- Kahve Dünyası ve Cem Yılmaz’dan Yeni Reklam Kampanyası - 7 Aralık 2024
- Flormar ‘Metaglam’ ile yaratıcılığının sınırlarını keşfet! - 7 Aralık 2024
- Dünya Türk Kahvesi Günü Beta Yeni Han’da kutlandı - 7 Aralık 2024
Çocukların stres yaşamasına neden oluyor
Konuşmaktan kaçınmak, söylemek istediğini unutmuş gibi davranmak, konuşurken ağzını kapatmak, öksürmek ve esneme hareketleri yapmak, çocuğunuzda kekemelik olduğuna işaret edebilir. Sıklıkla 2–7 yaş arasında rastlanan bu durum, erken teşhis ve tedavi edilirse, travmatik deneyimlerin önüne geçilebilir. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. M. Kayhan Bahalı, ‘22 Ekim Dünya Kekemelik Günü’ öncesinde çocuklarda kekemelik ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kekemelik tipik olarak çocukluk çağına özgü bir konuşma akıcılığı bozukluğudur. Çocuk, konuşmanın akışını, hızını ve ritmini etkileyebilecek tekrarlar, uzatmalar, duraklamalar, bölmeler ve eklemeler nedeniyle akıcı bir şekilde konuşmakta zorluk çeker. Bu duruma, fiziksel gerilim, olumsuz tepkiler, ikincil davranışlar, seslerden, sözcüklerden veya konuşma durumlarından kaçınma durumları eşlik edebilir.
Genetik geçiş gösterebilir
Kekemeliğin kesin nedeni bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık olabileceği ortaya konulmaktadır. Kekemeliği olan çocukların birinci dereceden biyolojik akrabalarında kekemelik görülme riski genel topluma göre üç kat daha fazladır. Ayrıca belirtiler stres, kaygı, endişe, öfke ve utanç gibi duygular nedeniyle daha da kötüleştirilebilir. Kekemelik belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Kekemelik, konuşmada akış, ritim ve hızla ilgili sorunlara neden olur.
- Kekemeliği olan bir çocuk, sesleri, heceleri ve kelimeleri tekrarlayabilir. Sesleri uzatabilir.
- Bir sözcüğü söylerken takılabilir ve takıldığında ses çıkararak ya da ses çıkarmadan konuşmaya ara verebilir.
- Sorunlu sözcükleri kullanmamak için yerine başka sözcükler kullanabilir.
- Sözcükleri büyük bir fiziksel gerginlikle çıkarabilir.
- Konuşması beklenilen zamanlarda konuşmaktan kaçınabilir.
- Söylemek istediğini unutmuş gibi davranabilir.
- Kekelemeyi gizlemek için ağzını kapatma, öksürme veya esneme hareketleri yapabilir.
- Kekemeliği olan çocuklarda, konuşma sorununa yönelik korku, endişe, kaygı (özellikle sosyal), öfke ve utanç da oldukça yaygın görülür.
- Konuşma bozukluklarına göz kırpma, tikler, dudakların ya da yüzün titremesi, baş sallama ve yumruk sıkma gibi çeşitli hareketler eşlik edebilir.
Akran zorbalığına maruz kalabiliyor
Kekeme çocukların yaklaşık yüzde 80-90’ı latı yaşından önce bunu yapmaya başlar. Sinsi bir şekilde ya da aniden başlayabilir. Çocukların yüzde 65-85’i kekemeliği atlatabilirken, sekiz yaşındakiler ergenlik ve sonrasındaki dönemde iyileşme gözlenir. Kekemelik okul, akran ilişkileri ve sosyal etkileşimleri olumsuz etkileyebilir. Hatta kekeleyen çocuklar zorbalığa maruz kalabilir. Kaygı ve depresyon gibi duygusal bozukluklar da gelişebilir.
Kekemelikte erken teşhis ve tedavi önemlidir. Kekeleyen çocuk kendini yeterince ifade edemediği için okul ve sosyal faaliyetlerde yaşıtlarının gerisinde kalabilir. Arkadaşlık geliştirirken, sorunlar yaşayabilir ve hatta zorbalığa maruz kalabilir. Tüm bunlar çocuk için travmatik erken yaşam deneyimleri olabilir. Kekemelik bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı tarafından teşhis edilebilir. Teşhis için çoğu kez klinik muayene ve aile görüşmesi yeterli olacaktır. Psikometrik testler ve diğer tetkikler gerekli durumlarda önerilebilir.
Terapide amaç kekeleyen çocuğa konuşmayı gün boyu yönetmesine yardımcı olacak beceriler kazandırmaktır. Stres, kaygı, endişe, öfke ve utanç gibi duygular kekemeliğin artmasına neden olabileceği için çocuğun bu tür olumsuz duygularını yönetebilmesine yardımcı olunur. Ayrıca çocuğun kekemeliğe bağlı geliştirdiği ikincil davranışlarının azaltılması da hedeflenir. Aile, bakıcılar ve öğretmenler ile kekemelik ve nasıl yardım edileceği konusunda psiko-eğitimsel danışmanlık verilmesi tedavi sürecinin önemli bir tamamlayıcısı olarak sunulur.