- D&R’dan yeni yıla özel: Burçlara göre hediye rehberi - 24 Aralık 2024
- Yeni yılı renkli bir panayırla karşılıyor - 24 Aralık 2024
- Aşkın, şansın ve ışıltının zamanı! - 24 Aralık 2024
İyi huylu prostat büyümesi idrar problemlerine yol açıyor
İlerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artan prostat hastalıkları, erkeklerin kabusu olmaya devam ediyor. İdrar yapmayı zorlaştıran bir sorun olan iyi huylu prostat büyümesi, hastaların fiziksel sağlığının yanında psikolojilerini; iş, sosyal ve cinsel yaşamlarını da olumsuz etkileyebiliyor. Bu hastalığın tedavisi ise son yıllarda lazer teknolojisindeki ilerlemeler sonucunda geliştirilen HoLEP yöntemi ile ağrısız, kesisiz ve kansız bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.
Memorial Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Berkan Reşorlu, iyi huylu prostat büyümesinin tedavisinde kullanılan HoLEP yöntemi ile ilgili bilgi verdi.
İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) yaşla birlikte büyüyen prostatın, etrafını sardığı mesanenin (idrar torbası) çıkışını tıkaması ve idrar akımına engel olması durumudur. Bu rahatsızlık 50 ve 60’lı yaşlardaki erkeklerin yaklaşık yarısında; daha ileri yaş grubundaki erkeklerin ise yüzde 90’ın da idrar yapmakla ilgili problemlere yol açmaktadır. BPH’nın yaşlanmayla birlikte erkeklerde oluşan hormonal değişikliklerle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Zayıf idrar akımı, kesik kesik idrar yapma, idrarını tam boşaltamama hissi, sık idrara gitme, gece idrara kalkma, ani sıkışma hissi ve idrardan kan gelmesi prostat büyümesinin başlıca belirtileri arasında yer almaktadır. İlerlemiş ve müdahalede gecikilmiş prostat büyümesi vakalarında, hastanın yaşam konforunun bozulmasının yanı sıra böbrek yetmezliği gibi ciddi problemler de ortaya çıkabilmektedir.
Hastanın tıbbi öyküsü önemli
İyi huylu prostat büyümesinin tanısı konulurken, hastanın tıbbi öyküsünün ayrıntılı ve dikkatli bir şekilde alınması gerekmektedir. BPH teşhisinde, prostatın muayenesi de ayrıca önem taşırken, hastanın durumuna göre Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi, idrar akım testi, işeme sonrası kalan idrar miktarı ölçümü, ultrasonografi ve sistoskopi gibi test ve görüntüleme yöntemleri de kullanılmaktadır.
İyi huylu prostat büyümesinde uygulanacak tedavi yöntemleri, uzman hekim tarafından hastanın durumuna göre belirlenmektedir. Hastanın şikâyetlerinin şiddetine bağlı olarak uygulanabilecek takip, ilaç tedavileri, girişimsel ve cerrahi tedaviler bulunmaktadır. Eğer hastada BPH belirtileri hafif düzeyde görülüyorsa takip edilmekte, orta düzeyde görülüyorsa ilaç ve girişimsel yöntemler kullanılmakta, ileri düzeyde görülüyorsa cerrahi yöntemlere (ameliyat) başvurulmaktadır.
Kesisiz ve kansız operasyon
HoLEP ameliyatının açılımı ‘Holmium Laser Enucleation of Prostate”’olup, lazer yardımıyla büyümüş olan prostat iç dokusunun (adenom) kapsülden ayrılarak çıkarılması anlamına gelmektedir. Bu işlem herhangi bir kesi yapılmadan idrar kanalından bir endoskop vasıtasıyla girilerek yapılmaktadır. Lazer yardımıyla kapsülünden ayrılan prostat dokusu daha sonra idrar torbasının içinde çok küçük parçalara ayrılarak dışarı alınmaktadır.
Bu işlem açık prostat ameliyatından farklı olarak herhangi bir kesi olmaksızın tamamen kapalı olarak gerçekleştirilmektedir. Açık prostat ameliyatına göre kanama miktarı çok daha az olmakta, sonda kalış süresi ve hastanede yatış zamanı daha kısa sürmektedir. Hastalar açık ameliyata göre daha hızlı bir iyileşme süreci yaşayarak erken dönemde günlük yaşantılarına dönebilmektedir. Geniş görüş altında direk gözle görülerek yapıldığı için içeride hiç doku kalmamakta, dolayısıyla açık prostat ameliyatına göre daha iyi sonuçlar elde edilmektedir.
HoLEP ameliyatında prostat dokusunun kapsülü dışında kalan kısmının tamamı çıkarıldığı için hastalığın tekrarlama riski neredeyse yok denecek kadar azdır.
Ameliyat sonrası süreç
HoLEP ameliyatında kullanılan lazer enerjisinin etkilediği doku derinliği çok az olmaktadır. Bu nedenle prostatın dışında seyreden ve ereksiyonu (sertleşmeyi) sağlayan sinirleri etkilememekte, dolayısıyla ameliyat sonrası cinsel işlev bozukluğu gibi sorunlar görülmemektedir. Yine idrar tutmayı sağlayan sfinkter denilen yapı bu ameliyatta müdahale edilen alanın dışında kaldığı ve korunduğu için işlem sonrası idrar kaçırma gibi problemler de izlenmemektedir.