Zayıflama iğneleri hakkında bilmeniz gerekenler!
Son dönemin en çok konuşulan kilo verme yöntemlerinden biri olan zayıflama iğneleri, kimi için mucizevi bir çözüm, kimi içinse riskli bir trend… İştahı baskılayan, kilo kaybını hızlandıran bu iğneler kısa sürede zayıflama vaat ediyor. Ancak uzmanlar, yan etkileri ve bilinçsiz kullanımı nedeniyle ‘Dikkat’ diyor! Zayıflama iğnesi nedir, kimler için uygundur, hangi riskleri taşır? İşte zayıflama iğneleri hakkında bilmeniz gereken tüm gerçekler…
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fulya Akın, konuyu şöyle özetliyor:
Zayıflama iğneleri, vücutta yemek yedikten sonra salgılanan ve kan şekerini düzenleyen GLP-1 hormonunun etkilerini taklit ediyor. Bu ilaçlar, şekerli ve yağlı yiyecekleri yeme isteğini azaltarak vücut ağırlığı ve yağ kütlesini düşürüyor. Aynı zamanda; beyindeki iştah merkezini etkileyerek tokluk hissini artırıp, ve açlığı bastırıyor. Midenin boşalma hızını yavaşlatarak yiyeceklerin midede daha uzun süre kalmasını sağlıyor. Böylece tokluk süresi uzuyor ve daha az yiyecek tüketiliyor. Ayrıca kan şekerindeki ani dalgalanmaları önleyerek tatlı krizlerini de azaltabiliyor.
‘Doktor kontrolünde kullanın’
Zayıflama iğneleri bazı hastalar için uygun olmakla birlikte mutlaka bir doktor kontrolüne ihtiyaç duymaktadır. Potansiyel yan etkiler arasında;
- Mide bulantısı ve kusma
- İshal veya kabızlık
- Karın ağrısı
- Hazımsızlık
- Baş ağrısı
- Yorgunluk var
Bu ilaçlar, yan etkileri dışında kullanım hatasına bağlı olarak da ciddi problemlere yol açabiliyor. Yanlış doz, riskli gruplar tarafından kullanım ya da merdiven altı yerlerden temin edilen ilaçlar hayatı tehdit edebiliyor. Üstelik verilen kiloların kalıcılığının, yaşam tarzı değişikliklerine bağlı olduğunu unutmayın. İlaç bırakıldıktan sonra iştah kontrolü mekanizması ortadan kalkacağı için yeniden kilo alımı riski yüksek.
İlaçlarla birlikte alışkanlıklar da değişmeli
Çalışmalar, ilacı bırakan kişilerin önemli bir kısmının verdiği kiloları geri aldığını gösteriyor. Bu nedenle, kullanım süresi boyunca sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz şart. Tek başına enjeksiyon, bir miktar kilo kaybı sağlayabilmekte. Ancak sürdürülebilir ve sağlıklı değil. Kalıcı başarı için
- Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazanmak
- Porsiyon kontrolü yapmak
- Düzenli fiziksel aktiviteyi hayatın bir parçası haline getirmek şarttır.
Aksi takdirde, verilen kiloların geri alınması kaçınılmaz.
Emzirme döneminde uzak durun
Özellikle hamilelik veya emzirme döneminde uzak durulması gereken bir yöntemdir. Bu ilaçlar, tiroid kanseri, şiddetli böbrek veya karaciğer yetmezliği, pankreas iltihabı, ciddi kalp hastalıkları ve bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları gibi durumlarda da oluşturacağı riskler nedeniyle tercih edilmez. Genellikle; vücut kitle indeksi 30 ve üzerinde olan obez bireyler ve vücut kitle indeksi 27 üzerinde olup obeziteyle ilişkili en az bir ek sağlık sorunu olanlar için tavsiye edilmektedir.
Kısa sürede verilen kilolar çoğunlukla geri alınıyor
Sosyal medyada karşılaşılan ‘mucize’ sonuçlar gerçeği yansıtmıyor. Bu tür paylaşımlar; kısa vadeli sonuçlar içeren ve kişisel farklılıkların göz ardı edildiği çarpıtılmış bir tablo sunmakta. Oysa kilo kaybı hızı kişiden kişiye değişmektedir. Genetik, başlangıç kilosu, metabolizma hızı, eşlik eden hastalıklar ve yaşam tarzı değişikliklerine uyum gibi faktörler kilo verme hızını etkiliyor.
Sağlıklı kilo kaybı, yavaş ve istikrarlı bir süreçtir. Doktor ve diyetisyen gözetiminde, kişinin genel sağlık durumu ve ihtiyaçları doğrultusunda planlanan özel bir yaklaşımla mümkündür. Obezite ve fazla kilo tedavisine başlarken gerçekçi beklentilere sahip olmak gerekiyor. Ve bilimsel verilere dayalı uzman görüşlerini dikkate almak esastır.
