- Kahve Dünyası ve Cem Yılmaz’dan Yeni Reklam Kampanyası - 7 Aralık 2024
- Flormar ‘Metaglam’ ile yaratıcılığının sınırlarını keşfet! - 7 Aralık 2024
- Dünya Türk Kahvesi Günü Beta Yeni Han’da kutlandı - 7 Aralık 2024
Tedavi edilmediğinde kısırlığa yol açıyor
Her 10 kadından birinde rastlanan çikolata kisti, sıradan belirtileri nedeniyle çoğu zaman önemsenmiyor. Hastalık adet sancısı, ağrılı cinsel ilişki, regl döneminde yoğun kanama gibi belirtilerle kendini belli ediyor.
“Endometriozis bazen hiçbir şikayete yol açmayabiliyor” diyen Acıbadem Taksim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Faruk Abike, “Hiçbir şikayeti olmasa bile kadınların yüzde 10-20’sinde bu duruma rastlanabiliyor. Belirtileri yaşayan kadınlarda bu oran yüzde 60-70’e çıkıyor” şeklinde konuştu.
Vücudun farklı yerlerinde gelişiyor
Endometriozis; rahim içini döşeyen endometrium tabakasının olması gerektiği yerde değil, rahmin dışındaki başka bir bölgede büyüyüp gelişmesine deniyor. Öyle ki bu dokular, hiç akla gelmeyecek organlarda bile gelişebiliyor. Daha çok yumurtalıkta, periton adı verilen karın zarında, tüplerde görülse de, bazen bağırsaklara karaciğere, memeye yerleşip gelişiyor. Çok nadiren olsa da göz boşluklarında gelişip, kişi ağladığında kanlı gözyaşı şeklinde kendini belli ediyor. Beyine ilerlediğinde ise, bulunduğu bölgeye göre bambaşka sorunların oluşmasına yol açıyor.
En sık yumurtalık, karın zarı ve tüplerde görüldüğü için hastanın anne olmasına engel oluyor. İnfertilite nedenlerinin arasında önemli bir yere sahip, endometriozisin tedavisinde öne çıkan laparoskopik cerrahi sayesinde yüz güldürücü sonuçlar elde ediliyor. Endometriozis tedavisi, laparoskopik cerrahi ile yapılan bir ameliyat. Bu yöntemle, hastanın kısa zamanda taburcu imkanı yüksek. Dolayısıyla laparoskopik ameliyatlar sonrasında çocuk sahibi olmak isteyenlerin bu arzusuna ulaşmaları kolaylaşıyor.
Nedeni tam olarak bilinmiyor
Hastalığın nedenleri tam olarak bilinmiyor. Ancak adet kanaması yoğun olan kadınlarda daha sık görüldüğü düşünülüyor. Annede endometriozis görülmesi halinde kızında ortaya çıkma riski 7 ila 20 kat daha fazla. Genetik geçişin yanı sıra östrojene uzun süreli maruziyet yani erken adet görmeye başlamak ve geç menopoza girmek, doğum yapmamak, emzirmemek temel risk faktörlerini oluşturuyor.
İleri evrede endometriozis kısırlığa yol açabiliyor. İleri düzeyde endometriozisin tanısı basit bir ultrasonografi ile konulabilir. Bu hale gelmeden önceki oluşumların tanısı için laparoskopik yöntemle şüpheli bölgelere girilerek biyopsi yapılıyor. Ancak bu da şikayeti olan herkes için gerekli bir yöntem değil.
Çoğunlukla medikal tedavi yapılıyor
Hastalığın tanısının ardından medikal ya da cerrahi tedavi seçenekleri bulunuyor.
Ağrılı adet dönem ve cinsel ilişki şikayetlerinde medikal yol tercih edilebilir. Tedavi seçeneklerinde temel belirleyiciler; hastanın yaşı, kısırlık durumu ve çocuk isteği ile şikayetleri. Endometriozis tanısı konan hastaların yaklaşık yüzde 70’i ilaç tedavisinden fayda görüyor. Tedavide kullanılan düşük dozlu doğum kontrol hapları ile ayrıca rahim ve yumurtalık kanseri riskini azaltmak da mümkün oluyor. Bazı durumlarda da progesteron hormonu içeren üç ayda bir uygulanan iğneler kullanılıyor.
Laparoskopik cerrahide en az müdahale ile ameliyat yapmak mümkün oluyor. İki tane beş milimetrelik, iki tane on milimetrelik kesi ile karın içerisine rahatlıkla girilebiliyor. Karında bulunan endometriozis yapıları bu küçük kesilerden çıkarılarak hasta tedavi ediliyor. Hasta ameliyatın ertesi günü taburcu ediliyor, bir hafta sonra da günlük yaşamına dönebiliyor. Laparoskopik ameliyatların tercih edilmesinin önemli bir nedeni daha var. Açık ameliyatların bazılarında oluşan yapışıklık, laparoskopide yaşanmıyor.
Endometriozis tedavisi gören kadının çocuk sahibi olmak istemesi halinde ameliyatın hemen ardından tüp bebek tedavisine başlanabilir. Çünkü hamilelik ve emzirme dönemi endometriozisi gerileten durumların başında geliyor.
Her 3 kadından birinde tekrar ediyor
Ameliyat olan her 3 hastadan birinde ileriki süreçte yeniden cerrahiye ihtiyaç duyuluyor. Düzenli kontrol, bu hastalığın erken evrede saptanmasını sağlıyor. O nedenle şikayeti olsun ya da olmasın bütün kadınların yılda bir kez mutlaka jinekolojik muayeneden geçmesi gerekiyor.