- DESA’nın yeni marka yüzü Hafsanur Sancaktutan oldu - 4 Ekim 2024
- CLEAR Men’in Marka Yüzü: UEFA Yılın Futbolcusu Erling Haaland - 4 Ekim 2024
- Bahçeden toplanan ürünlerle sağlıklı atıştırmalıklar yapıldı - 4 Ekim 2024
Kendinizi hastalıklardan koruyabilirsiniz
Sağlıklı bir yaşam için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmamız çok önemli. Hem hastalıklara yakalanmamak hem de eğer hastalık sürecini kolay atlatabilmek için sağlıklı bir beslenme planı oluşturulmalı.
Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan, bağışıklık sistemini güçlendirmenin yollarını anlattı:
Kahvaltısız olmaz!
Kaliteli beslenmenin başında, bağışıklığı artıran besinler kadar, öğünler de geliyor. Ve o öğünlerin kralı, kahvaltı! Güne mutlaka kahvaltıyla başlamanız gerekiyor. Kahvaltıyı atladığınızda veya gereken özeni göstermediğinizde, sonraki öğünleri ne kadar güçlü ve sağlıklı yaparsanız yapın, aç kaldığınız süre içinde bağışıklığınız azalıyor.
Tüm besin gruplarına yer verin
Et, süt-yoğurt-peynir, meyve ve sebze, ekmek grubunda yer alan besinler her gün tüketilmeli.
Kaliteli protein kaynakları şart
Proteinvücudumuzun yapıtaşı ve birçok savunma mekanizmasında yer alan bileşiğin ana malzemesi. Dolayısıyla proteinden fakir beslenmek bağışıklığı zayıflatabiliyor. Her gün yumurta, et, balık, peynir, süt-yoğurt-kefir, kuru baklagiller gibi kaliteli proteinler tüketmeye özen gösterin. Ancak her şeyde olduğu gibi proteinin fazlasının da zarar olduğunu unutmayın.
Bol bol soğan, sarımsak tüketin
Soğangilleriçeriklerindeki sülfürlü bileşikler sayesinde başlı başına birer antioksidanlar. Bu bileşikler sayesinde toksinler ve oksidan maddelerle savaşıyor. Bu grubun içine sarımsak ve pırasa da giriyor. Yapılarında bulunan allisin isimli madde, hem antiviral hem de antibakteriyal etki gösteriyor. Soğan ve sarımsağın tazesini de kurusunu da sık sık yemelisiniz. Pırasayı ise hafta 1-2 kez tüketmeniz yeterli gelecektir.
C vitamini şart
Portakal,kivi, mandalina, greyfurt, kırmızı biber… C vitamininden zengin olan bu besinleri sonbahar ile kış aylarında sofranızdan eksik etmeyin. Her gün ortalama 100 mg civarında C vitamini alınmalı. Bunun için de iki orta büyüklükte meyve yemek yeterli. Fakat meyveleri kesip beklettikçe, metal bıçaklarla dilimledikçe ve özellikle suyunu sıktıkça C vitamini seviyesi azalıyor.
Ekmeğiniz ekşi mayalı olsun
Betaglukan, Amerika ve Avrupa’daki gıda denetimi kurumlarından onay almış önemli bir besin öğesi. Yulaf, ekmek mayası ve mantar gibi besinlerin yapılarında bulunan betaglukan, bağışıklık sistemimizin ilk savunmasını yapan makrofajlar (beyaz kan hücreleri) üzerindeki özel yüzeylere bağlanarak, bağışıklık sistemini aktive ediyor. Özellikle mantar ve ekmek mayasındaki betaglukan, bağışıklığı artırmada etkili oluyor.
Çorbalara zencefil katın
Zencefil, hemtüm vitamin ve mineralleri yapısında barındırması hem de başka antioksidan özellikler taşıyan bir besin olması sayesinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunuyor. Taze veya kuru olarak tüketebilirsiniz, ancak çalışmalar taze zencefilin kuru olanına göre enfeksiyonları önlemede çok daha başarılı olduğunu gösteriyor. Yoğurt içinde tüketebileceğiniz gibi, çorbaların veya bitki çaylarının içine de katabilirsiniz. Günde içeceğiniz 1-2 bardak zencefilli bitki çayı da bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olacaktır.
Bitki çayıyla doping yapın
Bağışıklık sisteminizin zayıfladığını düşünüyorsanız veya çevrenizde çok fazla hasta varsa sabahları yapacağınız bitki çayı karışımıyla vücudunuzu koruma altına alabilirsiniz. Bunun için; 2 yemek kaşığı yeşil çay, 2-3 parça zencefil ve 1 tutam kırmızı biberi, bir demleme kabına koyun. Üzerine sıcak su ekleyerek 10 dakika demleyin. Ilık hale geldiğinde, 1 tatlı kaşığı bal ekleyin. Yeşil çay ve kırmızı biberde bulunan antioksidanlar, virüslerin vücuda girerek çoğalmalarını önlerken, zencefilin içeriğinde bulunanlar, hem bağışıklığı yüksek tutuyor, hem de vücuda giren virüslerin öldürülmesini sağlıyor.
Ihlamur çayı: Ihlamurun yapısında bulunan bazı maddeler, hem boğazda tahrişe engel oluyor, hem de tahriş dokunun iyileşmesini hızlandırıyor. Yeşil çay, antioksidan maddeler sayesinde virüslerin vücuda girerek çoğalmalarını önleyebiliyor. Bu iki bitkiyi karıştırarak hazırlayacağınız çay, üst solunum yolunu korumada çok etkilidir. Ancak bu bitki çayını kaynatarak değil, demleyerek hazırlamalısınız. Sıcak suda 5 dakika beklettikten sonra hazır olan çayınızı şekersiz içmeye özen gösterin. Şekersiz bitki çayı içemeyenlerdenseniz 1 tatlı kaşığı bal ekleyebilirsiniz.
Adaçayı ve ekinezya: Adaçayı ve ekinezyanın ağız yoluyla alınabilecek virüs ile bakterilere karşı vücudu korumada çok etkili olduğu kanıtlandı. Günde 1-2 kez bu iki bitkiyi beraber veya ayrı ayrı demleme yoluyla tüketebilirsiniz.