- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
En çok atardamarları etkiliyor
Buerger hastalığı, ilk kez 1879’da Avusturya’da Felix von Winiwarter tarafından bildirildi. Hastalığın ilk olarak literatüre girmesi ise 1908 yılında Dr. Leo Buerger tarafından 11 hastanın verilerinin incelenmesi sonucunda gerçekleşti.
Buerger hastalığı, seyrek gözlenen ve damarları tutan bir hastalık. Patolojik süreç, etkilenen damarlarda inflamasyon (iltihabi süreç) ve mikrotrombüs (küçük pıhtı oluşumu) gelişiminden ibarettir. Bu değişiklikler sonucunda damarlarda önce daralma ve ilerleyen dönemlerde tam tıkanmalar meydana geliyor. Hastalar, ciddi bacak atardamar tıkanıklıkları ve buna bağlı gelişen şikayetler yaşıyor.
Buerger hastalığının erkeklerde, kadınlara oranla daha sık görüldüğünün altını çizenAcıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Bununla birlikte 40 yaşın altında görülme olasılığı belirgin derecede yüksektir. Hastaların neredeyse tamamındaki ortak özellik sigara kullanımıdır. Sigara, hastalığın başlaması ve ilerlemesi açısından en önemli risk faktörüdür. Tütün çiğnenmesi de sigara kullanımına benzer şekilde riski arttırmaktadır. Genetik geçiş Buerger hastalığının tipik özelliklerindendir” dedi.
Belirtileri nelerdir?
Hastalığın belirtilerine de değinen Dr. Cem Arıtürk, sözlerine şöyle devam etti: “İlk belirtiler, atardamar tıkanıklıklarındaki şikayetlerle hemen aynıdır. Önce yürüme sırasında gelen ağrılar belirgindir. Dinlenmekle geçen ve yürümekle ortaya çıkan bacak ağrıları hastalığın ilerleyen dönemlerinde daha kısa mesafe yürümekle hatta dinlenme sırasında belirmeye başlar. Etkilenen uzuvlarda soğuma ve solukluk tipiktir. Hastalık öncelikle ayaklarda ve ellerde başlayıp daha sonra bacak ve kollara yayıldığından şikayetler de öncelikle el ve ayaklarda başlar. İlerleyen dönemlerde uzuvlarda morluklar oluşmaya başlayabilir. Hastalığın daha da ileri dönemlerinde, beslenmenin tamamen bozulmasına bağlı yaralar ve kangren oluşumu görülebilmektedir.”
Tanısı nasıl konur?
Genç ve erkek hasta olması tanı açısından değerlidir. Fizik muayenede bacaklardaki solukluk, soğukluk ve nabzın olmayışı tipiktir. İleri dönem hastalarda yaralar şüphe uyandırıcıdır. Bununla birlikte atardamarlara yönelik doppler ultrasonografiler ilk basamak tetkik olarak değerlidir. Ancak kesin tanı için ilaçlı tomografi veya anjiyografi mutlaka yapılmalıdır.
Tanı ve tedavi yöntemleri
Bu nedenle tütün ve tütün ürünleri mutlak suretle bırakılmalıdır. Sigarayı azaltmak hastalığın seyrini yavaşlatmaz. Tamamen bırakılması hatta sigara içilen ortamlarda dahi bulunulmaması gerekir. Nikotin yaması gibi nikotin içerikli yöntemler, hastalığın seyrini etkilediklerinden kullanılmamalıdır.
Bununla birlikte azalmış kan akımını artırmaya yönelik bazı tedavi yöntemleri de kullanılmaktadır. Kan damarını genişleten ve pıhtıların erimesini sağlayıp kanı akışkan hale getiren bazı ilaçlar ilk basamak tedavide akla gelmelidir. Hiperbarik oksijen tedavisi, lokal kan akımını arttırdığı ve kandaki oksijenin dokulara ulaşmasını kolaylaştırdığı için etkilidir. Günümüzde kök hücre tedavi denemeleri başlamıştır. İleri dönem hastalarda ülser ve kangrene yönelik girişimler de gerekmektedir.