Akkermansia bakterisi insan sağlığının kurtarıcısı olabilir mi?

Bakterilere fısıldayan Mikrobiyolog Ali Rıza Akın anlatıyor!

Son yıllarda tıp dünyasında ‘mucize çocuk’ olarak adlandırılan Akkermansia bakterisi, günümüzün pek çok ciddi sağlık sorununa çözüm olmayı vadediyor. Bakteri ile ilgili çalışmalar devam ederken, hastalıklardan korunmada çığır açan sonuçlar vermesi beklenmekte…

Mikrobiyolog Ali Rıza Akın

Mikrobiyolog Ali Rıza Akın, 25 yıldır Silikon Vadisi’nde mikrobiyota üzerine araştırmalar yapıyor. Yeni nesil probiyotiklerle ilgili yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Akın, dünyanın en önde gelen bilim insanlarını bir araya getiren ‘Bacterial Therapy of Cancer‘ adlı kitabın yazarları arasında yer alıyor. 3,5 milyar yıldır dünyada var olan bakterilerin kendi aralarındaki diyaloglarını inceleyen, insan hücreleri arasındaki konuşmaları insan diline çevirerek bakterileri anlamaya çalışan Akın, ‘Bacteria Whisperer’ olarak anılıyor.

Bakterilerin biyolojik olarak yaşamın genetik şifrelerini barındırdıklarını söyleyen Ali  Rıza Akın, Akkermansia bakterisinin insan sağlığı açısından müthiş bir keşif olduğunu belirtiyor.

Hayatını yeni bakteri türlerini keşfetmeye ve bunları insanlığın hizmetine sunmaya adayan Akın’ın tüm çabası; kanser, depresyon, MS, otizm, obezite, ülser gibi birçok hastalığı bakterilerle tedavi etmek. Bu alandaki çalışmalarını ve daha fazlasını İyinin Peşinde takipçilerine anlattı…

Bakteriler vücudumuz için neden önemli?

Bakteriler sadece insan vücudu değil, dünya üzerindeki hayat için çok önemli. Bitkilere besinlerini sağlayan bakterilerin varlığını hepimiz biliyoruz. Ama mikrobiyotamızdaki bakteriler sayesinde mutluluk hormonunun salgılandığını, hamilelikteki ağız florasında yaşayan bakterilerin çocuklarımızın zekâsını derinden etkilediğini, sağlıklı mikrobiyotanın bizi kanserden koruduğunu; diyabet, depresyon, MS, otizm ile arasındaki derin ilişkiyi insanlık yeni yeni öğreniyor.

Bir insanın mikrobiyotası daha doğmadan anne karnında oluşmaya başlıyor. Anne adayının kullandığı her antibiyotik ve/ya endüstriyel besin çocuğunun mikrobiyotasını dolayısıyla tüm hayatını derinden etkiliyor. Atalarımızda var olan 5 bin çeşit bakterinin günümüzde sadece 300-500 çeşit bakteriye düşmesiyle kronik hastalıklar arasındaki ilişki ise hala tam olarak kavranamadı.

7 çeşit alt üyesi var

Akkermansia bakterisini dünya üzerinde canlı izole edebilen sayılı laboratuvarlardan birinde görev alan ve bu alanda 25 senedir çalışmalarını yürüten bir bilim insanı olarak, Akkermansia muciniphila ailesinin benim izole etmiş olduğum 7 çeşit alt üyesi var. Tabii her birinin üstünlükleri farklı. Akkermansia bakterisinin yanında kullanılacak prebiyotikler ile Akkermansia’nın hangi görevi özellikle üstleneceğini belirleyebilirsiniz. Aynı zamanda bu mucizevi bakterinin çok daha güçlü bir şekilde çalışması için yanında olmasını tercih ettiği bakteriler de çok önemli. Akkermansia ile birlikte uyumlu probiyotikler ve etkisi kanıtlanmış prebiyotikler kullanıldığında insan vücuduna daha kolay kolonize olması sağlanabilir.

Akkermansia muciniphila insanın savunma sisteminin eğitiminde profesör konumundadır. Ve savunma sistemine kimin düşman, kimin dost olduğunu üretmiş olduğu metabolitler sayesinde immün sisteme öğretir. İnsan sağlığında bütünlüğün oluşmasını sağlar ve vücudun kendi kendine saldırmasını engeller. Aynı zamanda otoimmün hastalıklarda savunma sistemini regüle etmektedir. Böylece insanın kendi kendine saldırmasını durdurur.  Ayrıca stresi ortadan kaldırarak anksiyete ve depresyon gibi günümüzün en büyük sorunlarına da çözüm olabilir.

Özellikle açlık hormonlarının kontrolü konusundaki etkinliği ile obezitenin ortadan kalkması için destek oluyor. Kilo kontrolü için de büyük destek sağlıyor.  Akkermansia’nın, kanser hastalığında uyumakta olan immün sistemi uyandırarak tümör oluşumunu yavaşlattığı da defalarca tespit edilmiştir.

Bize miras kalan bağırsaklarımızdaki bakteriler hayatımızı nasıl etkiliyor?

Şu anda bağırsaklarımızda yasayan bakteriler bizlere atalarımızdan miras kaldı. Anneniniz annesinin, annesinin anneannesindeki bakterilerden geriye kalanlar şu anda sizlerin bağırsaklarında yaşıyor. Çok değil daha 3 nesil önce binlerce çeşit bakteriden şu anda bizlere 300-500 çeşit kaldı. Gerekli gereksiz antibiyotik kullanımı, endüstriyel beslenmeyle bakteri çeşitliliğimizi tahrip ettik. Tahrip etmeye de devam ediyoruz. Atalarımızda var olan süper bakterilerden bizlere çok basit bakteriler kaldı. Bir kalp cerrahinin yapacağı iş yine yapılıyor ama o işi artık hademe yapıyor gibi düşünün.

İşte bu yüzden; bütün hastalıklar her geçen gün kat kat artıyor. Herhangi bir hastanenin onkoloji servisine gittiğinizde, hastaların neredeyse hepsinin erken bağırsak sorunları uyarıları aldığını görürsünüz. Modern hayattan uzakta yaşayan insanların mikrobiyotası daha zengin. Çdünkü doğanın içinde bakterilerle iç içe yaşamaktalar.

Sağlıklı bir bağırsakta hangi bakteriler var?

Sağlıklı bir bağırsakta çeşitlilik olmalı. Bunun için yeşilliklerle bol bol beslenmeliyiz ki tüm bakteriler eşit oranda beslensin. Ancak şekerli besin tüketiminin artması ve endüstriyel beslenme, kötü huylu bakterilerin sayısının artırıyor. Ve insan vücudu birçok hastalığa açık hale geliyor.

Bakteri dengesizliği hangi sonuçları doğuruyor?

Bir mikrobiyom mikrobiyoloğu olarak bağırsak hastalığına sahip kişilerde gördüğüm ilk problem bağırsak disbiyozisi. Disbiyozis; bağırsak içindeki bakteri dengesinin bozulması anlamına geliyor. İltihaplı bağırsak hastalıklarından;

  • Crohn ve ülseratif kolit
  • Hassas Bağırsak Sendromu
  • Divertikülit
  • Anal fissür
  • Kronik kabızlık ve ishal
  • Alerjiler
  • Astım
  • Sedef
  • Romatoid artrit
  • Obezite
  • Diyabet
  • Kanser ve daha nice hastalığın temelinde bozulmuş bakteri dengesizliği yani disbiyozis yatıyor.

Bu durumu tersine çevirmek mümkün mü?

Bütünsel sağlığa kavuşmak için bilim insanları tarafından formüle edilip geliştirilen, birbiriyle uyum içinde yaşayabilen Akkermansia bakterilerinden oluşan probiyotik ve bu probiyotiklerin besinlerini oluşturan prebiyotiklerin kullanımı önemli. Çünkü iltihaplı bağırsak hastalıklarından İBS’ye, diyabetten osteoporoza ve ürogenital hastalıkların tedavisine kadar çok geniş bir spektrumda fayda sağlayabilmektedir.

Bağırsak hastalıklarında kullanımı, vücuttaki en geniş mukozal yüzeye sahip bölge olan intestinal epiteldeki bağırsak mukoza salgısını artırmaktadır. Böylece bağırsak geçirgenliğini azaltıyor. Aynı zamanda bağırsak hormonlarının salınmasını sağlayan SCFA’ların üretimini de artırıyor. Bu özelliği ile beyin-bağırsak ekseni üzerine olumlu etki ediyor.

Probiyotik ve prebiyotik takviyeleri faydalı mı?

Probiyotikler ve prebiyotikler insan sağlığı için elbette yararlı; özellikle birbirleriyle uyumlu bakterilerin olduğu probiyotikler insanoğlunun mikrobiyotasını güçlendiriyor. Birbirleriyle iyi anlaşan bakteri suşları ile kullanıcıların mikrobiyotasına en üst desteği vermesi sağlanabiliyor. Prebiyotikler de öyle; uyum ve koordinasyon çok önemli. Siz bakterilerin ihtiyacı olan prebiyotikleri verince mikrobiyotanız daha sağlıklı bir şekilde çalışarak sizlere destek oluyor. Tabii ki insanlar bu karışımları manuel olarak yapamaz. Orijinal olduğundan emin oldukları Akkermansia bakterisinin yer aldığı ürünleri kullanarak, mikrobiyatalarına destek olabilirler. Öte yandan; gelişi güzel karıştırılmış, birbirleriyle uyumsuz probiyotikler ve koordinasyonu olm yan prebiyotikler vücutta doğru şekilde çalışmazlar.

Siz mikrobiyatanıza iyi bakarsanız o da size iyi bakar. Mikrobiyatanıza gerçekten iyi bakmak için dışarıdan probiyotik takviyesi almanızı tavsiye ederim. İçeriğinde Akkermansia ve türevleri olan, farklı prebiyotikler ve bitki özleri bakımından zengin ürünlerle bağırsaklarımızdan tüm vücudumuza yayılan sağlığa kavuşabiliriz.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir