- D&R’dan yeni yıla özel: Burçlara göre hediye rehberi - 24 Aralık 2024
- Yeni yılı renkli bir panayırla karşılıyor - 24 Aralık 2024
- Aşkın, şansın ve ışıltının zamanı! - 24 Aralık 2024
Türkiye Psoriasis Raporu açıklandı
Lilly İlaç’ın desteği ve Psoriasis Derneği iş birliğiyle hazırlanan Türkiye Psoriasis Raporu yayımlandı. Rapor, sedef hastalığının getirdiği ekonomik yüke; hastaların ve halkın psoriasis ve tedavisine ilişkin farkındalık düzeylerine; hastalığın sosyal yaşam üzerindeki etkisine ve hekimlerin hastalığın tedavisine dair yaklaşımlarına ışık tutuyor. Raporda açıklanan araştırmaya göre, psoriasisin toplam yıllık doğrudan maliyeti 5 milyar TL’den fazla. Hastalığın dolaylı ve doğrudan maliyetlerin hesaplanmasıyla oluşan Türkiye’deki toplam ekonomik yükü ise 46 milyar TL’nin üzerinde.
Sedef hastalığı olarak da bilinen psoriasisin, dünyada en az 100 milyon, Türkiye’deyse yaklaşık 1.6 milyon kişiyi etkilediği tahmin ediliyor.
Türkiye genelindeki bilinirlik düzeyi yüzde 15
Raporun ilk bölümünü oluşturan Hastalık Farkındalığı Araştırması, psoriasise yönelik hasta, hekim ve genel halk farkındalığına dair önemli bulgular içeriyor. Hastalık ve tedavilere yönelik bilinirlik sedef hastalarında daha yüksek olmakla birlikte, Türkiye genelinde bilinirliği yüzde 15, tedavi bilinirlik oranı ise yüzde 13.
Dermatologlar, psoriasis hastaları ve genel halk ile uzaktan erişimle yapılan görüşmelere dayanan araştırmada, genel halkın yüzde 44’ü hastalara dokunmamaya veya temas etmemeye çalışırkenyüzde 34’ü ise hastalığın kendilerine bulaşacağından çekiniyor.
62’si sedefli bireylere acıma duyuyor, yüzde 56’sı eş/sevgili olmak istemediklerini belirtiyor. Araştırmaya katılan hastaların yüzde 64’ü psoriasis semptomlarının görüldüğü anlarda kendilerini stresli hissettiğini paylaşıyor. Hastaların, tedavilerinde en çok değiştirmek istedikleri üç şey ise tüm cildin anlamlı düzeyde temizlenmesi (yüzde 67), kaşınmanın geçmesi (yüzde 60) ve tedavinin uzun süre etkili olması (yüzde 44).
Hekimler neler diyor?
Araştırmaya katılan hekimlerin ise yüzde 59’u psoriasis tedavisinde başarının ve yüzde 54’ü de hastaların yaşam kalitesinin son 10 yılda arttığını düşünüyor. Bu hekimlerin yüzde 71’i hastaların tedavi tercihlerini dikkate aldığını ifade ediyor. Hekimler için tedavi seçim kriterlerinin önem sıralaması ise şöyle ortaya çıkıyor:
- Plak psoriasisi etkin şekilde temizlemesi (yüzde 57)
- Etkinin hızla kendini göstermesi (yüzde 34)
- Ciddi enfeksiyon riskini artırmaması (yüzde 31)
Ekonomik yükü çok fazla
Raporda yer alan Hastalık Maliyeti Çalışması ise sedefin doğrudan ve dolaylı maliyetlere dayanan ekonomik yükünü gözler önüne seriyor. Hastaların, hasta başı yıllık ortalama doğrudan maliyeti 5.213.94 TL olarak tahmin ediliyor. Türkiye’de görülme sıklığı, tanısı ve tedavi gören hasta oranları dikkate alındığında, tüm psoriasis hastaları için toplam yıllık doğrudan maliyet yaklaşık 5.3 milyar TL. Psoriasisin toplam dolaylı maliyeti ise yaklaşık 41.2 milyar TL.
Rapor, Türkiye’de psoriasis hastalığının doğrudan ve dolaylı maliyetler dikkate alınarak hesaplanan toplam ekonomik yükününse yaklaşık 46.4 milyar TL olduğunu ortaya koyuyor. Bu da psoriasiste dolaylı maliyetlerin, toplam maliyetin yüzde 89’unu ve doğrudan maliyetlerin, toplam maliyetin yüzde 11’ini oluşturduğu anlamına geliyor.
Psoriais Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, rapor hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Psoriasis, kronik ve enflamatuvar bir hastalıktır. Lokalize bir plaktan tüm deriyi tutabilen, yaygın lezyonlarla karakterize hastalık, kadın ve erkekleri eşit oranda etkilemektedir. 20-30 yaşlarda ve 50-60’lı yaşlarda iki pik yapmakta ve genelde yaşam boyu devam etmektedir. Hastalık yayıldıkça, ortaya çıkan enflamasyon artmakta ve özellikle şiddetli vakalarda yaşam kalitesini ileri derecede bozmaktadır. Psoriasisin bu özellikleri belirgin hastalık yükünü ortaya koymakta, hastalarda ve yakınlarında önemli psikososyal sorunlara yol açmaktadır. Bu raporda Türkiye’de psoriasisin hastalık yükü analiz edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçların hasta bakımı ile ilgili yol gösterici olacağına, günümüz pratiğine katkıda bulunacağına, sağlık otoritelerine ve gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutacağına inanıyoruz.”