- Egzama ile kaliteli yaşamanın ipuçları - 9 Ocak 2025
- Saçlarınızın dökülme nedeni D vitamini eksikliği olabilir mi? - 9 Ocak 2025
- Samsung X KNTLGY iş birliği moda ve teknolojiyi bir araya getirdi - 9 Ocak 2025
Urolitin A güçlü bir antioksidan ve anti-inflamatuar
Alzheimer, 65 yaş üzerindeki bireyleri etkileyen ve yaşlılarda demansın önde gelen nedeni olan dejeneratif bir beyin bozukluğu.
Araştırmalar, nar içinde bulunan doğal bir bileşiğin Alzheimer belirtilerini hafifletmede yardımcı olabileceğine işaret ediyor. ‘Urolitin A’ adı verilen bu doğal bileşik, hafıza ve bilişsel fonksiyonları destekliyor. Ayrıca beyin enflamasyonunu azaltıyor.
Urolitin A, güçlü bir antioksidan ve anti-inflamatuar etkilere sahip. Aynı zamanda beyin sağlığı için diğer potansiyel faydaları da var.
Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacılar, Alzheimer hastalığında uzun süreli urolitin A tedavisinin faydalarını araştırdı.
Alzheimer’s hastalığında uzun süreli urolitin A tedavisinin faydalarını anlamak için üç fare modeli kullanıldı. Urolitin A tedavisini davranışsal, elektrofizyolojik, biyokimyasal ve biyoinformatik deneylerle birleştirdiler.
Beş ay boyunca urolitin A tedavisi uygulandıktan sonra
- Alzheimer farelerinin beyinlerinde hafıza, protein birikimi, hücre atık işleme ve DNA hasarı gibi alanlarda iyileşmeler oldu.
- Ayrıca, beyin enflamasyonunun önemli belirteçleri azaldı. Tedavi edilen fareler sağlıklı farelere daha benzer hale geldi.
- Çalışma, urolitin A tedavisinin beyindeki mikroglia adı verilen bir tür bağışıklık hücresinin aşırı aktivitesini azalttığını ortaya koydu.
Ek çalışmalar gerekiyor
RUSH Üniversitesi Sağlıklı Yaşlanma Enstitüsü’nden Doç. Dr. Thomas M. Holland, araştırmayı şöyle özetledi:
“Araştırma, urolitin A tedavisinin Alzheimer hastalığı için bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Nöroinflamasyon, mitokondriyal işlev bozukluğu, lizozomal işlev bozukluğu ve DNA hasarı gibi çeşitli patolojik mekanizmaları hedefliyor. Böylece hastalığın ilerlemesini potansiyel olarak yavaşlatabilir.
Alzheimer müdahalesi için umut verici olmasına rağmen, insanlarda etkinliğini ve güvenliğini doğrulamak için ek çalışmalara ihtiyaç var.”
Kaynak: www.medicalnewstoday.com