketsiz kalmamak için haftada en az 3-4 gün 30-45 dakika tempolu yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirin. Yaşadığınız çevrede bu tür alanlar yoksa online egzersizlerden de faydalanabilirsiniz.
5-Besinlerin yerleşim düzeni
Susayıp mutfağa bir bardak su içmeye gittiğinizde, tezgahın üzerinde duran çikolatayı fark edip tüketebilirsiniz. Bu nedenle en sağlıklı seçeneği kolay ulaşılabilir bir noktaya koymanız çok önemli. Sık tüketildiğinde ağırlık artışına yol açan rafine şekerli ve yüksek yağlı besinleri alışveriş listenizden çıkarın. Bu mümkün değilse kolay ulaşabileceğiniz alanlara koymayın.
6-Reklamlar
Şekerli, lif ve vitamin açısından fakir, yüksek yağ, tuz içeren besinlerin yanı sıra hayvansal yağ içeriği yüksek besinler, reklamların da etkisiyle hayatımızda daha fazla yer alıyor. Bu gıdalara az sıklıkla ve belli miktarlarda yer vermek, ağırlık denetimi için önemli bir adım olacaktır.