Gözde çıkan arpacığın tedavisinde sarımsağın yeri yok!

Geçmeyen arpacık göz bozukluğu işareti olabilir

Halk arasında ‘arpacık’ olarak bilinen göz kapağı enfeksiyonunun sık gelişmesi, genel vücut sağlığıyla ilgili bilgi veriyor. Yetişkinlerde vücut direncinin düşüklüğü, aşırı uykusuzluk ve yorgunluk arpacık riskini artırıyor. Çocukluk döneminde çok fazla ortaya çıkması ise görme sorunlarına  işaret edebiliyor.

Prof. Dr. Müslime Akbaba

Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Yetişkinlerde ve özellikle de çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi ile astigmat gibi görme bozuklukları varsa, arpacık oluşma riski artar” dedi. Arpacık tedavisinin sıcak kompresli masaj ile başladığını; düzelmemesi halinde antibiyotikli merhemlerin iyileşme sürecini hızlandırdığını anlatan Akbaba, sarımsak uygulanması gibi yöntemlerden de uzak durulması gerektiğini belirtiyor.

Bulaşıcı değil

Göz kapağındaki yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşan akut bakteriyel enfeksiyon olarak tanımlanan arpacık, görüldüğü yere göre iç ve dış olarak ikiye ayrılıyor. Kirpik diplerine açılan yağ bezlerinin tıkanması dış arpacıktır. Kapak kenarındaki yağ bezinin tıkanması nedeniyle oluşan enfeksiyona da ‘iç arpacık’ adı veriliyor. Arpacık bulaşıcı değildir. Oluşum mekanizması son derece basittir. Göz kapağındaki yağ bezleri salgısının yavaşlaması veya durmasıyla birlikte kirpik diplerinde bulunan bakteriler çoğalarak küçük lokal bir apse oluşumuna neden olur. En sık da stafilokokos auerus adlı bakteri bu enfeksiyona yol açar.

Diyabeti olanlar dikkat

Oluşumundan bakteriler sorumlu olsalar da, bazı hastalıklar arpacık riskini artırıyor. Seboreik dermatit, rozesea, diyabet ve lipit yüksekliği olanlarda arpacığın görülme oranının yüksektir. Vücut direncinin düşüklüğü, aşırı yorgunluk ve uykusuzluğun yanı sıra bioritmin bozulması da tetikleyici etmendir.  Çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi, astigmat gibi görme bozuklukları varsa yine arpacık oluşma riski artar.

Arpacık akut bir durumdur. Birdenbire göz kapağında ağrı ile başlayan ödem ve kızarıklık olur. Ağrı bir iki gün içerisinde geçerken, şişlik ve kızarıklık devam eder. Dış arpacıkta kapak kenarındaki şişlik çok belirgindir. Enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak apseleşip kendiliğinden dışa akabilmektedir. İç arpacıkta ise kapağın içinde kızarıklık ve şişlik daha belirgindir.

Sıcak kompresli masaj iyi geliyor

Arpacığın kesin tanısı göz hekimleri tarafından konuyor. Çok küçük ve basit olan türlerinin kendiliğinden geçmesine karşın; erken medikal tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilmektedir. Sıcak kompresli masaj oldukça etkin bir tedavi yöntemidir. Sıcak kompres, sertleşmiş dokunun yumuşamasını ve akmasını sağlar. Ayrıca bebek şampuanı veya blefarit tedavisi için üretilen solüsyonlar; hem antibakteriyel etkileriyle hem de tıkanmış bezdeki kalıntıları temizleyerek tedaviye yardımcı olabilmektedir. Ancak sıcak kompres ve solüsyon ile masaj, hastalığı tedavi etmede yeterli değildir. Topikal antibiyotikli damla ya da pomadların kullanılmaları tedavi süresini kısaltıp, apseleşmeyi önleyebilmektedir.

Ayrıca topikal kortizonlu göz damlalarının kısa süreli kullanımıyla enfeksiyon daha çabuk geçebilir. Arpacık çok büyük olmadıkça sistemik antibiyotik kullanmaya gerek kalmaz.

Arpacığın apseleşmesi, yani iltihaplı sıvı birikimi haline gelmesi durumunda mutlaka boşaltılması gerekiyor. Apse boşaltımının hastane koşullarında yapılması gerekiyor. Hasta çocuk değilse, genel anestezi ve genel ameliyathane koşulları gerekli değildir. Göz kapağı uyuşturularak ayaktan yapılan basit bir girişim şeklidir.

Halk arasında arpacığa sarımsak sürmenin iyi geleceğine dair bir inanış var. Ancak modern tıbbi uygulamalarda, arpacık tedavisinde sarımsak kullanımının yeri yok. Bebek şampuanlarının gözü rahatsız etmeyen uygun pH değerlerinden dolayı sulandırılarak kullanılmaları; antibakteriyel etkileriyle faydalı olabilmektedir. İçeriğinde yüzde 7.5 ve daha yüksek oranda çay ağacı ekstresi olan solüsyon veya ıslak mendiller de bu amaçla kullanılabilir. Ancak tek başına tedavi için yeterli değildir. Sıcak kompresin çay ya da normal suyla yapılması arasında ise bir fark yoktur.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir