Kanal tedavisini ertelemek diş kaybıyla sonuçlanabiliyor

Kanal tedavisiyle ilgili doğru bilinen yanlışlar

Diş sağlığı konusunda en yaygın uygulamalardan biri olmasına rağmen kanal tedavisiyle ilgili kafalar karışık. Özellikle süreci bilmeyenler, korku veya huzursuzluk hissedebiliyor.

Dr. Tubahan Kaya

Acıbadem International Hastanesi Endodonti Uzmanı Dr. Tubahan Kaya, yanlış bilgilerin zaman kaybına neden olduğunu, dişi kurtarma şansının azaldığını ve kaybedilebileceğine söyledi.

Kaya, bu konuyla ilgili yanlış bilinenleri sıraladı:

  1. Kanal tedavisi, zor ve komplekstir: Gerçekleştirilmesi kolay bir tedavidir.
  2. Ağrılı bir işlemdir: Tedavi sırasında diş ve çevre dokular uyuşturulduğu hasta ağrı hissetmiyor.
  3. Çok uzun sürer, saatlerce koltukta oturmak gerekir: Hastanın koltuğa oturup anestezinin yapılması ve tedavinin bitirilmesi süreci en fazla bir saat sürüyor. Kök kanallarını genişletmek için kullanılan cihazlar ve sistemlerin gelişmesi sayesinde işlem kolay ve konforlu şekilde tamamlanıyor.
  4. Birkaç kez diş hekimine gitmek gerekir: Pupa denilin dişin özünün canlı olduğu durumlarda, tedavi tek seansta bitirilebiliyor. Ancak dişin canlılığını yitirdiği kök ucunda enfeksiyon olduğu ve kanal tedavisi tekrarı yapıldığı durumlarda seans sayısı değişebiliyor.
  5. Kanal tedavisi yapılan diş öleceği için tedavi mümkün ötelenmeli ya da kaçınılmalı: Kanal tedavisi yapılan diş, sadece sıcak ve soğuk gibi dış uyaranlara cevap veremiyor ancak fonksiyonunu sürdürmeye devam ediyor.
  6. Tedavi yapılan dişin ömrü kısalır: İyi yapılan bir kanal tedavisi ve üst yapı sayesinde dişin ömrü kısalmaz. Dişin canlılığını sağlayan pulpa dokusunun çıkartılmasına bağlı olarak tedavi edilen diş kırılmaya karşı daha hassas hale gelebilir. Bu noktada üst restorasyon için dişe dolgu veya kuron yapılması gerekir.

  7. Ağrıyan her dişe kanal tedavisi yapılır: Ağrıyan veya çürüyen her dişe kanal tedavisi yapılmaz. Bunun için belli kriterler vardır. Yani ağızdaki bakterilerden kaynaklı oluşabilecek hafif ağrıyla sinyal veren ya da hiç ağrı yapmayan çürükler, önce dolguyla tedavi ediliyor. Ancak bakteriler, dişin özü denilen kısmına ilerleyerek iltihaplanmaya yol açıyor. Bu durumda kanal tedavisi kaçınılmaz hale geliyor.
  8. Sadece diş çürükleri iltihaplanmaya yol açar: Diş sıkma/gıcırdatma, yüksek dolgular ve restorasyonlar kronik travma nedenleri arasında yer alıyor ve iltihaplanmaya yol açabiliyor. Bununla birlikte uzun süre tedavi edilmeyen diş  hastalıkları da iltihaplanmada rol oynuyor.
  9. Tedaviden sonra çok ağrı olur: Kanal tedavisi yapılan dişin pulpası denilen özü alındığı için soğuk-sıcak gibi dış uyaranlara karşı duyarlılığı kalmıyor.
  10. Öncesi ve sonrasında mutlaka antibiyotik kullanmak gerekir: Kanal tedavisi yapılacak dişin özünün canlı olduğu durumlarda, hastanın genel bir sağlık problemi, sistemik bir hastalığı yoksa tedavi yapılmadan önce antibiyotik kullanılmaz. Ancak hastanın kalp kapak probleminin varlığı ya da organ nakli gibi nedenler, bağışıklık sistemi yetersizliği ilaçları kullanmak, antibiyotik gerekebiliyor.
  11. Kanal tedavisi uygulanan diş, ileride tekrar iltihaplanıp, ağrı yapar: İyi yapılmış bir kanal tedavisinin başarı oranı yüzde 90-95’tir. Yani iltihap ya da ağrı gelişmiyor. Ancak, hastanın ağız hijyenine dikkat etmemesini bağlı olarak dişte yeni bir çürük, diş kök kanallarının içine yeniden bakteri sızıntısı yaşanması halinde yeniden enfeksiyon gelişebiliyor.
  12. Tedavi başarısız olursa dişin çekilmesi gerekir: Tedavinin başarısız olduğu durumlarda, kanal dolgusu boşaltılıyor, kök kanalları tekrar şekillendirilip, dezenfekte edildikten sonra doldurulabiliyor.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir