- Yıpranmış saçlara bağ bakımı: Yeni Dove Bond Intense Repair - 22 Aralık 2024
- Burun açıcı spreyler masum mu yoksa tehlikeli mi? - 22 Aralık 2024
- Yanlış makyaj ürünü gözde enfeksiyona yol açabilir - 22 Aralık 2024
Sevdiklerinizi koruyacak 6 önlem
Bilgisayar oyunlarının yol açtığı ve artık bir hastalık olarak kabul edilen ‘oyun oynama bozukluğu’, kişinin aile ve sosyal yaşantısını, eğitimini hatta iş hayatını ciddi ölçüde etkiliyor.
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Oyun oynama bozukluğu, tıpkı diğer bağımlılıklar gibi günlük rutin aktivitelerinin aksamasına yol açıyor, hayat kalitesini düşürüyor. Sorun o kadar büyük ki, Dünya Sağlık Örgütü bunu artık bir hastalık olarak kabul ediyor. Özellikle çocukları ve gençleri etkisi altına alan oyun bağımlılığını ‘Gaming Disorder’ adıyla duyurdu” uyarısında bulundu.
Tanı için 3 kriter var
Oyun oynama bozukluğunun hastalık olabilmesi için Dünya Sağlık Örgütü’nün 3 tanı kriteri belirledi. Bunlar; kontrol kaybı, oyunun kişinin günlük yaşamında öncelik haline gelmesi ve olumsuz sonuçlarına rağmen son verememe.
Araştırmalar, dikkat bozukluğu bulunan bireylerin bu soruna yatkın olduklarını gösteriyor. Oyun oynama bozukluğu, kaygı bozuklukları ve depresyonla birlikte de görülebiliyor. Oyuna bağımlı kişi, günün her saatinde oyun oynama isteği duyabiliyor. Özellikle güne başlarken, hafta sonları ve uyku öncesi oyun oynama isteği artabiliyor. Oyun bağımlılığı, kişinin günlük yaşamındaki rutinlerini ve sorumluluklarını da olumsuz etkiliyor. Özellikle gençlerin akademik başarısını ve sosyal yaşamını tehdit edebiliyor. Bu sorunu yaşayanların oyun oynamadıkları bir günü tanımlamaları ise ‘Sıkılıyorum, yoksunluk hissediyorum, oyun dışındaki etkinliklerden hiç keyif almıyorum’ cümleleriyle özetlenebilir.
Sorunlardan kaçmak için oyuna sığınılıyor
Son yıllarda artan akıllı telefon ve bilgisayar kullanımı özellikle çoğu ergen ve çocuk için neredeyse bağımlılık boyutunda. Aileler çocukları ile yeterli ve verimli bir iletişim kuramıyor, hatta çocuklara belirli konularda sınır ve kural dahi koyamıyor. Bunun sonucunda ise çocuklar, yönetemedikleri bir süreci yalnız başlarına yürütüyor. Ergenlik çağındakiler çevrimiçi oyunlarda kendilerini sahte isim ve özelliklerle tanıtıyor, bu durumu bir sosyal kaçış olarak görebiliyor.
Böylece oyun sayesinde sanal bir ortamda, istedikleri maskelerle kendilerini sahte bir sosyalleşme deneyimiyle motive ediyorlar. Hatta bazı kişiler sorunlarından kaçmak ya da olumsuz duygu durumlarından kurtulmak için oyuna sığınabiliyor. Küçük yaşlarda oyuna harcanan süre uzadıkça ve devam ettikçe, oyun oynama alışkanlığı kişi için zararlı olmaya başlıyor.
Uzman desteği önemli
Kişi; rutin sorumluluklarını ihmal ediyor, bilgisayar ve telefon oyunlarına çok vakit harcıyor ve oyunu sonlandırdığında üzüntü, yoksunluk gibi belirtiler gösteriyorsa, bir uzmandan destek alınması gerekiyor. Tanı aşamasından sonra tedavi sürecinde öncelikle bağımlılığın altında yatan psikolojik nedenler saptanır ve buna göre bir yol izlenir. Tedavi sonrasında kişi oyunu hayatından tamamen çıkarabildiği gibi aynı zamanda süresine, sıklığına limit koyma konusunda bir beceri de geliştirmeyi başarıyor.
- Her şeyden önce sorunu yasaklar ve cezalarla değil, doğru iletişimle çözebileceğinizi unutmayın.
- Bir oyun planı oluşturun ve bunun düzenini takip edin.
- Oynayacak kişinin yaşına uygun bir süre ve zaman aralığı belirleyin. Özellikle çocuklarınız için limitler koymayı ihmal etmeyin ve oyunların içeriğini öğrenin.
- Çocuklarınızı çeşitli hobilere, egzersizlere ve aktivitelere yönlendirin. Verimli bir etkinlik planı yapın.
- Sevdiklerinizin duygularına değer verdiğinizi ve onları önemsediğinizi hissettirin.
- Tüm bu önlemlerinize rağmen olumlu sonuç alamazsanız, en kısa zamanda bir uzman desteği almayı ihmal etmeyin.