- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
Beyin kan akımının azalması kilo ile bağlantılı
Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişi Alzheimer Hastalığı tanısı almış durumda. Bu sayının 2050’li yıllarda 160 milyon kişiye ulaşacağı öngörülüyor. Hareketsiz yaşam ve fastfood tarzı beslenme, bu artışın en büyük nedeni. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Burcu Örmeci, “Hareketli bir yaşam yoksa veya düzenli egzersiz yapılmıyorsa beyin kan akışı azalıyor ve bu da Alzheimer açısından risk oluşturuyor” dedi.
Alzheimer hastalığının son yıllardaki en önemli risk faktörlerinden birinin beyin kan akımının azalması olduğunu belirten Doç. Dr. Örmeci, “Bir insanın vücut kitle endeksi ne kadar yüksekse, beyindeki kan akışı o kadar yavaşlar. Hareketli bir yaşam yoksa veya düzenli egzersiz yapılmıyorsa beyin kan akışı azalır. İşlenmiş karbonhidrat ve hayvansal yağ ağırlıklı beslenme de Alzheimer için önde gelen risk faktörü arasında. Bu yüzden iyi beslenmeye ve fiziksel aktiviteye emek harcamak istemeyen, hareketsiz ve kilolu kişilerde Alzheimer hastalığı görülme ihtimali yüksek” dedi.
‘Önlemek için elimizde herhangi bir ilaç yok’
Alzheimer hastalığı için kullanılan ilaçların tamamının sadece süreci yavaşlattığını aktaran Örmeci, “Akdeniz tipi beslenen ve hareketli kişilerde Alzheimer hastalığı riski azalıyor. Şu an elimizde Alzheimer’ı durduracak veya iyileştirecek herhangi bir ilacın olmaması hastalıktan korunmanın önemini daha da net ortaya koyuyor. Çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmek, fastfood yiyeceklerden uzak durmak ve egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmek son derece önem taşıyor. Tanı aldıktan sonra bile düzenli egzersiz ve iyi beslenme ile Alzheimer hastalığının gidişatını yavaşlatmak mümkün. Bu kriterler genetik risk olsun ya da olmasın herkesi kapsıyor. Alzheimer hastalığına iyi gelecek bitki, tohum veya kök aramaktansa iyi beslenme ve hareket etme çok daha kesin sonuçlar vermekte” diye konuştu.
Yaş en önemli risk faktörü
Beslenme ve fiziksel aktivitenin yanı sıra Alzheimer hastalığının en önemli risk faktörünün yaş olduğunun altını çizen Doç. Dr. Burcu Örmeci, “Net bir şekilde Alzheimer yaşlanma ile alakalı bir hastalıktır. Gençlerde bu hastalığın ortaya çıkması için yeterli yaşlanma olmadığından Alzheimer hastalığı da söz konusu değildir. 25-30 yaş aralığında bana korku ile başvuran hastalarımız var. Ancak bu yaşlarda Alzheimer tanısı almanın zaten mümkün olmadığının bilinmesi gerekir. Özellikle ailesinde Alzheimer hastalığı olan genç bireyler ‘Ben de Alzheimer olacak mıyım’ diye nörologlara başvuruyor. Bunu söylemenin olanağı yok. Ancak, ailede birden çok Alzheimer tanısı almış kişinin olması ya da ailede 50 yaşından önce tanı almış hastaların olması durumunda genetik risk artıyor diyebiliriz ama kesinlikten söz edemeyiz” açıklamasını yaptı.
Hafıza, yaşla birlikte azalması gereken bir şey değildir. Beyinsel işlevlerinizi etkileyebilecek sağlıklı alışkanlıklar edinmeye başlamak için asla çok genç değilsiniz veya çok geç değil. Beyninizi zekice yapılandırın. Beyin açısından sağlıklı bir yaşam tarzı, önemli sayıda insanda demans gelişimini geciktirebiliyor veya önleyebiliyor. Bu nedenle Alzheimer hastalığında hiçbir zaman geç değil.