- DESA’nın yeni marka yüzü Hafsanur Sancaktutan oldu - 4 Ekim 2024
- CLEAR Men’in Marka Yüzü: UEFA Yılın Futbolcusu Erling Haaland - 4 Ekim 2024
- Bahçeden toplanan ürünlerle sağlıklı atıştırmalıklar yapıldı - 4 Ekim 2024
O hala bir çocuk!
DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, 14-50 yaş arasındaki erkeklerde görülen ve kendini sorumluluk almaktan kaçma, yaşları olgun olmasına rağmen çocuksu davranışlar sergileme ve büyüme korkusuyla gösteren Peter Pan sendromunu anlattı:
Bu sendromun görüldüğü erkekler yaşıyla her ne kadar olgun bir birey gibi görünse de, konuşmalarıyla ve davranışlarıyla hala bir çocuktur. Kendisini tanımayan insanlar tarafından çekici olarak tanımlanan bu erkekler, insanlar üzerinde ilk izlenimde olumlu etkiler bırakır. Genellikle evlilikten uzak duran bu erkekler; sorumluluklardan kaçmak, rahat ve kaygısız bir hayat sürmek için aileleriyle yaşamayı tercih eder. Hangi meslekte çalışmak istediğine karar vermekte güçlük çekip, eğitimini bitirmede zorluk yaşarlar.
14-50 yaş arasındaki erkeklerde görülüyor
14-50 yaş arasındaki erkeklerde görülen Peter Pan sendromu yaşayan bireylerin genellikle duyguları körelir. Kızgınlıklarını öfke olarak, üzüntü ve kederlerini ise istemsiz neşe ve çocuksu şakalarla yansıtır. Eleştirilere karşı yetersizlik hissedip, genellikle ‘Bilmiyorum, umrumda değil’ gibi savunmalar yapar. Üşengeçlerdir. Genellikle aidiyet hissi yaşamak isterler. Yalnız olmaya karşı toleransları düşük olduğu için arkadaş edinme çabaları yüksektir. Ergenliklerinin ardından kız arkadaş bulmak için yoğun bir çaba harcarlar. Ancak olgunlaşmamış davranışları nedeniyle kızları kendilerinden uzaklaştırırlar. Reddedilmeye karşı duyarlılık, bu yumuşak ve nazik kişilerin sert ve kaba tavırların arkasına saklanmalarına yol açar. Kendilerini cinsel anlamda kanıtlayabilmek için sayısız kişiyle birlikte olabilir. Bir kişide karar kıldıklarında ise ona tamamen bağlanıp, onu kaybetmemek için kendisini acındırır.
Annelerine kızıp, babalarına yakınlaşmak isterler
Peter Pan sendromu yaşayan erkekler, duygusal paylaşımların olmadığı ortamlarda yetişir. Ebeveynlerine bakıldığında ise sınır koymayan anne-babalar, duygularını tanımayan aklı karışık babalar, aşırı kollayıcı annelerle karşılaşıyoruz. Öfke patlamalarıyla yaşadıkları tartışmanın sonunu, çocuksu özürlerle kapatma çabasına girer. Babalarına karşı yabancılaşmış duygular içindedir. Hem babalarıyla yakın olmak için özlem duyar hem de onun sevgi ve onayını alamayacağına dair keskin düşünceleri vardır. Ailelerin çocuklarının artık bir yetişkin olduğunu kabullenip, sorumluluk ve görevlerini kendilerini hissettirmesi ve ona göre davranmaları şart.
12-17 yaş: Sorumsuzluk, tedirginlik, yalnızlık ve cinsel rol çatışmaları kendini gösterir. İçinde bulunduğu görevlerden kaçıp, yalnız kalır.
18-22 yaş: Kendini fazla beğenme, narsizm ve şovenist tavırlar ağır basar.
23-25 yaş: Belirsiz ve genel bir doyumsuzluk hali, bu doyumsuzluktan şikayet ederek yardım arayışı, mutsuz ve rahatsızlık duygularından dolayı şiddetli bir kriz dönemi görülür.
26-30 yaş: Büyümüş yetişkin rolü oynar.
31-45 yaş: Her şeyi olmasına rağmen yaşamı sıkıcı bulur, ümitsiz bir durum içindedir.
45 yaş ve üstü: Yaşı ilerleyen erkekler, depresif bir duygu durum içinde, ajite davranışlar sergiler. Gençliğini yeniden geri alma düşüncesinde olup, çocuklaşmaya başlar. Hayatı sıkıcı bulur ve bu nedenle isyan edip istemediği hayat modundan uzaklaşma çabası içine girer.