- Elsa Crystal’ın zarif koleksiyonuna ışıltılı davet - 14 Mayıs 2025
- Güzelliğin Yeni Gücü: Fermente Pembe Kamelya Yağı - 14 Mayıs 2025
- Starbucks’tan sosyal fayda odaklı yeni bir proje - 14 Mayıs 2025
Felç ve Hareketsizlik Arasındaki Bağlantı Nedir?
Vücudun bir kısmında ya da tamamında hareket kaybıyla kendini gösteren felç, günümüzde kalp hastalıklarından sonra en sık ölüm nedeni olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, yaşlanan nüfus, yaşam süresinin uzaması ve hareketsiz yaşam nedeniyle inme riskinin arttığına dikkat çekiyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Gülnaz Emin, beyin damarlarına giden kan akışının aniden kesilmesinin, zihinsel ve fiziksel yeti kayıplarına neden olduğunu belirtiyor.
İnme belirtileri ani başlıyor
Yüz, kol veya bacakta güçsüzlük, hissizlik ya da hareketsizlik, konuşma bozuklukları, bilinç bulanıklığı, hafıza kaybı, yutma güçlüğü, denge kaybı ve ani başlayan şiddetli baş ağrısı, inmenin öncü sinyalleri arasında yer alıyor. Bu tür belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurmak, kalıcı hasar ya da ölüm riskini azaltmak açısından büyük önem taşıyor.
Risk faktörleri iki grupta toplanıyor
İnme riskini artıran faktörler değiştirilebilen ve değiştirilemeyen olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Yaş, cinsiyet ve genetik değiştirilemeyen faktörler. İleri yaş, erkek cinsiyet ve ailede inme öyküsü olan bireylerde risk daha yüksek.
Değiştirilebilen risk faktörleri ise bireysel çabalarla azaltılabiliyor. Yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, diyabet, kolesterol yüksekliği, sigara, alkol, obezite, hareketsizlik ve yanlış beslenme inme riskini artırıyor.
Beslenme alışkanlıkları inme riskini etkiliyor
Risk faktörlerini kontrol altına almak, yaşam tarzı ve beslenme düzenini değiştirmek, hekim tarafından önerilen ilaçların düzenli kullanımı inme riskini azaltmada önemli rol oynuyor.
Beslenme konusunda özellikle Akdeniz tipi diyet önemli. Meyve, sebze, kuruyemiş, tam tahıllar, lifli besinler, zeytinyağı, balık ve kümes hayvanları gibi gıdalara ağırlık verilmeli. Rafine şeker, işlenmiş ve yüksek sodyum içeren ürünler, trans yağlar ve yüksek glisemik indeksli gıdalardan kaçınmak gerekiyor” dedi.
Oturma süresi arttıkça risk de artıyor
Hareketsiz yaşam tarzı ve uzayan oturma süresi, inme ve kalp-damar hastalıkları riskini artırıyor. Gün içinde kısa süreli hareketlilik bile faydalı oluyor. Ev işi, bahçe işi ya da kısa bir yürüyüş yeterli olabiliyor. Kılavuzlar haftalık 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz öneriyor. En basitinden, günde 20 dakikalık tempolu yürüyüş bile anlamlı bir fark yaratıyor. Hareket etmek her birey için mümkün olan en iyi iyileşme stratejisi.
Rehabilitasyon süreci bütüncül yaklaşım gerektiriyor
İnme sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecine en erken dönemde başlamak önemli. Bu süreç, multidisipliner bir yaklaşım gerektiriyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, erişkin beynin yeniden yapılanma kapasitesine sahip olduğunu ortaya koyuyor. Nöroplastisite adı verilen bu durum, beynin hasar sonrası yeni görevler üstlenerek fonksiyon kazanabilmesi anlamına geliyor.
Bu süreçte görev-odaklı öğrenme kavramı öne çıkıyor. Sürekli tekrarlar ve yoğun eğitimlerle günlük yaşam aktiviteleri yeniden öğreniliyor. Rehabilitasyonda kullanılan robotik yürüme cihazları, hastaların normal yürüyüşe yakın hareketlerle çalışmasını sağlamakta. İyileşme sürecini hızlandırmakta.
Ruh sağlığı da unutulmamalı
Bu süreçte hastanın motivasyonu da önemli. İnme sonrası depresyon sık görülmekte. Hastanın içe kapanması, aşırı talepkâr ya da bağımlı hale gelmesi durumunda mutlaka tıbbi destek sağlanmalı.
İnme sonrası rehabilitasyon ömür boyu sürebilmekte. Amaç; kişinin topluma katılımını sağlamak, komplikasyonları ve inmenin tekrarını önlemek olmalı. Riskleri belirleyip en aza indirerek daha iyi bir yaşam mümkün.