Başarılı ve zayıf karneye doğru yaklaşımda püf noktaları!

Anne-babalara 4/4’lük karne önerileri

Aileler çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için maddi ve manevi yoğun uğraş veriyor. Bu durum beklentilerinin de artmasına yol açıyor. Karne ise bu beklentinin en somut hallerinden birisi olarak görülüyor. Ancak dikkat!

Acıbadem Maslak Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Neil Serem Yılmaz; zayıf karne kadar, başarılı karneye de doğru yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. Yılmaz, anne babalara doğru yaklaşımın 4’er püf noktasını anlattı:

Sivri ve yaralayıcı ifadelerden kaçının!

Notlar çocuğun zekası, becerileri ya da kişiliği hakkında olumsuz bilgi vermez. Sadece zayıf olan derslerine işaret eder. Bu nedenle karnedeki zayıfları genellemekten ve sivri ifadelerden kaçının. ‘Senden adam olmaz’, ‘Tembel’ gibi çocuğun kişiliğini yaralayacak; özgüvenini ve benlik saygısını azaltacak ifadelerden kesinlikle uzak durun. Böyle bir muamele çocuğu motive etmez; aksine kendini değersiz ve beceriksiz hissetmesine, ailesinden duygusal olarak uzaklaşmasına yol açar. Yine, ‘Bizi  çok üzdün’, ‘Emeklerimizi boşa çıkardın’ gibi çocuğu duygusal, aşağılayıcı üslup ve fiziksel cezalar da çocuğu çıkmaza sürüklemektedir.

Kendinizi de sorgulayarak, birlikte yol haritası belirleyin!

Geçen sürece yönelik kendi tutumlarınızı da gözden geçirin. Acaba çocuğa çok mu müdahale edildi, çocuk yalnız mı hissetti, yoksa çocuğa çok koruyucu davranılarak bir şeyler yapması farkında olmadan engellendi mi? Dolayısıyla ‘Acaba çocuk bu karne ile bize ne anlatmak istiyor?’ diye düşünün.

Çocuğunuza, ‘Sanırım zor bir yıl geçti. Sonuçlar senin de istediğin gibi olmadı. Aslında biz senin daha iyisini yapabileceğini biliyoruz. Ama ne oldu da acaba işler ters gitti, ne seni zorladı (eğer kötü notlar alması ile ilgili bir tahmininiz varsa o paylaşılır) birlikte anlayıp bir yol bulalım, çünkü bu böyle olmaz’ gibi hem bir sorun olduğunu dile getiren, nedenleri hakkında düşünen ama aynı zamanda çözüm üreten bir konuşma yapın. Bu çocuğu motive edecek ve çaresiz hissetmesini engelleyecektir.

 ‘İş işten geçti’ yerine ‘Birlikte düzelteceğiz’ mesajı verin

‘Şimdi yeni bir yıla gireceğiz yazı iyi değerlendirelim, sen bir dinlen, kafanı boşalt, oyunlarını oyna, ama önümüzdeki yıl biz de sana destek olacağız; sen de elinden geleni yaparsın, biliyoruz sen de iyi bir karne getirmek isterdin. Bu yıl böyle oldu ama seneye düzeltebilirsin. Seneye elinden geleni yaparsın’ gibi yaklaşımlarla çocuğa telafi ve tamir etme seçeneğini olduğunu hissettirin.

Motive edin

Kötü karneyi görmezden gelmek de doğru değil. Çünkü çocukta ‘önemsenmeme’ hissine yol açar. Ancak pozitif yönleri üzerinden güçlendirmek çocuğa güç verir. Bu nedenle ‘Bak geçen yıl karnende böyle böyle güzel notlar vardı, demek ki senin içinde iyi notlar alabilecek bir başarma gücün var, bu sefer olmamış olabilir ama bu güç senin içinde ve yeniden bu gücü kullanıp iyi notlar alabilirsin, biz de sana bu yönde destek olacağız’ gibi çocuğu güçlendiren konuşmalar yapın.

Çocuğunuzu ödüle boğmayın!

Başarılı olan ve takdir belgesi alan çocuğunuza gereğinden fazla övgü ve onu ödüle boğmak da yapılacak en büyük yanlışlardan biri. Çocuklar büyük ödüllere boğulmamalıdır. Çocuğun yaşına uygun ve makul bir karne hediyesi çocuk için son derece teşvik ediciyken, çok büyük ödüller çocukta sanki o notları anne baba için aldığı duygusu uyandırabilmekte, çocuğun ders sorumluluğunun kendine ait olduğu duygusunu sahiplenmesini güçleştirmektedir” diyor. Öte yandan çocuğa daha önce karne hediyesi olarak bir söz verildiyse bunun mutlaka yerine getirilmesi gerekiyor. Tutulmayan/tutulamayan sözler çocukta hayal kırıklığı ve anne babanın verdiği sözlere dair bir güvensizlik hissi oluşturabilir.

Başarısını önemseyin, mükemmeliyetçilikten kaçının!

Çocuğunuzun çabasını ve başarısını görmezden gelerek önemsizleştirmeyin. Mutlaka takdir edin, duygusal gelişimini destekleyecek küçük bir ödül verin. Mükemmeliyetçi yaklaşımdan ise mutlaka kaçının. Mükemmelliyetçi tutumdan uzak durmak, uç söylemlerden kaçınmak son derece önemlidir. ‘Bütün  notların 100, neden şu notun 95 ‘gibi mükemmelliyetçi bir tutum; çocuğun emeğinin görülmediği ve hep daha fazlası istendiği hissini oluşturabilmektedir.

Üstün zekalı etiketi yapıştırmayın!

Çocuğa ‘üstün zekalı’ gibi  etiketler yapıştırarak, çocuktan çok yüksek beklentilere girilmemesi gerekiyor. Çünkü bu durum çocuklar için baskı unsuru oluşturabiliyor. Var olan başarısını kaybetmekle ilgili performans kaygısı ya da sınav kaygısı gibi zorluklar gelişebiliyor. ‘Benim çocuğum çok başarılı, şu bölümü, şu üniversiteyi kazanacak’ gibi söylemler; çocukların stres yaşamalarına yol açmaktadır. Ders başarılarını da artırmaya yardımcı olmadığı gibi, aksine gerilemelerine neden olabiliyor.

Çocuklarınızı kıyaslamayın!

Karnesi iyi olan hatta takdir belgesi alan kardeş, karnesi kötü olan kardeşe kesinlikle örnek gösterilmemelidir. Bu tür bir kıyaslama fayda yerine zarar getirir. Çocuklar arasında yoğun bir rekabete ve kıskançlığa neden olarak kardeşlerin aralarını bozabilmektedir. Anne babanın kendisini bu nedenle sevmediği hissine de kapılabilmektedir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir