Obezlerin sağlık harcaması diğer bireylere göre 2.5 kat daha fazla

Türkiye’de nüfusun yüzde 34’ü aşırı kilolu!

Türk Böbrek Vakfı tarafından farklı proje ve etkinliklerle ele alınan obezite konusu; TBMM alt komisyonunda detaylı olarak raporlandı.

Türk Böbrek Vakfı ile okullarda ‘Sağlıklı Beslenme Eğitimleri’; ‘Şeker ve Tuz Tüketimine Dikkat’ çalışmaları; ‘Obez Market’ projesi; ‘Paketli Gıdaların Etiketlerinde Trafik Işıkları Şeklinde Renklendirme Modeli’ ve ‘Okul Gıdası’ projeleri hayata geçti. Ayrıca ilgili bakanlıklara sunulan yazılarla; paketli gıdaların, yaygın ve yüksek reklam giderlerine karşın hem ucuza hem de  şekilde satılmasını engellemek için ilave vergiler getirilmesi önerildi.

Yaşam değişikliği şart!

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk

Obezite ile Mücadele Alt Komisyonu Raporunu değerlendiren Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; “Açıklanan rapor, Türk Böbrek Vakfı olarak uzun yıllardır hayata geçirdiğimiz çalışmaları destekler nitelikte. Raporda sunulan veriler, günümüz yaşam koşullarının önlem alınmadığı takdirde obeziteyi maalesef hızla artıracağı yönünde. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda hem yetişkinler hem çocuklar için beslenme ve hareketin önemini sıklıkla dile getiriyoruz. Biliyoruz ki, obezite ve obezite kaynaklı böbrek hastalıkları dahil çeşitli sorunlar; yaşam şekli değişiklikleri ile önlenebilmektedir.” dedi.

Raporda öne çıkan detaylar ise bölge, cinsiyet ve sağlık harcamaları konularında önemli bilgiler veriyor. Türkiye’de obezitenin en yüksek görüldüğü bölgeler yüzde 37.5 ile Batı Karadeniz ve yüzde 36.9 ile Orta Anadolu Bölgesi. En az görüldüğü bölgeler yüzde 24.2 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 24.5 ile Orta-Doğu Anadolu.

Kadınlarda obezite oranı yüzde 39.1’ken, erkeklerde yüzde 24.5. Verilere göre nüfusun yüzde 34’ü ise aşırı kilolu. OECD ülkelerinde obezite kaynaklı hastalıkların tedavisi, toplam sağlık harcamalarının yüzde 8.4’ünü oluşturuyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 12.

Rapora göre son 5 yılda Sağlık Bakanlığı birinci basamak sağlık hizmetlerine; beslenme tedavisi için başvuranların sayısının ise her geçen gün arttığına dikkat çekiliyor:

  • 2016’da 93 bin 49
  • 2017’de 189 bin 921
  • 2018’de 233 bin 776
  • 2019’da 285 bin 135
  • 2020’de ise 130 bin 977 (pandemi dönemi)

Günümüz koşullarında, daha az hareket, daha fazla kalorili beslenme, fast-food gibi  karbonhidratlardan zengin bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı besinlerin tüketimi, tuz ve şeker miktarı yüksek paketli gıdalar, öğün sayısı ve beyaz ekmek tüketimin artması, porsiyonların büyük olması gibi pek çok neden obezitenin gelişmesine zemin oluşturuyor.

Ucuz maliyeti sebebiyle gıda endüstrisinde pancar şekeri yerine kullanılan Nişasta Bazlı Şekerin; yüksek früktoz nedeniyle obezite, diyabet, kalp-damar, böbrek hastalıklarına yol açtığı yönünde birçok çalışma mevcut. ABD Gıda ve İlaç İdaresi, yüksek fruktoz içeren meyveli ürünleri suni tatlandırıcılı olarak kabul etti

Avrupa’da da kotayla birlikte NBŞ ile beslenmeyi reddeden birçok ülke var. NBŞ kotasının artırılmaması konusunda son derece hassas davranılmalı.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir