Her 100 çocuktan 5’inde böbrek taşı problemi görülüyor

Genetik ve beslenme faktörleri etkili

Yetişkin hastalığı olarak bilinen böbrek taşı, çocuklarda da sık karşılaşılabilen sorunlardan biri. Her 100 çocuktan 5’inde böbrek taşı problemi görülüyor.

Doç. Dr. Şafak Karaçay

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şafak Karaçay, çocuklar ve bebeklerin şikayetlerini ifade edemediklerini belirterek genetik faktörlere ve beslenme şekline dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Karaçay, “Bu sorunun sadece böbrekler olarak sınırlandırılmaması gerekiyor. Üriner sistem olarak tanımlanan ve idrar yollarını da kapsayan toplayıcı sistemdeki tüm taş oluşumları bu grupta yer alıyor.

İdrarın rengine dikkat edilmeli

Özellikle bebeklik döneminde, bebekte huzursuzluk, kabızlık ya da ağlama nöbetlerinde böbrek taşından şüphe duyuluyor. Buna bağlı olarak gerekli laboratuvar incelemelerin yapılması gerekir. Daha büyük olan ve ağrılarını tarif edebilen çocuklarda ise ağrı, idrarda kırmızı ya da pembe renk değişiklikleri, hematüri dediğimiz idrarda kan hücrelerinin görülmesi gibi durumlar uyarıcı olmalı. Bu durumda da idrar tahlili ve ultrason tanıyı koymada yardımcı olacaktır.

6 milimetrenin üstünde olan taşlara cerrahi uygulama

Taşın boyutu 5- 6 milimetrenin üstüne çıkan çocuklarda artık cerrahi girişimi yapmak gerekiyor. Çünkü bu taşların idrar yollarından kendiliğinden düşmesi pek mümkün değil. Son yıllarda çocuklarda eskiye kıyasla çok daha fazla kapalı yöntemler söz konusu. Cerrahiyle idrar yollarına endoskopik yöntemle girip, lazerle taşları parçalamak ya dışardan çok küçük bir kesi yaparak böbreğe ulaşarak lazerle taşı parçalayıp düşmesini sağlamak mümkün. Çok daha büyük taşlarda ise uygun olan vakalarda, ESWL dediğimiz solar ses dalgalarının kullanılarak bu böbrek taşlarının kırılması da tercih edilen bir yöntem.

En önemli nokta şüphelenmek

Çocuklarda erişkinlerden farklı olarak bulgular çok geç fark edilebiliyor. Bu durumda da kronik böbrek yetmezliğine kadar gidebilen sonuçlarla karşılaşılaşmak mümkün. Gecikmeyle gelen bu çocuklarda tıkanıklık nedeniyle girişim yapmak bir miktar zorlaşıyor. Zaman içerisinde de bu tıkanıklığın fark edilmediği durumlarda etkilenen böbreğin fonksiyon kaybı görülebiliyor. Hatta hastalar böbrek fonksiyon bozukluğu, kronik böbrek yetmezlikleri gibi sonuçlarla karşımıza gelebiliyor.  Bu durumların önüne geçmek ve erken tanı için en önemli nokta, şüphelenmek. Doğru testleri yapmak, tanıyı koymak ve bir an önce tedavi için gerekli adımları atmak gerekiyor.

 Yüzde 35 genetik faktörler etkili

Genetik faktörler yaklaşık yüzde 30-35 civarında etkili olduğunu biliyoruz. Bu nedenle özellikle ebeveynlerinde taş öyküsü olan çocukların ve bebeklerin mutlaka taramaya alınması gerekir. Elbette genetik tek nedeni oluşturmuyor. Artık çevresel faktörler de çok önemli yerlere gelmeye başladı. Yediklerimiz, içtiklerimiz, tükettiklerimiz ve çocuklarımıza yedirdiklerimiz de bu sorunda etkili faktörler. Özellikle früktoz tüketimi fazla olan, asit içeriği yüksek içecekleri, abur cubur gibi atıştırmalıkları, lifsiz meyve sularını fazla tüketen, günlük su tüketimi miktarı az olan ve hareketsiz olan çocuklarda bu sorunları çok daha sık görüyoruz. Hem genetikten şüphelenmek hem de beslenme şekline dikkat etmek gerekiyor.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir