- PenFest 9-10 Kasım’da Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek - 2 Kasım 2024
- Green Up Koleksiyonuna yeni ürünler ve renkler eklendi - 31 Ekim 2024
- Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda kadınlara güçlü bir destek - 25 Ekim 2024
Aile içi şiddete fazla vurgu yapılmıyor
İstanbul Rumeli Üniversitesi, ‘Şiddet ve Zorbalıkla Mücadele’ sempozyumuna ev sahipliği yaptı. İki gün süren sempozyumda alanında uzman konuşmacılar yer aldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral yaptı. Üniversitenin Kadın Hakları Eylem Planı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Nedime Köşgeroğlu, “Geçtiğimiz 20 yılda şiddet sorunu, kadınların kasten yaralanmasının önemli bir nedeni olarak tüm dünyada açık bir insan hakları ihlali ve bir kamu sağlığı sorunu olarak ele alınmaktadır. Türk Dil Kurumu’nda Zorba/ Zorbalık ifadelerinin anlamlarına bakıldığında; ‘gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan (kimse), müstebit, mütegallibe, despot, diktatör’ anlamında kullanılmaktadır. Şiddet ise ‘güçlünün güçsüz bulduğu çocuk, yaşlı, kadın, hayvana karşı fiziksek, psikolojik, sosyal ve ekonomik güç uygulaması ve insan haklarını ihlal etmesi hatta yaşam hakkını elinden almasıdır’ olarak tanımlanmaktadır.
Kadına karşı eşitlik kavramı dünya çapında 1979 senesinde gerçekleştirilmiştir. Birleşmiş Millet, kadınlara karşı her tür ayrımcılığın ortadan kaldırılması (CEDAW) sözleşmesi ile başladı. Ancak burada aile içi şiddette çok fazla vurgu yapılmadı. Cinsiyete dayalı şiddet, kadının, kadın erkek eşitliğine dayanan haklarını ve özgürlüğünü zedeleyen bir ayrım biçimidir.
Üye devletlere, aile içi şiddete ve her türlü cinsel istismara, tacize, tecavüze karşı tüm kadınları koruyacak, onların onuruna saygı gösterecek yasaları çıkarmaya şeklinde devam eden kararın yasal anlamda geçekleşmesi 1998 yılına denk gelmektedir. 4320 sayılı yasa 14.01.1998 yılında kabul edilmiş olup 17.01.1998 yılında yürürlüğe girmiştir. 2006 yılında ise genişletilmiş olarak 6283 yasa kabul edilmiştir. Yasa, ‘şiddete uğrayan ve şiddete uğrama tehlikesi bulunana herhangi bir ayrım yapılmaksızın tüm kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunmasına yönelik tedbirler içermektedir. Ancak yasanın yaşama geçmesi için bu tür çalıştay ve sempozyumların sürekliliğinin gerekli olduğuna inanıyorum” açıklamalarını yaptı.
Sempozyumda üç oturum yapıldı
Sempozyumun ilk oturumunda ‘Dijital Ortamda Şiddet ve Zorbalık’ hakkında konuşmalar gerçekleştirildi. İlk oturumun başkanı Uçan Süpürge Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Halime Güner, konuşmacılar ise 22-24. Dönem İstanbul şanlı Urfa Milletvekili olan Prof. Dr. Zeynep Karahan Uslu ve İstanbul Rumeli Üniversitesi Öğr. Üye. Prof. Dr. Zeynep Özarslan’dı. Sempozyumun ilk oturumunda ülkemizde yeni yeni farkındalık bilinci oluşmaya başladığı dijital şiddete karşın yasal yapılanmaya gereksinim olduğu, ancak kanıt oluşturacak bilgileri kaydetmenin öneminden bahsedildi.
İkinci oturumda Doç. Dr. Seda Topcu, Prof.Dr Mehmet Oğuz Polat ve Av. Şahin Antakyalı, çocuk istismarı ve şiddet konusunda önemli bilgileri paylaştı. Üçüncü oturumda ise özel durumlarda şiddet konularına yer verildi. İlk konuşmacı Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğr. Üyesi Nermin Gürhan, hayvana yönelik şiddetin boyutlarını anlattı. Kurtuluş Aile Sağlığı Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ünal Ayrancı ise hamile kadınlara şiddetin önlenmesi için Aile sağlığı merkezleri ile ŞÖNİM’lerin iç içe çalışması gerektiğini vurguladı.
Sempozyumun son günü, Eskişehir Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Demet Özbabalık, demans hastalarının şiddettin hem öznesi hem de nesnesi olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Nedime Köşgeroğlu ise engelli bireylere karşı şiddet ve zorbalık konusunda yaşamdan örnekler vererek, engelli bireylerin ekonomik, sosyal, ruhsal desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.