YAŞAM SÜRESİNİ UZATABİLEN YENİ TEDAVİLER UMUT VERİYOR
Akciğer kanseri dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alıyor. Kansere bağlı ölümlerde de ilk sırada. Dünyada 1.5 milyon, Türkiye’de her yıl yaklaşık 20-25 bin kişi akciğer kanserinden dolayı hayatını kaybediyor. Bu rakamlar, hastalığın ne kadar ölümcül olduğunu net şekilde ortaya koyuyor. İyi haber ise günümüzde geliştirilen hedefe yönelik tedaviler, bir başka deyişle akıllı ilaçlarla tedavide başarı oranları artıyor.
Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Aziz Yazar, “Akciğer kanserinin tedavisinde kaydedilen gelişmeler hastalıkla birlikte yaşama oranını artırıyor ve bu sorunu kronik hale dönüştürebiliyor. Ancak tedaviden başarılı sonuç elde edilmesinde kanserin erken dönemde tespit edilmesi büyük önem taşıyor” diyor.
İmmünoterapi’deki gelişmeler
Günümüzde akıllı ilaçlarla akciğer kanserinin tedavisinde umut veren sonuçlar elde ediliyor. Akıllı ilaçlar için uygun olan hastalar, klasik kemoterapi yerine, ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edildiklerinde, yaşam süresi iki katına yakın uzuyor. Üstelik yan etkileri kemoterapiye göre daha az oluyor.
İmmünoterapi, akciğer kanserinde hem birinci hem de ikinci seri tedavide kullanılabiliyor. Çalışmalara göre, akciğer kanserinin ileri evresinde, immünoterapi yönteminde kemoterapi tedavisinden iki kat daha fazla başarılı sonuçlar elde edilebiliyor.
Küba aşısı umut veriyor
Akciğer kanserinin tedavisinde bir başka umut veren gelişme ise dünyada ‘Küba aşısı’ olarak bilinen ilaç. Küba aşısı immünoterapötik bir ajan ve ‘küçük hücreli dışı akciğer kanseri’nde etkili oluyor. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, akciğer kanserlerinin yüzde 80-85 gibi büyük bir oranını oluşturuyor. Küba’da yapılan bir çalışmada birinci yılın sonunda, aşı verilen grup aşı verilmeyenlerle karşılaştırıldığında, hayatta kalanların oranı yüzde 20, ikinci yılın sonundaysa yüzde 14 daha fazla bulundu.
Aşının son zamanlarda küçük hücreli akciğer kanserinde de etkili olabildiği, yapılan küçük çaplı çalışmalarda bildirildi. Faz II çalışmada etkinliği gösterildikten sonra birçok ülkede kullanılmaya başlandı. Ancak faz III çalışma sonuçlanmadığı için henüz FDA onayı almadı.
Aşı verildiğinde vücuttaki tümör miktarı ne kadar az olursa başarı oranı da o kadar artıyor. Aşı ileri evre akciğer kanserinde hastalığı tümüyle iyileştirmese de yaşam süresini ortalama olarak aylarla ifade edilen sürelerde uzatabiliyor. Bu haliyle aşının standart tedavinin yerini alması beklenmemeli, ancak yeni bir yöntem olarak kabul edilmeli.
Kanser hücrelerini yok eden antikorlar oluşturuyor
Kanserin insan vücudunda gelişme nedeni, kanser hücrelerinin bağışıklık sisteminden kaçması. Küba aşısı olarak bilinen ilaç, bağışıklık sistemini uyararak NeuGcGM içeren kanser hücrelerini tanıyıp, yok eden antikorlar oluşturuyor. NeuGcGM normal hücrelerde bulunmazken, küçük hücreli dışındaki akciğer kanseri hücrelerinde yüzde 90 oranında yer alıyor.
Yılda bir kez tarama hayat kurtarıyor
Akciğer kanseri tanısı konan tüm hastalar ele alındığında, hastaların ancak yüzde 15’i beş yıl üzerinde yaşayabiliyor. Beşinci evrede beş yıl üzerinde yaşama şansı yüzde 5 düzeyine iniyor. Bu düşük yaşam oranının nedeniyse, hastalığın tanısının ileri evrede konması. Öyle ki, hastaların yaklaşık yüzde 75’inde tanı ancak üç ve dördüncü evrede konabiliyor. Üçüncü evrede tedavinin başarı oranı yüzde 25’ken, erken yakalandığında bu oran 70-80’lere yükseliyor. Risk altındaki kişilerin (54 yaşından büyük, yılda 30 paket sigara içenler) yılda bir kez düşük doz bilgisayarlı tomografiyle taranması gerekiyor.