Tek bir sigara bile bağımlı ve tiryaki olmanıza yol açabilir

Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman ‘çok geç’ değil

KKTC Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Sağlığa Evet Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Füsun Yıldız, 9 Şubat Dünya Sigara Bırakma Günü kapsamında önemli bilgiler paylaştı:

Prof. Dr. Füsun Yıldız

Küresel Erişkin Tütün Araştırması sonuçlarına göre sigarayı bırakmayı düşünenlerin oranı 2012 yılında yüzde 55.2’ken 2016 yılında bu oran yüzde 32.8’e düştü. Sigara bırakma oranları ise 2012 yılında yüzde 27.2’ken 2016 yılında yüzde 13.6 olarak ölçüldü. Araştırmalara göre, desteksiz sigara bırakma girişimleri altı aylık sürede ancak yüzde 3-5 oranında başarılı olurken, bu girişimlerin yüzde 80’i ilk bir ay içinde nüks ile sonuçlanıyor. Bu nedenle sigarayı bırakmak isteyenlerin mutlaka uzman hekimlerden destek alması gerekiyor.

Başlama yaşı 13-17 arasında

Dünyada özellikle ergenlik yaş grubu olmak üzere tüm yaş gruplarında, sosyal, psikolojik ve ekonomik nedenlerden dolayı tütün kullanımına başlanıyor. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre sigaraya başlama yaşı 13-17 arasında değişiyor. Bu dönemde karşılaştığı sorunlarla baş edemeyen ergenler, bazen sigara içmeyi bir baş etme yöntemi olarak kullanıyorlar. Akran etkisi ve bu dönemde dürtü kontrolünde problem olması da sigara kullanım nedenleri arasında yer alıyor. Sigara içen gençlerin yaklaşık dörtte biri ilk sigarasını 10 yaşına gelmeden deniyor. Ergenlik dönemi aynızamanda kişilerin risk almaktan çekinmedikleri bir dönem. Ergenler gelecekte oluşabilecek risklerin kendileri için çok uzakta olduğunu ve onları asla etkilemeyeceğini düşündükleri ve yıllar sonra ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını da pek umursamadıklarından bu riskli davranışa başlamaya daha yatkındırlar. Bu yüzden gençlerin yakın çevresinde bulunan anne, baba ve diğer çocukların da sigara içmeyip örnek davranışlar sergilemeleri önemlidir. Ergenle yapılan her görüşme fırsat bilinip sigara kullanımı sorgulanmalı ve sigarayı bırakmak için yardım alabileceği merkezlere yönlendirilmeli.

Akciğer kanserlerinin yüzde 87’sinden sorumlu

Sigara, içerdiği zararlı maddeler nedeniyle hücre düzeyindeki etkileri sonucu saçımızın telinden ayağımızın tırnağına kadar tüm organlarımıza zarar vermekte ve hastalıklara neden olmaktadır. Solunum yoluyla alınan bu zararlı maddeler birçok akciğer hastalığına yol açmaktadır. Sigara dumanı hem sıcaklığı nedeniyle solunum yolları üzerinde olumsuz etkiler yapmakta hem de içerdiği çeşitli kimyasal maddeler ile akciğerlerde rahatsızlıklara yol açmaktadır. Sigara dumanının sıcaklığı ve duman içindeki çeşitli maddeler hem solunum yolu epitelindeki tüycüklerin hem de salgı bezlerinin yapısını ve işleyişini bozar. Sigara dumanına sürekli maruziyet sonucunda solunum yollarında oluşan yapısal değişiklikler KOAH,  kronik bronşit, bronş hiperreaktivitesi, astım atakları, akciğer savunma sisteminde bozulma ve akciğer enfeksiyonlarda artma ile doğrudan ilişkilidir.

Ayrıca sigara dumanı akciğer ve gırtlak kanserlerinin gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Akciğer kanserlerinin yüzde 87’si, tüm kanserlerin yüzde 30’u tütün kullanımına bağlıdır. Bunun dışında kalp damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği, felç, ağız, yutak, meme, böbrek, mesane ve pankreas kanserlerine de neden olmaktadır. Sigara içen kadınlarda, içmeyen kadınlara göre kısırlık ve erken doğum problem ve riskleri daha fazladır. Gebeliğin düşükle sonlanması, ölü doğum, doğumsal anomaliler ve düşük doğum ağırlığı da daha fazla görülür.

Sigara bırakma merkezlerine başvurulabilir

Sigaradan kurtulmak için ‘çok geç’ diye bir zaman yok. Eğer herhangi bir hastalık tanısı almadan bıraktıysanız zaman içerisinde bağışıklık sisteminiz güçlenerek hastalıkların oluşma riski azalacaktır. Yaşam kaliteniz artacak, sigaranın kötü kokusundan, organlarınızda oluşturduğu kötü görüntülerden kurtulacaksınız. Eğer herhangi bir hastalık tanısı aldıktan sonra bıraktıysanız, tedavilerinizin etkinliği artacak, yara iyileşmesi, doku iyileşmesi sigara içenlere göre daha iyi olacak.

Bu merkezlere başvuracak kişilerin sigarayı bırakmak istemesi, bunun için gerekli destek ve tedaviyi talep etmesi gereklidir. Başvuran hastalardan ayrıntılı bir öykü alınmakta, muayene yapılmakta, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testi, karbon monoksit ölçüm testi yapılmaktadır. Ayrıca hangi tedavi yaklaşımının uygulanacağını belirlemek için nikotin bağımlılığını gösteren testler, anksiyete ve depresyon testleri uygulanmaktadır. Tüm bu testler sonucunda hastaya uygun tedavi yöntemleri tespit edilir. Sigara kullanımı nükslerle giden kronik bir hastalık olarak tanımlandığından, oluşabilecek nüksler konusunda hastaya bilgi verilmeli. Sağlık Bakanlığı kontrolünde açılan sigara bırakma merkezlerine ‘Alo 171′ hattından ya da polikliniğin bağlı olduğu merkezin numarasından kolayca ulaşılabilir ve randevu alınabilir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir