- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
İlk sırada PKOS var
Düzenli olarak ilişki kurulmasına rağmen bir yıl sonunda gebe kalınamaması durumuna kısırlık deniyor. Acıbadem International Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan, kadınlarda en sık rastlanan beş önemli kısırlık nedeni hakkında bilgi verdi:
1-Yumurtlama bozuklukları ve Polikistik Over Sendromu (PKOS)
Kadına ait infertilite sebepleri arasında yumurtlama bozuklukları ilk sırada yer alıyor ve PKOS başı çekiyor. PKOS, kadında seyrek veya hiç yumurtlama olmamasının yanı sıra farklı hormonal dengesizliklerin izlendiği, gebe kalamama, vücutta kıllanma, sivilcelenme, adet olamama gibi sorunların da ortaya çıktığı karmaşık bir tablo. Bu sendromun varlığı durumunda kadının yumurtalıklarında normale göre daha fazla yumurta bulunmasına karşın bunların içerisinden bir yumurtanın seçilmesi, olgunlaşması ve atılmasında sorun yaşanıyor. Bazı hastalarda basit, ağızdan verilen ilaçlar yeterli olurken bazı hastalarda daha kompleks tedaviler gerekebiliyor. Basit tedavilere rağmen düzenli yumurtlama sağlanamayan, sağlansa bile gebe kalamayanlarda aşılama veya tüp bebek tedavisi uygulanabiliyor.
2-Yumurtalık rezervinde azalma
Yumurtalık içerisinde mevcut yumurtalar ne kadar fazlaysa, kadının yumurtalık rezervi o kadar iyi kabul ediliyor. Bir kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarındaki yumurta sayısı yaklaşık 2 milyon civarında oluyor. Ergenliğe kadar geçen sürede bu rakam yaklaşık 400 bine düşüyor. Ergenlikten sonra da her ay ortalama bin yumurta kaybı yaşanıyor. 30 yaşından sonra yumurtalık rezervi daha hızlı azalmaya başlıyor, 35 yaşından sonra ise azalma çok daha hızlı oluyor. Buna bağlı olarak atılan herhangi bir yumurtanın döllenebilme, döllendikten sonra iyi embriyo olabilme şansı azalıyor ve bu da kadının gebe kalabilme şansını azaltan en önemli faktör olarak öne çıkıyor.
3-Endometriozis
Normalde sadece rahim içerisinde bulunması gereken rahim iç dokusunun vücutta farklı yerlerde bulunması endometriozis hastalığı olarak isimlendiriliyor. Endometriozis, kadınların yaklaşık yüzde 20’sinde, gebe kalamayan kadınların ise yüzde 50-70’inde farklı derecelerde görülüyor. Normal pozisyonunda olmayan bu rahim içi dokusu, karın içerisinde karın zarı ve tüplerde yer aldığı zaman her adet döngüsüyle birlikte bu dokuların yapısını daha çok bozuyor, karın içerisinde yapışıklık ve tüplerde (rahim kanallarında) tıkanmalara yol açıyor.
4-Tüplerdeki tıkanıklıklar ve diğer problemler
Tüpler yani rahim kanalları, spermin yumurtaya ulaşması ve döllenen yumurtanın rahim içerisine tekrar geri dönebilmesi esnasında önemli ve vazgeçilmez bir role sahip. Vazgeçilmez olmasının nedeni, tüpleri tamamen kapalı olan bir kadının kendiliğinden hamile kalabilmesinin mümkün olmaması. Tüpleri açık ama iyi fonksiyon göstermeyen kadınlarda ise dış gebelik görülme ihtimali artıyor. Tüplerde sıvı toplanması, gerek doğal yollardan oluşan embriyoların gerekse tüp bebek yöntemi ile rahim içerisine yerleştirilen embriyoların rahme tutunma şansını yarı yarıya azaltıyor. Sonuç olarak, tüplerin açık veya kapalı olmasının yanında sağlıklı olması da büyük öneme sahip.
5-Rahim yapısı ile ilgili problemler
Yumurta, sperm ve bunların birleşimiyle oluşan embriyo ne kadar kaliteli olursa olsun, embriyonun yerleşeceği rahim ve rahim iç dokusu sağlıklı değilse gebeliğin oluşabilmesi, ya da sağlıklı devam edebilmesi mümkün değil. Rahim iç yapısını etkileyen polip, miyom, enfeksiyonlar, yapışıklık, geniş rahim içi perdeleri ve benzeri sorunların mutlaka gözden geçirilmesi ve tedavi edilmesi gerekiyor.