Akciğer kanserinin tedavisindeki yeni gelişmeler neler?

Yılda 30 bin kişiyi öldürüyor!

Dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser türlerinin başında gelen akciğer kanseri, diğer kanser türlerine göre çok daha fazla ölüme sebep oluyor. Kansere bağlı ölümler yüzde 25’lik bir oranla en çok akciğer kanseri nedeniyle yaşanıyor.

Prof. Dr. Turgay Çelikel

Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, erken dönemde hiç uyarı vermeyen bu hastalığın en önemli belirtilerini, Türkiye’deki vaka sayılarını ve tedavideki yenilikleri anlattı.

Her yıl meme, prostat ve kolon kanseri sebebiyle yaşanan ölümlerden daha fazlası akciğer kanserine bağlı meydana geliyor. Ülkemizde akciğer kanseri yüzünden yılda 30 bin kişi hayatını kaybediyor. Akciğer kanserine yakalanan hastaların yüzde 60’ında, tanı koyulduğu anda, uzak metastazları yani kanserin çoktan başka organlara yayıldığı görülüyor.

Bir erkeğin hayatı boyunca akciğer kanserine yakalanma riski 15’te birken, bu rakam bir kadın için 17’de bir… Bu oranlar sigara içenlerde çok daha fazla ve içmeyenlerde çok daha az seyrediyor. Akciğer kanserinin yüzde 85-90 oranında sigaraya bağlı geliştiğini söylemek mümkün Örneğin son yıllarda sigara içmeyi azaltabilen batı ülkelerinde akciğer kanseri görülme sıklığı da azalıyor. Ayrıca erken tanı yöntemlerinin gelişmesi ve tedavideki yenilikler de akciğer kanserine bağlı ölümlerin sayısının düşmesini sağlıyor.

Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?

Akciğer kanserlerinin çoğu yayılma ya da ilerleme olmadan belirti vermiyor. Ama geçmeyen ya da kötüleşen öksürük, kanlı balgam veya pas rengi balgam, öksürme ve nefes almayla birlikte artan göğüs ağrısı, ses kısıklığı, iştahsızlık, açıklanamayan kilo kaybı, yorgunluk ve halsizlik, bronşit, geçmeyen ya da tekrarlayan zatürre, yeni oluşan hırıltılı solunum gibi durumlar yaşanıyorsa en kısa sürede bir doktora danışılmalıdır. Eğer akciğer kanseri başka organlara da yayıldıysa, kemik ağrılarına, baş ağrısına, felce, havaleye ve sarılık gibi bulgulara da neden olabilir.

Hastalığın teşhisi nasıl konur?

Sadece akciğer grafisi ile erken tanı mümkün. Yapılan çok sayıda bilimsel çalışmada, yüksek riskli grupların yılda bir kez düşük doz bilgisayarlı tomografi çektirmesiyle ölüm riskinin yüzde 20 oranında azaldığı gözlemlenmiştir. 20-30 yıl boyunca günde bir paket sigara içmiş 50 yaş üzeri kişiler, özellikle KOAH ve Fibrosis gibi başka akciğer hastalıkları varsa ya da yakın ailelerinde kanser vakaları bulunuyorsa bu risk grubuna girerler. Bilgisayarlı tomografide akciğer kanseri düşünülüyorsa hemen PET-CT tetkiki istenir. Bu işlemle vücudun hangi bölgesinde kanser olduğu tespit edilir. Bundan sonraki süreçte mutlaka kanserli dokudan parça alınır.

Tedavide ‘immüno’ gelişimler

Son 10 yıllık süreçte akciğer kanserinde moleküler düzeyde tetkiklerin yapılabilmesi hastalığın tedavisiyle ilgili umut vadediyor. Bu sayede genetik yapıdaki değişimler belirleniyor ve hastaya buna göre tedaviler uygulanıyor. Örneğin son büyük yenilik olan immüno tedaviden hastanın fayda görüp göremeyeceğini belirlemek için PD-L1 denen bir boyama testi yapılıyor. Boyama yüksek oranda olduğunda hastanın tedaviden fayda görebileceği belirleniyor.

Bu tedavi, vücudun doğal bağışıklık hücreleri ile kanser hücreleri arasında oluşan perdenin kaldırılmasına yardımcı oluyor. Böylece bağışıklık hücreleri kanser hücreleriyle savaşabiliyor. Akciğer kanserinde cerrahi alanda da büyük yenilikler bulunuyor. Video-torokoskopi denen yöntemle bir veya birkaç delikle göğüs kafesine girilip kanserli dokular çıkarılabiliyor. Bu da hastanın daha az yıpranmasını sağlıyor. Cerrahi uygulanamayan, kanseri yayılmış hastalarda kemoterapiyle birlikte ışın tedavisi veriliyor. Siber-Knife, noktasal yüksek dozlu ışınlama gibi yöntemler de cerrahiyi kaldıramayacak erken dönem hastalarına uygulanıyor. Beyin ve kemik yayılmalarının tedavisi de ışın tedavisi ile gerçekleştiriliyor.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir