- PenFest 9-10 Kasım’da Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek - 2 Kasım 2024
- Green Up Koleksiyonuna yeni ürünler ve renkler eklendi - 31 Ekim 2024
- Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda kadınlara güçlü bir destek - 25 Ekim 2024
Küçük bir check-up yaptırın
Son yıllarda Ramazan’ın yaza denk gelmesiyle uzun saatler süren açlık ve susuzluk, mide asidinin yükselmesine, reflü, gastrit gibi hastalıkların artmasına yol açıyor. Ayrıca sık sık yemek yemek ve düzenli ilaç kullanmak zorunda olan diyabet ve kalp hastaları da olumsuz etkilenebiliyor.
Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Özgür Mollaoğlu, kronik hastalıkları bulunanların oruç tutma konusunda nelere dikkat etmesi gerektiğini anlattı.
Belli saatler içinde aç kalmanın, metabolik olarak dinlendirici özelliği bulunur. Fakat uzun saatler boyunca tutulan oruç, sindirim sistemi ve metabolizma yavaşlatır. Risk grubundaki kişilerin doktor kontrolünden geçmesi ve onay almaları gerekir. Diyabet hastası ama şekeri çok yüksek olmayan ve ilaçla kontrol altında tutabilenler, doktor kontrolünde oruç tutabilir veya deneyebilir. Ama günde 3-4 defa insülin kullanan, beraberinde kalp hastalığı olan, kan şekeri 200-300’lerde seyreden bir insanın oruç tutması önerilmez.
- Yakın zamanda felç ya da iskemik atak geçirmiş, beyne ya da akciğerine pıhtı atmış,
- Son 6 ay içerisinde kalp krizi geçirmiş,
- Ciddi kontrolsüz diyabeti olan,
- Mide kanaması geçirmiş ya da endoskopiyle teşhis koyulmuş ülseri olan kişilerin uzun süre aç kalmamaları gerekir.
50 yaş üzeri herkes kontrolden geçmeli
Kalp krizi geçireli altı aydan daha uzun süre olmuş tedavisi yapılmış ve stent takılmış kişiler diyabet veya eşlik eden başka hastalığı yoksa doktor kontrolünde oruç tutabilir. Oruç tutmadan önce özellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerin küçük bir check- up yaptırmalarında fayda var. Aile hikayesinde kalp krizi bulunanların dikkatli olması lazım. Bu risk faktörünün yanında kişi iyi beslenmiyorsa, sigara içiyorsa, bel çevresi kalınsa ve stresli bir işi varsa kalple ilgili testler ihmal edilmemeli.
Bu önerilere mutlaka uyun
Gastrit, toplumun yüzde 25-30’unda vardır. Mide sorunları olanların, koruyucu ve asit azaltıcı ilaçlarını kullandıkları takdirde oruç tutmalarında sakınca yoktur. İftarda ve sahurda yenilen besinlere çok dikkat edilmeli. Fakat açlığa hiç tahammül edemeyen hemen midesi ağrıyan ve yakın zamanda mide kanaması geçirmiş kişilerin oruç tutması sakıncalıdır.
Reflü hastasının iftarda hızlı yemek yememesi, sahurdan sonraysa hemen yatmaması gerekir. İftarda yemeklerin hafif olması ve yavaş yenmesi önerilir. Mide suyunun yemek borusuna çıkışını engelleyen bazı şuruplar ve asit dengeleyici haplar bulunmaktadır. Oruç tutmak isteyen reflü hastaları iftar ve sahurlardan sonra bu ilaçları kullanarak ve aşağıdaki önerilere dikkat ederek Ramazan ayını rahat geçirebilir;
- Mide asidini artıran asitli içecekler tüketmemelidir.
- Özellikle sahurda yağlı, kızarmış, çok acılı ve baharatlı yemeklerden uzak durulmalıdır.
- Şerbetli ve ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveliler tercih edilmelidir.
- Yemeğe çorbayla başlayıp yavaş bir şekilde devam edilmelidir.
- Sahurda zeytin, sucuk gibi mideyi rahatsız eden gıdalardan kaçınmaları gerekir.
- Fırından yeni çıkmış sıcak beyaz ekmek tüketilmemeli. Tam tahıllı ve çavdar ekmekleri yenmeli.
- Demli çay ve çok kahve tüketimi de mide şikayetlerini artırabilir.
Bağırsak sistemi yemek yemekle uyarılır. Uzun süre aç kalmayla bu uyarılma olmayacağından kabızlık ortaya çıkabilir. İftar ve sahur arasında zeytinyağlı yemekler, bol sıvı tüketilmesi kabızlık sorunu yaşayanlara fayda sağlar.