Her dört yaşlıdan birinde üç hayati hastalık bulunuyor

1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü

2050 yılında her beş kişiden birinin 60 yaşın üzerinde olması bekleniyor. Bu da yaşlılığa bağlı bazı hastalıkların daha sık görüleceği anlamında geliyor. Yaşlılık hastalıklarına koronavirüs pandemisi de eklenince, risk grubundakiler sosyal ortamlardan uzaklaşmak zorunda kaldı.

Prof. Dr. Berrin Karadağ

Acıbadem Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Berrin Karadağ, “Uluslararası Geriyatri ve Gerontoloji Birliği (IAGG) tarafından hazırlanan Covid-19 rehberinde uyku düzeni, iyimser bakış, ev içi spor aktiviteleri, yeterli ve uygun beslenme düzeni, korunmuş sosyal mesafe, aile ve arkadaşlarla iletişim teknolojisi aracılığı ile temas, ilaçların aksatılmaması, hijyen önerileri ile bu kriz döneminin idaresi yönüne gidilmesi ile en az zararla sağlıklı günlere ulaşılması hedefleniyor” dedi. Karadağ, yaşlılarda sık görülen hastalıkları ve bunlardan korunma yollarını anlattı:  

Araştırmalar, 65 yaş üstündeki kişilerin yüzde 90’ında bir hastalıktan yakındığını, yüzde 35’inde iki hastalık, yüzde 23’ünde ise 3 hastalık bulunduğunu gösteriyor. Bu yaşın üzerindeki her yedi kişiden birinde ise en az 4 hastalık görülüyor.

Yüksek tansiyon

Atardamarlarda kan basıncının yükselmesi ile kendini gösteren yüksek tansiyon uzun dönemde damarlara ve böbrek, göz, kalp gibi diğer organlara hasar veriyor. Bedenimize özen göstermeyip yağlı beslenirsek daha az hareket edip kilo alırsak, tuz, sigara, alkolden uzak durmazsak ilerleyen yaşı da hesaba katarsak hipertansiyonu davet ederiz. Özellikle başın arka kısmında oluşan ağrı, burun kanaması, yorgunluk  ve ‘başım kazan gibi dolu ve taşıyamıyorum hissi gibi belirtiler verse de bazen yavaş yavaş gelişiyor ve hiçbir yakınmaya yol açmıyor.

Öncelikle yemeklerdeki tuzu azaltmakla işe başlayabiliriz. Sigara ve alkol bırakılmalı, yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı ve varsa fazla kilolar verilmelidir. Bedenimizin elverdiği ölçüde düzenli spor yapılmalıdır. Tüm bunlar ‘yaşam tarzı değişiklikleri’ başlığı altında toplanırlar ve sadece yüksek tansiyonu değil, yılların ortaya çıkarabileceği pek çok hastalığı önlemede baş rolde yer alırlar.

Diyabet

Ağız kuruluğu, çok sık idrara çıkma, bol su içme ihtiyacı ve giderek artan bir halsizlikle kendini belli eder. Başta idrar yolu enfeksiyonu olmak üzere, sık hastalanma, mantar enfeksiyonu oluşumu kolaylaşır. Kilolu yaşlılar, ailede şeker hastalığı öyküsü olanlar, yüksek tansiyon hastaları, kan yağları yüksek olan ve yeterince hareket etmeyen yaşlılar daha büyük risk altında. Her yıl en az bir kez açlık kan şekeri taraması yaptırılmalı. Diyabet tedavi edilmediğinde birçok organda hasar, kalp krizi, böbrek yetersizliği ve diyaliz ihtiyacı, görme kaybı, ayak yaraları gibi sorunlara yol açıyor.

Tıpkı yüksek tansiyondan korunmada olduğu gibi uygun beslenme, diyet, şekerli gıdaların azaltılması, kilo verme, spor yapma, sigara ve alkolün bırakılması ve doktorun önerdiği tedaviye uyum ile diyabet ile de başa çıkmak mümkün.

Kalp ve damar hastalıkları

Yaşlanma, kalp-damar hastalıkları için en büyük risk faktörü. Vücut için gerekli oksijeni ve besini taşıyan kan, kalp sayesinde vücuda dağılıyor ve dokulara ulaşıyor. Kalp yetmezliğinde ise kalp çalışmaya devam ettiği halde yeterli miktarda kanı dokulara gönderemiyor. Yüksek tansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, ailesel kalp hastalığı ve sigara öyküsü olanlar kalp ve damar hastalıkları görülmesi açısından en riskli grupta.

Kalp hastalığına bağlı oluşan ağrının özellikleri vardır. Öncellikle eforla, yorulunca, yoğun stres ve ağır yemek sonrası açığa çıkar. Genellikle göğüsün sol kısmında, yumruk veya avuç içi büyüklüğü bir alanda baskı tarzındadır. Ağrı çeneye, sol kola ve mide kısmına yansıyabilir. En önemli özelliği ağrının dinlenince azalarak geçmesidir. Kalp ve damar hastalığına bağlı ağrı 5-10 dakika kadar sürer, ancak ağrı 20 dakikanın üzerinde ve beraberinde bulantı, terleme, fenalık hissi de oluyorsa kalp krizi olma ihtimali yüksektir. Hemen acile başvurmak gereklidir.

  • 30’lu yaşlardan itibaren hiçbir şikayetiniz yokken bile sağlık kontrollerinizi düzenli şekilde yaptırın.
  • Kilo almayın, ideal kilonuzu koruyun ve düzenli beslenin. Yemek için yaşamayın, yaşamak için yiyin!
  • Tekdüze yaşama renk katarak, yürüyüşler ve dengeli egzersizleri hayatınıza ekleyin. Böylece denge kabiliyetini koruyarak düşmeleri ve buna bağlı gelişebilecek olan ve hayatı kısıtlayıcı kemik kırılmalarını engellemiş olursunuz.
  • Sigara ve alkolden uzak durun.
  • Zihninizi aktif tutun. Yeni şeyler öğrenmek beynimizin yeni alanlarını işler hale getirir. Hobiler edinmek ve özellikle de yabancı dil, teknolojinin yeni gelişimlerine ayak uydurmakla zihnimizi aydınlık tutabiliriz.
  • Gençlerle iletişim halinde olun. Böylece onlardan enerji alırken, yılların tecrübesini de onlara aktarabiliriz. Bir şekilde bu karşılıklı alışveriş, beraberinde yalnız kalmamayı ve hatta eğlenceli bir yaş almayı da sunar.

 

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir