- Yeni yıl için hediye arayışında olanların telaşına son verecek - 8 Aralık 2024
- Yeni yılın tüm renkleri Anker’in yeni hoparlöründe - 8 Aralık 2024
- Yeni yıl için şık ve pratik hediye önerileri - 8 Aralık 2024
Korku, gerçek tedbir almanın önüne geçiyor
Uzmanlar, marketlerde gereğinden fazla gıda alışverişi yapan, eve kapanıp yaşamdan izole olarak korunmaya çalışan ve panik atağı bulunanları uyarıyor. Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, kişinin ‘hastalanacağım’ ve ‘öleceğim’ korkusuyla tedbir almasının mümkün olmadığını söyledi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, psikolojik açıdan Korona virüsden etkilenen bireylere önemli tavsiyeler paylaştı:
Telaş hata yaptırıyor!
Akla gelen her türlü felakette telaşlanmak, paniklemek durumu daha iyiye değil daha kötüye götürür. Çok akut olan felaketlerde örneğin bir binada yangın çıktığında telaşlanmadan kendini dışarı çıkarabilenler sağ kalırken telaşlananlar hayatlarını kaybedebiliyor. Depremlerde de bu durumla karşılaşıyoruz, pencereden atlayıp yaşamını kaybediyorlar, halbuki baktığınız zaman kimseye bir şey olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla telaşı bir kenara bırakmak gerekir.
Yaşamdan izole olarak korunmaya çalışılmamalı
Korona, ölümcül yanı olan bir virüs ama her rastlanan ölecek ya da herkes hastalanacak diye bir durum söz konusu değil. Bu durum bir sağlık anksiyetesine çevrilmemeli, anksiyete başladığı zaman kişinin hastalanacağım, öleceğim korkusu gerçek tedbir almanın çok önüne geçiyor. Marketlerdeki insanlara baktığımızda çok krizli günler geçirecekmişiz gibi görünüyor, dışardan görenler bu şekilde algılıyor. Çok sayıda kuru gıdayı evine stoklayanlar var, nedir bunun amacı? Hiç evden çıkmayarak büyük bir felaketten kurtulacaklarını düşünüyorlar. Modern zamanlarda bu mümkün olan bir şey değil çünkü insanın başkalarının ürettiklerine çok fazla ihtiyacı var. Bahçede yetiştirilen, marketten alınanlarla aylarca yaşamak mümkün değil, mecburen eve ekmek, süt, peynir gelecek. İşe gitmezsek zaten hayat durur, bu durum işte o zaman büyük bir felakete dönüşür. Dolayısıyla insanlar işlerine de gidecekler, toplu taşımayı da kullancaklar. Sakinleşmek gerekiyor, eve kapanıp dünyadan izole bir şekilde bu sürecin geçmesini beklemenin anlamı yok.
Sürekli yıkanmak çözüm değil
Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) hastalığı olanlar olayı çok aşırıya götürmüş durumdalar. Yıkama eylemlerini azaltmaları gerekiyor çünkü doğru yaptıklarını düşünürken kendileri için tehlike seviyesini artırmış oluyorlar. Panik bozukluğu olanlar da her dakika olumsuz bir durum olacak korkusu ile hayatlarını yaşamalarına engel olacak davranışlar içine giriyorlar. 80 milyon nüfusa sahip ülkede 2 vaka görülmesi çok olağanüstü bir durum değil. Hastanelerde korona virüsünden çok daha zararlı hastalıklar görülüyor, popüler olmadığı için kimsenin ilgisini çekmiyor. Yüzölçümü olarak da nüfus olarak da büyük bir ülkede yaşıyoruz, dolayısıyla vakaların görülmesi anormal karşılanmamalı.