- PUMA ‘dolce vita’ tarzı bir hayatın ‘parola’sını veriyor - 26 Nisan 2024
- Syorell ürünleri ile güneşle mutlu anılar biriktirin - 26 Nisan 2024
- LC Waikiki müşterilerini aktif bir yaşama teşvik ediyor - 26 Nisan 2024
HASTALIKLARA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Midede ağrı ve yanma gibi şikayetler günümüzün en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından biri. Bu gibi problemleri yaşayan hastalarsa yakınmalarından bir an önce kurtulabilmek için uzman desteğine başvurmak yerine, gelişigüzel reflü ilaçları kullanabiliyor. Fakat çevre tavsiyeleri üzerine bilinçsizce satın alınan bu reçetesiz ilaçlar, vücutta ciddi hasarlara yol açabiliyor.
Central Hospital’dan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sökmen, doktor tavsiyesi dışında kullanılan reflü ilaçlarının yol açabileceği problemler hakkında uyarılarda bulunuyor.
Halk arasında mide reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı (GÖRH), mide asidinin ve yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Genellikle asit, bazen safra ve pankreas sıvısından oluşan mide içeriği, yemek borusuna geri kaçabiliyor ve içeriğin burada uzun süre kalması, organın kendini koruma özelliğini yitirmesine neden olabiliyor. Bunun sonucunda da reflü gelişiyor. Bir hayli yaygın olan bu hastalık, genellikle midede ağrıyla birlikte boğaz ve göğüs kemiği arkasında yanma hissi olarak görülebiliyor. Reflünün ortaya çıkmasında yanlış beslenme, aşırı stres ve kötü yaşam koşulları büyük rol oynuyor.
Uzmana danışmadan almayın
Reflü şikayetlerle karşılaşan insanlar, soluğu reçetesiz satılan ilaç reyonlarında alıyor. Ağza gelen acı su, yemek borusu ve midede yanma şikayetleri eczanelerden uzman tavsiyesi dışında alınan mide koruyucu reflü ilaçlarıyla geçiştiriliyor. Şikayetleri azalttığı gerekçesiyle kullanılan bu ilaçlar, uzun vadede çeşitli yan etkilere ve ciddi komplikasyonlara neden olabiliyor.
Mide koruyucular olarak bilinen proton pompa inhibitörleri, uzun süreli ve doz aşımına dikkat edilmeyen kullanımlarda ciddi riskler oluşturabiliyor. Bu riskler arasında şunlar yer alıyor; kemik erimeleri, B12 ve magnezyum eksikliği ve kullanılan diğer ilaçlarla etkileşim.
Doğru beslenme tedaviye yardımcı oluyor
Reflü hastalığıyla başa çıkabilmede hekim desteği almanın yanı sıra, doğru beslenmek de önemli bir yol oynuyor. Misafir ağırlarken kurulan mükellef sofralar ya da yoğun iş temposu içinde atıştırmalarla geçiştirilen öğünler, yanlış beslenmeyi beraberinde getirebiliyor. Ülkemizdeki reflü hastalarının büyük bir kısmını hamile kadınlar, obezite hastası ve yaşlı kişiler oluşturuyor. Ayrıca rafine ve endüstriyel gıdaların dikkatsiz tüketimi reflü şikayetlerini artırabiliyor.
Bu yiyeceklere dikkat!
Yağ oranı fazla besinler mideyi geç terk ettiği için reflü riskini artırıyor. Özellikle fast food gıdalar, krema, margarin ve bu yağlardan hazırlanmış soslar besin listesinden çıkarılmalı. Soğan, domates, baharat ve turunçgillerin aşırı tüketimine dikkat edilmeli. Kahve, demli çay, kola, gazoz, soda ve alkollü içeceklerin tüketiminden de kaçınılmalı.
Yemek geç saatlere bırakılmamalı
Reflü hastalarının beslenme konusunda dikkat etmesi gereken diğer bir unsur da beslenme öğünleri. Eğer mide problemleri yaşayan hasta kiloluysa, öncelikle fazla kilolarından kurtulması sağlanmalı ve az yemeğe teşvik edilmeli. Özellikle akşam yemeklerini erken saatlerde yemesi konusunda yönlendirilmeli ve hastaya yemek sırasında fazla konuşmaması önerilmeli. Ayrıca hastaya ihtiyaçtan fazla yenecek yemeğin mide basıncını, basıncın da reflü olasılığını artıracağı hatırlatılmalı.
Stressiz yaşam şart
Reflü tanısı konulan hastalar stresli ortamlardan olabildiğince uzak durmalı.Gergin bir ortamda vakit geçirmek reflü hastalığını tetikleyebilirken, vücut da reflü hastalığı için uygulanan tedaviye yanıtsız kalabilir. Reflüyü artıran nedenlerden bir diğeri de sedanter yani hareketsiz yaşamdır. Bu nedenle hastaların yemek sonrası kısa yürüyüşler yapması faydalı olacaktır.
