Yapay zekayla dertleşmenin gizli tehlikeleri
Yapay zeka, yalnızca teknoloji gündemini değil, psikoloji dünyasını da derinden etkiliyor. Akıllı algoritmalar, sohbet robotları, hatta terapist görevini üstlenen yapay zeka destekli uygulamalar insan zihniyle karmaşık bir dansa tutuşmuş durumda… Günümüzde yapay zeka ile dertleşenlerin sayısı hızla artt. Oysa bu dertleşme gizli tehlikeler içerebiliyor.
Uzman Psikolog Meysenaz Koser “Sosyal medya algoritmalarının bizim ne istediğimizi bizden önce bilmesi, duygularımıza cevap veren sanal asistanlar ve ‘terapi botları’ günümüzde sıradanlaştı. Bazı kullanıcılar, yapay zeka ile kurdukları etkileşimi bir ‘dijital dostluk’ olarak tanımlıyor. Hatta yalnızlık hissini azalttığını söyleyenlerin sayısı hiç de az değil. Ancak bu durum iki ucu keskin bir bıçak. Zamanla yalnızlaşmadan depresyona dek bir çok tehlikeye neden olabiliyor” diyor.
1-Yüzeysel yanıtlar verdiğini bilin
Yapay zekanın yanıtları derin psikolojik destek yerine geçmez. Terapi veya psikolojik yardım sadece insanla yapılmalı. Zeka modelinin tavsiyeleri yüzeysel ya da genelleyici olabiliyor. Yapay zeka sorularınıza istediğiniz uzunlukta ve ayrıntılarla yanıt verse de sizin yaşadığınız deneyimin anlamını tam olarak kavrayamaz.
2-Duygularınızı hissettiğini sanmayın
Her bireyin ruhsal deneyimi eşsiz ve derinliklidir, bu derinliğin tamamı algoritmalarla kapsanamaz. Yapay zeka duyguları anlayabiliyor ama hissetmez, gerçek empati kuramaz. Sizi destekleyici görünse de, bu bir programlanmış yanıttır, içtenlik değil. Unutmayın, duygularınız ‘analiz edilecek veri’ değil, sizin yaşanmışlıklarınız ve ruhunuzun derinliklerinde hissettiklerinizdir.
3-Gerçek ilişkilerin yerini tutmaz
İnsan ruhu canlı ilişkilerle iyileşir; yüz yüze temas, jest, ses tonu, göz teması gibi. Yapay zeka ile kurulan bağlar tek taraflı ve yapaydır. Kişi, yapay zekayla geçirdiği zamanın tatmin edici olduğunu düşünerek gerçek insan ilişkilerinden uzaklaşabiliyor. Sosyal bağlar zayıflayıp, aile, arkadaş ya da iş çevresindeki etkileşimlerde azalma yaşanabiliyor.
4-Alışkanlık haline getirmeyin
Sadece yapay zekaya dert anlatmak, alışkanlık haline gelirse sosyal kaçınmayı ve yalnızlığı artırabilmekte. Oysa insanlarla bağ kurmak ruh sağlığının temelidir. Üstelik yapay zeka ile kurulan ilişkide geri bildirimlerin her zaman olumlu ve kabul edici olması, kişiyi gerçek dünyadaki normal çatışmalara karşı savunmasız bırakabiliyor. Gerçek hayattaki reddedilmeler daha ağır hissedilebiliyor.
5-Rahatlama sağlayabiliyor ama geçici
Yapay zekaya anlattıklarınızla geçici bir rahatlama hissedebilirsiniz. Ama asıl ihtiyaç duyduğunuz şey, karşılıklı, anlayan bir bilinçtir. Unutmayalım; yapay zeka bir araçtır. İnsan olmak, duyguları hissetmek ve paylaşmakla ilgilidir.
6-Gizliliğe ve zaman kaybına dair bilinçli olun
‘Dijital dost’unuzla kendi duygularınızı paylaşırken kişisel veri güvenliğine dikkat edin. Anlattığınız her şey gelecekte işlenebilecek bir veridir. Öte yandan, yapay zeka ile geçirilen aşırı süre, kişinin kariyeri, eğitimi ya da kişisel gelişimi için ayırabileceği zamanı azaltıyor.
7-Bağımlı hale gelmeyin
Kişi zamanla yapay zekaya duygusal olarak bağımlı hale gelebiliyor. Bu da teknolojiden kopamama ve yalnız kaldığında aşırı stres hissetme gibi sonuçlar doğuruyor. Ayrıca zamanla ortaya çıkan ‘beni anlayan tek şey bir makine’ düşüncesi, kişiyi yalnızlık ve depresyona sürüklüyor.