- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
Karaciğer yağlanmasına karşı 3 etkili tavsiye
Karaciğer yağlanması dünya genelinde en sık görülen kronik karaciğer hastalıkları arasında yer alıyor. Ülkemizde de son yıllarda hızla artan obezite ve diyabet nedeniyle önemli bir halk sağlığı problemi olarak öne çıkıyor.
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı, ülkemizde karaciğer yağlanması sıklığının yüzde 48 olduğunu söyledi. Vücut kitle indeksi 25’in üzerinde olan kişilerde bu oranın yüzde 63’ü bulduğunu belirtti. Yapalı, “Karaciğer yağlanması sinsice ilerleyerek, şikayete yol açmaz. Çoğunlukla herhangi bir nedenle yapılan ultrasonografi gibi radyolojik görüntülemelerle tanı konmaktadır. Önlem alınmadığında ileri aşamada karaciğer sirozu veya karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Dünyada 2030 yılında siroz ve karaciğer naklinin en sık sebebi olması beklenmektedir” diyor.
Dr. Yapalı, bu sinsi hastalıktan korunmada 3 yöntemi anlattı:
Karaciğer yağlanması alkole bağlı ve alkol dışı nedenlerden kaynaklanabiliyor. Karaciğerde yüzde 5-10’dan fazla yağ birikimi olması sonucunda gelişiyor. Karaciğer yağlanması, bmetabolik sendrom tablosunun bir parçası olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu tablonun içinde obezite, Tip 2 diyabet, hipertansiyon, insülin direnci, kalp damar hastalıkları ve ürik asit yüksekliği var. Alkol kullanmayan bir kişide de yağlı karaciğer hastalığı olabilmektedir.
Bu etkenler riski artırıyor!
Aşırı kilolu kişiler ve obezite hastaları ile diyabet, insülin direnci yüksek kişiler, kan yağları yüksek olanlar, vücut kitle indeksi 25’in üzerinde olanlar, bel çevresi (erkeklerde 94 cm’in üzeri, kadınlarda 80 cm’in üzeri) kalın olanlar ve alkol kullananlar karaciğer yağlanması riski altında.
Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, düzensiz aralıklarla yemek yeme, menopoz ve bazı ilaçlar karaciğer yağlanması riskini artırmaktadır. Normal kilolu kişilerde de eşlik eden insülin direnci, iç organ yağlanması ve genetik faktörler karaciğer yağlanması için risktir.
Karaciğer yağlanması olan hastalar, diyabet ve kalp hastalıkları açısından da mutlaka taranmalıdır. Karaciğer yağlanması olanlarda diyabet riski 2-5 kat, kalp ve damar hastalıkları riski 2-3 kat artmaktadır. Diyabet hastaları, metabolik sendromu ve ailede karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer sirozu öyküsü olanlar ve alkol tüketen bireyler karaciğerde sertleşme veya hasar gelişimi açısından değerlendirilmelidir. Günümüzde karaciğerdeki hasarı belirleyen Fibroscan/CAP yöntemi kullanılmaktadır. Böylece yağlanmaya bağlı karaciğerin sertlik derecesi ve karaciğerdeki yağ miktarının kantitatif ölçümü yapılmaktadır.
1-Sağlıklı beslenme
Protein, yağ ve karbonhidratların dengeli olduğu, tek besine yönelik olmayan sürdürülebilir kilo kaybın sağlayan diyetleri tercih edin. Glisemik indeksi düşük gıdalar, lif içeriği yüksek yeşil sebzeler ve tahıllar, baklagiller yiyin. Günde 1-2 porsiyonu geçmeyecek şekilde taze meyve tüketin. Alkolden uzak durun, bol su için. Sakatat, krema, margarin, meyve suları, çikolata gibi yağ ve şeker içeriği yüksek gıdalardan kaçının.
2-Düzenli egzersiz
Haftada en az 3-4 gün 30-45 dakikalık tempolu ve düzenli yürüyüşler yapın. Haftada 2-3 gün kas kitlesini ve kas kuvvetini artırıcı egzersizler uygulayın. Karaciğer kendini yenileyen bir organdır. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve ideal kiloya ulaşarak sağlıklı bir karaciğere kavuşmak mümkün.
3-İdeal kilo ve ince bel çevresi
Karaciğer yağlanması sadece aşırı kilolu ve obezite hastalarında değil, normal kilolu kişilerde de gelişiyor. Özellikle iç organ yağlanması, genetik yatkınlığı olanlarda normal kiloya rağmen karaciğer yağlanmasına yol açabilmekte. Bu nedenle ‘ben ne kadar yesem de kilo almıyorum, genetik özelliğimiz böyle, hiç fazla kilom olmadı’ gibi düşünceler, bu sinsi hastalığın ilerlemesine yol açabilir.
En etkili tedavi yöntemlerinden biri, kilo kaybı ve bel çevresini normal sınırlara indirmektir. Kilo kaybı sağlıklı yöntemlerle haftada 0,5-1 kg olmalıdır. Özellikle karaciğerde hasar gelişen hastalarda en az yüzde 10 kilo kaybı ile karaciğer hasarı gerileyebilmektedir. Buna karşın ‘zayıflattığı’ ya da ‘karaciğeri yenilediği’ vaad edilen bitkisel ilaçlar ve bitkisel kürlerden kesinlikle uzak durmak gerekir. Karaciğerde tam aksine toksik etkiye yol açarak karaciğer hasarı, karaciğer yetmezliği riskini beraberinde getirmektedir.