Öksürdüğünüz için bahaneler üretmeye başladınız mı?

Koronafobi ile baş etmenin yolları

Koronavirüse yakalanmaktan, hasta olmaktan ya da belirsizlikten kaynaklanan süreçten olumsuz etkilenmeyi ve büyük korkular geliştirmeyi anlatan ‘koronafobi’nin hayatımızı zindana çevirmemesi için bazı noktalara dikkat etmemiz gerekiyor.

Klinik Psikolog Deniz Keskin

Acıbadem International Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Deniz Keskin, koronafobiyle baş etmenin yollarını anlatırken, “Fiziksel mesafeyi korurken sosyal dayanışmayı geliştirmemiz, kişisel olanaklar dahilinde rutinler oluşturmamız, bizi korkutan düşüncelerimizi yakınlarımızla paylaşabilmemiz, istemediğimiz durumlarda ‘Hayır’ diyebilmeyi başarmamız ve pandemi kurallarına uymayanları uyarabilmemiz gerekiyor” dedi.

Korku, çok doğal ve anlaşılır bir duygu

Koronafobinin hayatımıza etkilerini değerlendirmek için öncelikle bu korkuyu ve süreci adım adım tanımak gerekiyor. Pandemi döneminde bulaşan bir hastalıktan korkmak anlaşılır bir duygudur. Böylesi bir süreçte sarsılmak, çaresiz hissetmek, korkmak ve kaygı duymak beklenen ruhsal tepkilerdir.

Peki, koronafobi aslında neyin korkusu? Bu soruya verdiğimiz cevap, pandemi sürecinin bize etkisini anlamak için önemli. Koronavirüsün tetiklediği korkular çeşitlidir ve hem kişiden kişiye hem de pandemi sürecine dair toplumsal değişimlere bağlı dönüşüp değişebilir. Koronafobi türlerini ‘evden dışarı çıkma’, ‘evde yalnız kalma’, ‘kalabalık’, ‘sevdiği birine zarar verme’, ‘yakını veya yabancı biri tarafından zarar görme’ olarak sıralayabiliriz.

Bu süreçte Avrupa Astım ve Alerji Derneği,  ‘Öksürenin yalnızlığı’ diye bir bildiri yayınladı. Artık öksüren biri, çevresindekilere ‘Dün rüzgarda kaldım’, ‘Boğazıma bir şey takıldı’, ‘Polen alerjim var’ gibi bahaneler sıralamaya başladı. İnsanlar, hastalıktan korktuğu kadar yalnızlaşmaktan, ötekileşmekten de korkuyor. Bu da ruh sağlığımızın ne denli sarsıldığını gösteriyor.

Hayır demeyi öğrenmeliyiz

Koronafobiyle ve pandemi döneminin getirdiği kaygılarla baş edebilmek için destek almak ve yalnız olmadığımızı hatırlamak önemli.  Dilimize yerleşen ifade ‘sosyal mesafe’ olsa da, fiziksel mesafemizi koruyarak sosyal dayanışmayı geliştirmeye çalışmalıyız. Kişisel olanaklarımız dahilinde rutin oluşturmak, güvendiğimiz yakınlarımızla iletişimde kalmak, kafamızı karıştıran, bizi korkutan düşünceleri paylaşmak ve ‘Hayır’ diyebilmek, kalabalığa girmeye hazır değilsek bunu reddedebilmek, yanımızdakiler ortak bir kurala uymadığında bunu onlara hatırlatabilmek yapabileceklerimiz arasında.

Kontrol duygusuna ihtiyacımız var

Ortak kararlar, herkesin uyduğu kurallar olmadığında, korku ve öfkenin artıyor. Farklı yerlerde, maske taktığı için de takmadığı için de şiddet görenlerin haberlerini okumak bile kaygı verici. Kaos, bir doğal afette olduğu gibi, pandemide de en kaçınılması gereken hallerden biri. Kontrol duygusu burada aradığımız anahtar duygu. Koşullar elverdiğince yavaşlayabilmek; içinde güvende hissettiğimiz sınırları koruyabilmek, koronavirüs tetikli kaygılarımızla baş edebilmek için hayati önem taşıyor.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir