- Su içmeyi unutuyorum bahanesi artık tarih oluyor! - 4 Şubat 2025
- Kulak temizliğinde devrim yaratan teknoloji: OtoSet - 20 Ocak 2025
- Rado’dan Sevgililer Günü için gül metaforlu hediye - 20 Ocak 2025
Uygun tedaviyle sedef hastalığı kontrol altına alınabilir
Yalnızca bir cilt hastalığı olarak bilinen sedefe eklem tutulumu, obezite, diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, damar sertliği, kalp krizi, Crohn ve Ülseratif Kolit gibi iltihabi bağırsak hastalıkları eşlik edebilir.
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Bölümü Uzmanı, Türk Dermatoloji Derneği Psoriasis Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi-Sekreteri Doç. Dr. Didem Didar Balcı, hastalıklar ilgili önemli bilgiler paylaştı:
Sedef, uzun süre devamlılık gösterebilen bir deri hastalığı olup, en sık görülen plak tipinde sağlam deriden keskin sınırla ayrılabilen, deriden kabarık kızarıklıklar ve bunların üzerini kaplayan sedef renkte pullanmalarla karakterizedir. Bağışıklık sistemi, genetik ve çevresel faktörler hastalığın oluşumunda rol oynayan unsurlardır. Kaşıma, yolma gibi travmatik durumlar, alkol, stres, sigara, bazı ilaçlar, aşırı güneşlenme ve güneş yanıkları hastalığı tetikleyebilir, ataklara yol açabilir.
Herhangi bir dönemde ortaya çıkabilir
Psoriasis, bebeklik ve yaşlılık dönemi arasında herhangi bir dönemde ortaya çıkabilmektedir. 20-30 ve 50-60 yaşları, en sık başlangıç yaşlarıdır. Kaşıma, yolma gibi travmatik durumlar; alkol, stres, sigara, bazı ilaçlar, aşırı güneşlenme ve güneş yanıkları hastalığı tetikleyebilir, ataklara yol açabilir. Hastalık hafif, orta ya da şiddetli evrede olabilir. Erken evrede tanı hastalığa eşlik edebilecek kalp krizi riski, damar sertliği riski, obezite ve eklem tutulumunun tedavi ve takiple azaltılmasını ve hastanın doğru tedaviye kısa zamanda ulaşarak yaşam kalitesinin bozulmasını engeller.
Bazı sedef hastalarının akrabalarında da görülüyor
Hastaların yaklaşık yüzde 30-40’ının birinci dereceden akrabalarında da sedef saptanmaktadır. Çift yumurta ikizlerinin her ikisinde görülme riski yüzde 15- 30, tek yumurta ikizlerinde ise yüzde 65-72 gibi yüksek oranda olduğu saptanmıştır. ABD’de yüzde 3.2, Norveç’te yüzde 11.4, batı ülkelerindeki görülme oranı yüzde 2-4 olarak bildirilmişken; ülkemizden üç çalışma vardır. Trabzon ilindeki görülme oranı erişkin nüfusta yüzde 1.1 olarak, Bolu’nun Mudurnu ilçesinde görülme oranı yüzde 0.5 olarak saptanmıştır. Ankara’da bir üniversite dermatoloji polikliniğine başvuran hastalar arasında ise görülme oranı yüzde 1.3 bildirilmiştir.
Aile ve çocuğa eğitim verilmeli
Hastanın yaşı, cinsiyeti, hastalığın tutulum yerleri ve şiddeti, eşlik eden diğer hastalıklar, hastanın yaşam kalitesi, sosyoekonomik düzey tedavi seçiminde önemlidir. Ayrıca hastalığın kronik olduğu hakkında aileye ve çocuğa eğitim verilmeli, tetikleyici faktörlerden uzak durulmasının önemi vurgulanmalıdır. Hastalar ve ebeveynlerine hastalığın kontrolü ile iyileşmenin sağlanabileceği anlatılmalı, kendiliğinden iyileşmenin yanı sıra hastalığın tekrarlayıcı olduğu ve hayat boyu süreceği konusu da belirtilmelidir. Bazı üst solunum yolu enfeksiyonları veya diğer infeksiyon odaklarının tedavi edilmesi önemlidir. Hastalığın şiddetine göre topikal tedavi, fototerapi gibi geleneksel sistemik tedaviler ya da hedefe yönelik gelişmiş tedaviler kullanabilmekteyiz.”
Sedef bulaşıcı bir hastalık değildir
Sedef hastalığı hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, damgalanma hissiyle, anksiyete, depresyon gibi rahatsızlıklara sebep olan bir hastalıktır. Bu hastalık cinsel yaşamda, boş zaman aktivitelerini, spor aktivitelerini geçirmede, kıyafet seçiminde, arkadaşlık ilişkilerinde zorlanmaya yol açmaktadır. Çocuklar okula gitmek istememektedir. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Ancak bu yanlış kanıdan dolayı da toplumdan izole olmaktadırlar.
Sedef hastaları da toplumun uyduğu genel izolasyon tedbirlerine uymalıdır. Pandemi döneminde gelişmiş tedavi kullanan hastaların normal toplumdaki insanlarla Covid-19 geçirme sıklığı ve şiddeti aynı düzeyde bildirilmiştir. Bu dönemde korona enfeksiyonu olanlar tedavileri için hekimleri ile iletişim halinde olmalıdır.