Emojiler ilişkileri zayıflatıyor, yalnızlığa itiyor olabilir mi?

Yalnızlık sinyaline dikkat

Uzman Klinik Psikolog Berra Baş

Teknolojinin gelişimiyle, insanların iletişimi emojilerle sınırlı kalmaya başladı. Kelimelerin sihri azaldı, duyguların kısa yoldan gösterimi öne çıktı. Bu durumun insan hayatında çok yıkıcı bir sonun başlangıcı olduğunu söyleyen Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Psikoloji Bölümü’nden Uzman Klinik Psikolog Berra Baş, “İnsanlar, an be an korkunç derecede yalnızlaşıyor” dedi. Baş, toplumun büyük bölümünü ilgilendiren yalnızlık psikolojisini, yalnızlığın beraberinde getirdiği sorunları ve yalnızlıktan korunma yollarını anlattı:

Literatüre ve terapilerimizdeki güncel kullanıma baktığımızda, yalnızlık durumunun genel tanımında, ‘sosyal izolasyon’ kavramıyla karşımıza çıktığını görüyoruz. Aslında, bu his, beyin tarafından yönetiliyor ve insanlar, bu duyguyu ‘negatif ve iç-soğutan bir duygu’ olarak tanımlıyor. Yalnızlık hissi, doğru değerlendirildiğinde etkili bir sinyaldir ve  dış dünyayla ilgili bir sorun olduğunu haber verir. Ani gelişen bir olayla artan mutsuzluk, boş vermişlik, değersizlik, kararsızlık, el-ayak boşalmaları, titreme, terleme, işe yaramazlık, öz-denetim odaklarında ara ara kontrol yitimi ile devam edebilir.

Sanal dünyanın gerçek yüzü!

Günümüzde insanlar sanal ortamda iç dünyalarını gizleyebilir. Burada kişi, kendisine adeta bir maske takar. Maskesi sayesinde, etrafı insan selidir. Birçok arkadaşı ve sosyal ortamı vardır. İnsanlar, kendisiyle vakit geçirmekten keyif alır. İnanılmaz enerjiklerdir. Bu bireyler evde farklı, dışarıda farklıdır. Kendi iç dünyalarında yargılayıcıdırlar, kendilerine aşırı eleştirel yaklaşırlar, tatmin olmazlar, memnuniyetleri kısıtlıdır, maddiyat ve sosyal statü aşırı önemlidir. O yüzden hiçbir daveti kaçırmamaya çalışırlar, sosyal medyada mutluluk naraları atarlar.

Yakın ilişkilerinde, eşleriyle sıkıntılı olduklarında dahi, aşırı sevgi gösterimiyle tam tersi bir izlenim vermeye çalışırlar. Böylelikle, iç dünyalarındaki sıkıntının yansıtılmaması adına sahte bir ‘güvenli bir alan’ açmaya çalışırlar. Kendi iç dünyalarında kendileriyle barışık olmadıkları için, sahte kimlikleriyle yarattıkları kişiliğe bir süre sonra kendileri de inanırlar. Yaşadıkları kaotik döngü, ne kadar yalnız olduklarını gölgeleyememeye başladığındaysa, ikilemde kalırlar. Ağlama nöbetleri, öfke krizleri, yanlarındaki insanları aşağılama reaksiyonları bu dönemde ivme kazanır. Yakın ilişkilerinde de, partnerlerine karşı yalnızlaşırlar. Bu durum, narsist ve histriyonik kişilik bozukluğu olan hastalarda çok yaygındır. Yine öfke kontrolsüzlüğü olan anksiyete bozukluğu hastalarında ve depresyon hastalarında da gözlemlenir.

Ruhunuza iyi gelecek öneriler

  • Daha çok dışarı çıkın
  • Uzun zamandır görüşemediğiniz birkaç arkadaşa buluşma teklif edin
  • Etkinliklere yeniden başlayın
  • Erken uyuyup erken uyanın
  • Kurulan ilişkiler sırasında daha nazik ve sabırlı olmaya çalışın
  • Kendinize kötü geldiğini düşündüğünüz ve olumsuz enerjisi yayan insanlardan uzak durun
  • Eğer bir ilişki yaşıyorsanız ve çift terapisine gidin
  • Psikoterapi alabilirsiniz



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir