Hem hastalar hem de doktorlar için umut verici bir gelişme
Mesane kanserinde son 5 yılda rutin pratiğe giren, kısmen devlet tarafından ödenen tedavilerle hastaların yaşam süreleri artıyor
Mesane kanseri, özellikle ileri yaş erkeklerde sık görülen ürolojik kanserlerden biri. Sigara kullanımı, kimyasal madde maruziyeti ve genetik yatkınlık, mesane kanserinin başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor.
Hastalık erken dönemde fark edilmediğinde hızla ilerliyor ve tedavi süreci zorlaşıyor. İleri evreye ulaştığında ise klasik kemoterapi çoğu zaman sınırlı etki gösteriyor. Daha etkili ve uzun süreli çözümler sunan yeni tedavi yöntemlerine olan ihtiyaç giderek artıyor.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Arslan, bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan yeni immünoterapi ilaçları sayesinde son beş 5 yılda büyük gelişmeler yaşandığını belirtti.
9. Ulusal İmmünoterapi ve Onkoloji Kongresi’nde bu gelişmeleri değerlendiren Arslan, “Mesane kanseri son yıllara kadar erken evrede işlerin daha kolay gittiği ancak ileri evrede tespit ettiğimizde üzüldüğümüz bir kanser alanıydı. Ama son 5 yıl içinde gerek dünyada gerekse Türkiye’de ciddi gelişmeler oldu. Bunlar, genel olarak pratiğin uygulanmasının ötesinde, ülkemizde klinik araştırmaların oturması ve bilimin gelişmesiyle mümkün hale geldi. Gerek yeni ilaçların faz ve ruhsat çalışmaları gerekse araştırmalar artık çok kolay yapılabiliyor.
Bu çalışmalara kattığımız hastalarda çok daha önemli gelişmeler oluyor. İleri dönemin tedavilerini erken buluşturmuş oluyoruz hastalarla. Son 5 yılda rutin pratiğe giren, kısmen devlet tarafından ödenen tedavilerle hastaların yaşam süreleri uzadı. Belli bir oranda hastada da, yaklaşık yüzde 10’luk bir grupta ileri evre, evre 4 olmasına rağmen şifa şansı oldu. Kanser hastası için bir gün bile değerli. Bu, hem onlar hem de biz doktorlar için umut verici” açıklamasını yaptı.
