Uluslararası Diyetsiz Yaşam Günü’nde Dr. Ümit Aktaş’tan öneriler

Diyet yapmadan zayıflamak mümkün!

Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, 6 Mayıs Uluslararası Diyetsiz Yaşam Günü kapsamında yaptığı açıklamada; zayıflamak adına yapılan yanlışlara dikkat çekti. Aynı zamanda diyet yapmadan zayıflamanın yollarını paylaştı.

Dr. Ümit Aktaş

Uluslararası Diyetsiz Yaşam Günü’nün önemli bir konuya dikkat çektiğini belirten Dr. Ümit Aktaş, “Bu günün amacı; vücudunu olduğu gibi kabullenmek ve her vücut tipinin kişinin biyolojisine göre olduğunu vurgulamak. Bunun doğal olduğuna dikkat çekmek. En önemlisi de bedenleri tek bir forma sokmadan; her beden için sağlıklı yaşam tarzının seçilmesi gerektiğini hatırlatan bir gün. Asıl hedef, kilo vermek ya da bir beden formuna kavuşmak değil; vücudunuzu sağlıklı beslemek, sağlığın gerektirdiği hareketi, mental ihtiyacı sağlamak olmalı. Zaten siz vücudunuza ihtiyacı olan besinleri verdiğinizde kilo da verir, ideal kilonuza kavuşursunuz” dedi.

Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş önerilerini şu şekilde sıraladı:

Rejim yaparak, aç kalarak verdiğiniz kiloları, hatta verdiğinizden daha fazlasını kısa bir süre sonra geri alıyorsunuz, sonra yine rejime giriyorsunuz. Bu kısırdöngüyü kırmak, diyet yapmadan kilo vermek ve kilonuzu korumak mümkün! Sağlıklı yağlar ve kaliteli protein kaynaklarını birlikte tükettiğinizde açlık atakları yaşamazsınız. Derisi alınmamış tavuk, somon, hamsi gibi yağlı balıklar ve kırmızı ette bu mükemmel ikili bir arada bulunur. Bol tereyağına iki – üç yumurta kırdığınızda, ev yoğurdunun içine ceviz ya da badem kattığınızda da sizi uzun süre tok tutacak birlikteliği yaratmış olursunuz.

Yağ ve protein kombinasyonuna mevsim salatası ya da mevsim sebzeleriyle hazırlanmış zeytinyağlı bir yemek ve ev yoğurdu, ev turşusu gibi zengin probiyotik kaynakları eklediğinizde ihtiyacınız olan tüm besin maddelerini, vitaminleri alır ve diyet yapmadan kilo verirsiniz. Çünkü kan şekeriniz dengeli seyretmeye başlamıştır. Tatlı, börek, çörek, ekmek ve makarna, yani tüm unlu gıdalar kan şekerinin fırlamasına, sonra da aynı hızla düşmesine neden olur. Kilo kontrolünün sırrı dengeli kan şekeridir.

Yağ yedikçe yağ kaybedersiniz

İlk önce onlarca yıldır bize öğretilen yağ fobisini çürütelim. Yağ yedikçe yağlanmaz aksine zayıflarsınız. Tereyağı, soğuk sıkım sızma zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar tüketeceksiniz, et yerken yağıyla, tavuk yerken derisiyle, ev yoğurdunu kaymağıyla birlikte yiyeceksiniz.

Yağsız ya da yağı kısıtlayan bir diyet yaptığınızda kendinizi çok halsiz hissedersiniz bu vücudunuzun size verdiği tehlike sinyalinden başka bir şey değildir. Neden? Çünkü sağlıklı yağların glisemik indeksi sıfırdır, birlikte yendikleri yiyeceklerin glisemik indeksini düşürmek gibi harika bir marifetleri de vardır. Kan şekeriniz dengeli seyrettiğinde sizi şekere, tatlıya, böreğe, çöreğe doğru çeken mekanizma da devre dışı kalır, saatlerce tok hissedersiniz.

Diyet listesi olmadan sağlıklı zayıflama için 5 önemli madde

1-Mikrobiyomuzu lehinize çevirin

Sadece bağırsaklarınızdaki dost bakterilerin sayısını artırarak zayıflayabilirsiniz. Araştırmalara göre bağırsak floramızdaki dost bakteriler kilomuzu, hatta yeme alışkanlıklarımızı belirliyor. Diyetinize ev yoğurdu, kefir, ev turşusu, şirden mayasıyla yapılmış peynir gibi probiyotik zengini fermente gıdalar eklediğinizde bağırsak floranız kilo kontrolüne destek verecek şekilde şekillenir. Daha da ilginci bağırsaklarınız dost bakterilerden yana zenginleştikçe canınız salata, sebze yemekleri gibi probiyotiklerin ana besin kaynağı olan bitkisel lif zengini yiyecekler çekmeye başlar.

2-Kalori saymayı bırakın

Önemli olan kaç kalori tükettiğiniz değil, o kalorileri ne yiyerek aldığınızdır. İkizlerle yapılan bir araştırmada; her gün yaklaşık aynı kaloriyi tüketen ikizlerden birinin diğerine kıyasla çok daha kilolu olduğu görüldü. Kilolu olan kalorilerini hamur işlerinden, tatlıdan alırken zayıf kardeş sebze ağırlıklı besleniyor, bol salata yiyor, yağlı kuruyemişler, mercimek, kuru fasulye gibi yiyecekler tüketiyordu. Kalori saymayı bırakıp sağlıklı beslenme modelini benimsediğinizde ideal kilonuza inmekte zorlanmazsınız.

3-Tatlandırıcı tuzağına düşmeyin

Kilo vermek isteyenlerin yaptığı ilk şeylerden biri çaylarını, kahvelerini şeker yerine tatlandırıcıyla içmeye başlamaları; gazlı içeceklerin diyet versiyonlarına geçmeleridir. Bu çok büyük bir hata! Bunların kansere yakalanma riskini ciddi oranda artırmaları bir yana, kilo almanıza neden oluyorlar. Sıfır kalori diye tükettiğiniz bu sağlık zararlıları beyin tarafından şeker olarak algılanıyor. Aynı şekerde olduğu gibi sisteme insülin salgılanıyor. Böylece daha çok yiyor, daha da kötüsü ekmek, börek, tatlı gibi yiyeceklere yöneliyorsunuz.

4-Yağlı kuruyemişleri düşman değil dost belleyin

Ceviz ve badem ibi kuruyemişler, yağ içerikleri yüzünden kilo aldırdığı söylense de gerçek bunun tam tersidir. Sağlıklı yağlar içeren tüm besinler gibi yağlı kuruyemişler de saatlerce tok tutar. Kan şekerini dengeleyerek açlık ataklarını önler; yani kilo kontrolüne yardımcı olur. Yağlı kuruyemişlerin önemli bir faydası daha var, dost bakterileri besleyerek zayıflamanıza yardımcı olurlar.

5-Destek güçleri unutmayın

Pek çok kişi kilo aldırır korkusuyla besin takviyelerinden uzak durur. Bu çok yanlış! Bazı besin maddelerinin, bazı vitamin ve minerallerin eksikliğinin kilo kontrolünü zorlaştırdığı; hatta kilo almanıza neden olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar var.

  • Omega- 3 yağ asitleri: Omega-3 yağ asitleri eksikliğinin kilo aldırdığını gösteren pek çok yayın var. Sağlıklı olmak, sağlığını korumak isteyen herkese önerdiğim besin takviyelerinden biri omega-3 yağ asitleridir.
  • D Vitamini: Eksikliği insülin direncini artırır kilo kontrolünü zorlaştırır. Sisteminizde yeterli miktarda D vitamini olduğunda çok daha kolay kilo verirsiniz. Halis tereyağı, ciğer, serbest gezen tavuk yumurtası gibi zengin D vitamini kaynakları tüketseniz; yaz aylarında güneş banyosu yapsanız da D vitamini eksikliği görülebilmektedir. Bu son derece sık rastlanan soruna mutlaka müdahale edin.
  • Magnezyum: Eğer magnezyum eksikliğiniz varsa kilo vermekte, kilo kontrolünde zorlanırsınız. Yaklaşık 20 bin kişinin yer aldığı kapsamlı bir çalışmada; kandaki düşük magnezyum seviyesi ile fazla kilolar arasında ilişki olduğu görülmüş. Ispanak, Brüksel lahanası, avokado, kabak çekirdeği, ay çekirdeği, susam, yağlı balıklar ve ev yoğurdu; zengin birer magnezyum kaynağıdır. Ancak tarım arazilerimiz dolayısıyla da besin kaynaklarımız magnezyum açısından giderek fakirleştiği için diyetinizi magnezyum takviyesiyle desteklemeniz gerekebilmektedir.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir