- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü
Dünya Sağlık Örgütü, 2014 yılında intihar vakalarını önlemek amacıyla 10 Eylül’ü Dünya İntiharı Önleme Günü olarak ilan etti. Bu yılın sloganı ise ‘Birini Hayata Döndürmek için Bağlantıya Geçin’ olarak belirlendi.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, Dünya İntiharı Önleme Günü kapsamında yaptığı açıklamada, sinyallere dikkat ederek intiharın önüne geçilebileceğini söyledi. Peki bu sinyaller hangileri?
- İntihar düşüncesinde olan kişiler söyledikleri ve yazdıklarıyla mesajlar verir. Bu mesajların doğru okunarak, gerekli önlemlerin alınması gerekir.
- Genellikle ölüm, ölmek veya intihar hakkında konuşan veya yazanlar
- Umutsuz, çaresiz ya da değersiz olduğuyla ilgili yorumlar yapanlar
- Yaşamak için bir sebep olmadığına dair ifadeler kullananlar
- Yüksek oranda alkol ve/veya uyuşturucu kullananlar
- Arkadaşlardan, aileden ve toplumdan kendini çekenler
- Pervasız davranışlar veya daha riskli faaliyetler yapanlar
- Dramatik ruh hali değişiklikleri bulunanların intihar riski bulunuyor
Tüm riskler arasında en önemlisi ‘daha önce intihar girişiminde bulunmak’… Kadınlar erkeklere göre daha fazla intihar girişiminde bulunurken, intihar nedeniyle can kaybı erkeklerde daha fazla.
Psikiyatrik bozukluklar ciddiye alınmalı
Neredeyse tüm psikiyatrik hastalıklar intihar düşüncesi ve girişimi açısından risk taşır. Girişimde bulunan insanların yüzde 90’ında psikiyatrik bir bozukluk vardır. Bu rahatsızlıklardan en sık karşılaşılanları; depresyon, bipolar bozukluk, madde kullanımı, psikoz ve kişilik bozuklukları, depresyonun eşlik ettiği anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk ve yeme bozukluklarıdır.
İntihar riskini artıran birçok faktör olduğu için kalıtım tek başına bir etken değildir. Kişide kalıtımsal bir yatkınlık olsa bile, intihar riskini artıran genlerin yaşam boyu aktive olması ya da pasifleşmesi mümkündür. O nedenle çevrenin etkisi yani eğitimin, ailenin, sosyal çevrenin, deneyimlerin katkısı önemlidir.
Ağır yaşamlar ve travmalar tetikleyebilir
Sosyal desteği az olanların yanı sıra travmatik yaşantıları bulunanlar, alkol ya da madde kullananlar, ailesinde intihar girişimi olanlar, yakın zamanda önemli bir trajedi (boşanma, akademik başarısızlık, yasal sorunlar, mali sorunlar, zorbalığa maruz kalma) veya kayıp yaşayanlar, silahlara erişimi olanlar da risk altında.
Ruh sağlığı profesyonelleri klinik muayene ve testler yardımı ile intihar riskini belirleyebilir. Erken müdahalenin yanı sıra psikiyatrik yardım ve destek önemli.