- Kahve Dünyası ve Cem Yılmaz’dan Yeni Reklam Kampanyası - 7 Aralık 2024
- Flormar ‘Metaglam’ ile yaratıcılığının sınırlarını keşfet! - 7 Aralık 2024
- Dünya Türk Kahvesi Günü Beta Yeni Han’da kutlandı - 7 Aralık 2024
Katılımcıların yüzde 12’si Koronavirüs’ten korkmuyor
İletişim Bilimleri Enstitüsü ve Fram Araştırma Şirketi tarafından, Prof. Dr. Ali Atıf Bir başkanlığında 14-18 Mart tarihleri arasında Türkiye’de bir araştırma yapıldı. 824 kişiyle gerçekleştirilen Risk Algısı Araştırması’nın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 12’lik kısmı hiçbir konuda önlem almadığını, yüzde 22’si ise hiçbir yere girmekten çekinmediğinin belirtti.
Katılımcıların yüzde 44’ü koronavirüsün kendilerine bulaşma ihtimalinin yüzde 1-5 arasında, olduğunu söyledi. Yine araştırma sonuçlarına göre gençlerin haberleri daha fazla internet ve sosyal medya üzerinden takip ettikleri ortaya çıktı. 65 ve üstü grubun doğrudan risk grubu içinde olması ve TV haberlerini daha fazla takip etmelerinin endişeye bağlı risk duygusunu artırdığı belirlendi.
Araştırmada Türkiye’nin çoğunluğunun süreci TV’den izlediği, en fazla takip edilen kaynağın da Sağlık Bakanlığı açıklamaları olduğu belirtildi.
Sağlık Bakanlığı en güvenilir kaynak
Araştırmaya katılanların yüzde 16’sının başarılı, yüzde 64.2’sinin ise çok başarılı bulduğu Sağlık Bakanlığı’nın süreci iyi yönettiği ifade edildi. Sağlık Bakanlığı, yüzde 80 oranında en güvenilir kurum olarak algılanıyor.
Koronavirüs ile ilgili yapılan haberleri inandırıcı bulanları oranı yüzde 44’ken hiç inandırıcı bulmayanların oranı yüzde 12. Eğitim düştükçe haberleri inandırıcı bulmama oranı da artıyor. Katılımcıların yüzde 25’i panik ortamının çok abartılı olduğunu düşünürken, 27.6’sı orta düzeyde bir abartı hissediyor.
Eğitim ve korunma oranı ilişkili
Yapılan açıklamalar sonrası alınan kişisel önlemlerin başında hijyene dikkat etme, kalabalık ortamlarda dikkatli davranma ve evde kalma geliyor. Yüzde 12’lik kesim ise hiçbir konuda bir önlem almadığını belirtmektedir. Eğitim düştükçe bu oran da artıyor. Yine açıklamalar sonrası kişiler öncelikle toplu taşıma kullanmayı azalttı ya da bıraktı. Yüzde 22’lik bir kesim ise hala hiçbir yere gitmekten çekinmediğini belirtti.
Prof. Dr. Ali Atıf, araştırma sonucu şöyle değerlendirdi: “Hepimiz önlem almalıyız ama panik havası yaratacak eylemlerden de kaçınmalıyız. Bu nedenle gençlerin farklı kaynaklardan bilgi almaları sağlanmalı, görece yaşlıların ve 65 yaş üstü riski yüksek grubundakilerin gerçek risklerle ilgili abartılı haber almaları önlenmelidir. Geleneksel medya ve kişisel medya yönetenlerin bilgilendirme görevini yerine getirirken, haberlerinin tonuna ve salgın haberlerine ayırdıkları sürelere, attıkları çekici başlıklara, seçtikleri görsellere ve ağırladıkları konukların bilimsel bilgiyi anlaşılan bir dille verme konusunda uzman olmalarına çok dikkat etmeleri gerekir. Unutulmamalıdır ki, risk algısı özneldir ve söylenen rakamların, karmaşık sözcüklerin neyi ifade ettiği bilgisi birçok izleyici için farklı yorumlanmaya müsaittir.”