- Avon’dan yeni yılın neşesine yakışır hediye alternatifleri - 2 Aralık 2024
- NARS’ın ikonik ürünleri ile makyaja sihirli bir dokunuş - 2 Aralık 2024
- NYX Professional Makeup Buttermelt Blush ile 12 saat kalıcı renk - 2 Aralık 2024
18-35 yaş aralığında görülme sıklığının arttı
Tiroid nodülleri sıklıkla 40 yaş üzerinde ve özellikle kadınları etkileyen bir sorun. Bununla birlikte özelikle son yıllarda hem tiroid nodülleri hem de tiroid kanseri çok daha genç yaşlarda görülüyor. Üstelik bu nodüllerin kanserleşme oranı, yetişkinlere göre daha yüksek.
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan şunları kaydetti; Ultrasonografinin yaygın olarak kullanımı erken teşhislerin sayısını artırmış olabilir. Ancak korkutucu olan; radyasyon, beslenme, stres gibi çevresel faktörlerin tiroid bezi üzerinde yarattığı olumsuz etkiler. Bu etkenlerin tiroid nodülü ve kanseri sıklığındaki artış üzerinde önemli etkileri olduğu düşünülüyor” dedi.
Nodül gelişiminde çevresel faktörlerin etkisi büyük
Genç grupta nodül gelişmesinde baş ve boyun bölgesine radyasyon alınması ile ailede tiroid kanseri varlığı, en önemli risk faktörleri. Sigara, kanserojen gıdalar ve stres de önemli faktörler. Ailede nodül olmasa bile herhangi bir tiroid hastalığı; örneğin Haşimoto bulunması bile gençlerde tiroid nodülü ve kanseri için risk oluşturuyor.
Genç gruptaki nodüllerde kanser riski daha yüksek
Yetişkin bir insanda tespit edilen nodüllerin yaklaşık yüzde 5’i kanserken genç yaş grubunda bu oran iki katına çıkıyor. Üstelik yaş küçüldükçe kanser riski de artıyor. Örneğin 20 yaşında bir insanda aynı özelliklere sahip bir nodülün kanserleşme riski, 30 yaşındaki bir insandan daha yüksek.
Genç erkekler daha şansız!
Kadın ver erkekler arasında nodül görülme sıklığı açısından fark var. Kadınlar bu konuda ne yazık ki şanssız grup! Kadınlarda tiroid nodülü görülme sıklığı erkeklerden 3 kat daha fazla. Ancak erkekler açısından da hoş olmayan bir istatistik var. Erkeklerde ise nodüllerin kanserleşme riski kadınlara göre iki kat yüksek. Yani tiroid nodülleri genç kadınlarda daha sık ama daha az kanserleşiyor. Erkeklerde ise daha az görülüyor ancak kanserleşme riski daha yüksek.
Nodüller sinsi ilerliyor
Hem nodüller hem de tiroid kanseri, çok sinsi hastalıklar. Hatta öyle vakalar görüyoruz ki, nodül çapı 5 cm’ye ulaşmış olmasına rağmen hiçbir bulgu vermiyor. Tesadüfen çekilen bir röntgen filminde teşhis konuyor. Hastalarda en sık gördüğümüz bulgu ise boyunda hafif bir şişlik oluyor.
Bu nedenle genç yaş grubunda görülen nodüller için tarama çok değerli. Tiroid ultrasonu tiroid nodüllerinin tanısında yüzde 100, tiroid kanserinin tanısında ise yüzde 35-40 oranında etkilidir. Dolayısıyla böyle bir tarama programında sadece tiroid ultrasonu yapılması yeterli olacaktır. Bununla birlikte ailesinde tiroid hastalığı olan, boynunda şişlik fark eden gençlerin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurarak tiroid ultrasonu yaptırmalarında fayda var.
Önce ayırıcı tanıyla kanser dışlanmalı
Genç hastalarda nodül görüldüğünde mutlaka kanser olup olmadığının ayırt edilmesi gerekiyor. Bu ayrımı bazen sadece ultrasonla yapabiliyoruz, bazen de iğne biyopsisi gerekebiliyor. Eğer yüksek kanser riski varsa ya da biyopsi ile kesin tanı konmuşsa mutlaka ameliyat gerekir. Genç yaşta nodül tespit ettiğimiz hastalarımızda ultrason ya da biyopsi ile kanser olmadığını kesinleştirmişsek; bu hastalarımızı takip altına alırız. 3 ya da 6 aylık periyotlarla ultrasonla takip ederiz.
Nodülde büyüme, yeni nodül oluşumu, nodül görünümünde değişiklikler gibi durumlar istemediğimiz gelişmelerdir. Bunlara her an hazırlıklı olmak gerekir. Son olarak şunu belirtmek isterim ki, yetişkinlerde olduğu gibi genlerde de tiroid kanseri ölümcül değildir. Yeter ki teşhiste çok geç kalınmasın. Doğru bir ameliyatla tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır.