Yaşam tarzı değişikliği ve tedaviyle inmelerin yüzde 90’ı önlenebilir

Saatlerle yarışan bir hastalık: İnme

COVID-19 salgını sırasında bildirilen raporlar, hastalığın nörolojik sistemleri de etkilediğini ortaya koymaktadır.

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk ve Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir, 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü kapsamında bu süreçte korunmanın önemiyle ilgili bilgiler paylaştılar.

Dünyada her yıl 15 milyon kişi inme geçiriyor. Her yıl 6 milyon kişi ise inmeden hayatını kaybediyor. Bu rakam AIDS, tüberküloz ve sıtma nedenli ölümlerden daha fazla. Her 6 saniyede bir kişi inmeden hayatını kaybederken, her 5 kadından biri ve 6 erkekten biri inme geçirebiliyor. Türkiye genelinde sıklığı 100 bin kişide 175’ken kadınların daha sık geçirdiği gözleniyor. Dengeli beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, sigara ve alkol tüketiminin önlenmesi, fiziksek aktivitenin artırılması, obezitenin önlenmesi, hipertansiyon, şeker ve kalp hastalıklarının uygun tedavisi ve yakın takibi ile inme riski azaltılabiliyor.

İnme hakkında bilgi veren Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “İnme, klasik olarak vücudun sağ veya sol tarafında, kolda ve bacakta, güçsüzlüğe, ağızda kaymaya, konuşma ve anlamada bozukluğa yol açar. Bununla beraber nadiren beynin arka tarafındaki damarların tıkanması ile birlikte çift görme, baş dönmesi ile birlikte dengesizlik ve görme kayıpları yaşanabilir. Kalpten kaynaklanan pıhtı, şah damarının daralması, kan hastalıkları, şah damarı veya beynin arka tarafındaki damarın yırtılması gibi nedenlerden dolayı beyin damarlarına pıhtı atabilir” dedi.

Her yaş grubunu etkiliyor

Ülkemiz genel nüfusuna göre bir yılda ortalama 125 bin 000 yeni inme vakası olduğunu ifade eden Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir, inmenin, ileri yaşlarda daha sık gözlenmekle birlikte her yaş grubunu ilgilendiren bir hastalık olduğunu ifade etti. Özdemir, “55-64 yaş arasındaki erkeklerde inme görülme oranı kadınlara göre 2-3 kat daha fazladır. Ancak bu fark yaşla birlikte azalmaktadır. Özellikle 55-64 yaş grubunda önümüzdeki 10 yıl içinde inme geçirme sıklığı artacağı öngörülmektedir. Hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet, obezite, sigara, hareketsiz yaşam, uyku apnesi, düzensiz beslenme inme için en önemli değiştirilebilir risk faktörleridir. Tüm inmelerin yaklaşık yüzde 90’ı potansiyel olarak değiştirilebilir risk faktörleriyle ilişkilidir” dedi.

Toplumda farkındalık yaratılmalı

  • Okullardan başlamak üzere sebze ve meyveyi yeterince içeren (günde beş porsiyon), yağ ve tuz kullanımının sınırlı olduğu doğru beslenme alışkanlıklarının edindirilmesi,
  • Sigara ve alkol kullanımının önlenmesine yönelik bilgilendirme ve gerekirse tedavi desteği,
  • Fiziksel aktiviteyi artıracak aktiviteler ve ortamların sağlanması (haftada beş gün yarım saat orta düzeyde fizik egzersiz- yürüyüş)
  • Hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıklarının düzenli kontrolü ve uygun tedavisi
  • Obeziteyi önleyecek stratejiler hem bireyi hem de toplum alt yapısını (okullar, parklar, spor merkezleri gibi…) destekleyecek önlemlerle birlikte halk eğitim stratejileri ile bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Yanlış bilgiler ‘zaman’ı daraltıyor

İnme belirtileri görüldüğü zaman soğuk su dökme, evde bekleme, yatıp dinlenme, soğan koklatma gibi tedavide etkili olmayacak yöntemler uygulanmamalı. Vakit kaybetmeden 112’yi aranmalı. Zaman inme tedavisinde en önemli faktördür, ilk 6 saat önemlidir. Erken tedavi ile ana damar tıkanıklığında hastaların yüzde 50-60’ı bağımsız olarak yaşamlarını iademe ettirebilirler.

Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, koronavirüs salgınıyla ilgili şu uyarıda bulundu: “Çeşitli ülkelerden bildirilen çalışmalarla COVID-19 hastalarının yaklaşık üçte birinde nörolojik bulgular rapor edilmiştir. Daha ciddi vakalarda, hipertansiyon ve diyabet risk faktörü olan hastalarda virüsün santral sinir sistemine girmesi akut inme komplikasyonunu beraberinde getirebilir.”




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir