Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu: Ruh sağlığı pandemisi yaşıyoruz

Ruh sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünya üzerinde 264 milyon kişi kaygı bozukluklarından, 322 milyon kişi depresif bozukluklardan muzdarip. Ancak bu rakamlar, pandemi nedeniyle arttı.

Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu

Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi, Klinik Psikolog Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, “Bu rakamlara alkol bağımlılığı, yeme bozuklukları, travmatik olaylar sonrası ortaya çıkan stres sorunlarını eklersek, sayı artacaktır.  Geldiğimiz duruma bir nevi ruh sağlığı pandemisi bile diyebiliriz” şeklinde konuştu. 

‘Psikolojik esenlik çok önemli’

Şalcıoğlu, modern dünyada insanların uyku dışındaki zamanlarının yüzde 60’ını çalışarak geçirdiğini ve sanayileşmiş dünyanın iş yerlerinde ruh sağlığı sorunlarının yaygın görüldüğüne işaret etti. Batı ülkelerinde yapılan araştırmaları özetleyen Şalcıoğlu 27 Avrupa ülkesinde, çalışanların yüzde 22’sinde iş stresinin ruh sağlığını olumsuz etkilediğini, İngiltere’de her altı çalışandan birinde anksiyete, depresyon, strese bağlı ruh sağlığı sorunu görüldüğünü açıkladı.

İş yerlerinde stres yönetimi ve mindfulness (bilinçli farkındalık) eğitimleri düzenleyerek, çalışan sağlığını desteklemek olumlu sonuçlar yaratıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, ruh sağlığı sorunları geliştirmiş bir kişi bu eğitimlerden sınırlı fayda sağlayacaktır. Anksiyete ve depresyon gibi sorunlar psikolojik ve psikiyatrik tedaviler gerektirir.

Esenlik kavramının önemini vurgulayan Prof. Şalcıoğlu “Ruh sağlığından bahsedildiği zaman çoğunlukla psikolojik sorunlar ve bozukluklar akla gelir. Oysa; ruh sağlığının tamamlayıcı bileşeninin esenlik olduğu unutulmamalıdır. Tam bir ruhsal sağlığa sahip olmak duygusal, psikolojik ve sosyal esenliğe sahip olmayı gerektirir. Duygusal esenlik mutluluk, olumlu duygular yaşama, haz almayı barındırırken, psikolojik esenlik bireyin yaşamın anlamı ve amacına dair bir anlayışla seçtiği doğrultuda kendi potansiyelini gerçekleştirmek için çaba göstermesini içerir. Sosyal esenlik ise kişinin toplumsal yaşama katılımı ve toplumun bir parçası olmasıdır” dedi. 

  • Öncelikle yaşamınızı anlamlı kılan ve ona yön veren değerlerinizi tanımlayın.
  • Gündelik yaşamınızı ve davranışlarınızı benimsediğiniz değerleri temel alarak yönlendirin.
  • Gündelik yaşam içinde değerlerinizle uyumlu eylemlere farkındalıkla girin.
  • Duygu ve düşünceleriniz süreçte size engel oluşturabilir. Bu iç engelleri anlamaya ve aşmaya yönelik çözümler üretmeye çalışın.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir