Obezite haberleri üzerine yapılan kapsamlı araştırmanın raporu açıklandı!

Obeziteyle ilgili 78.216 haber incelendi

Türkiye Obezite Araştırma Derneği’nin (TOAD) ‘Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?’ projesi kapsamında yürüttüğü Türkiye’de obezite haberleri araştırma raporu açıklandı. Bu kapsamda 2021 yılındaki yazılı basındaki obezite konulu haberler incelendi. Rapor basının obezite haberlerinde kullandığı görseller; yazım dili ve haber içerikleri konularında önemli veriler sunmakta.

Farkındalık projesi kapsamında medya mensuplarına yönelik atölyeler düzenledi. Obezitede damgalamanın ve ayrımcılığın önlenebilmesi amacıyla gerçekleştirilen atölyelerde; yazılı ve görsel medya içerikleri değerlendirildi. Ayrıca medya kılavuzu paylaşıldı.  Ulusal, yerel ve çevrimiçi, obeziteyi konu alan toplam 78.216 haber detaylı şekilde analiz edildi.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Sezgin raporda yer alan önemli konulara dikkat çekti:

Haber görsel kullanımında stereotipleştirme azaldı

Ana görsellerde obeziteli olmayan bireyler ilk dört ayda (yüzde 16.9) daha az yer aldı. Son dört ayda (yüzde 24.1) obeziteli olmayan kişilerin görsellerine daha fazla yer verilmiştir.

Stereotipleşmiş görseller (tartı-mezura-buzdolabı) ilk dört ayda (yüzde 11.6) daha fazla yer aldı. Son dört ayda (yüzde 6.4) stereotipleşmiş görseller daha az yer buldu. Bu, olumlu ve dikkat çekici bir gelişmedir.

Kişinin sadece kendisinin sorumlu tutulacağı bir hastalık değil

Haber görsellerinde elinde hazır, sağlıksız gıdalar tutan ve sağlıklı yiyeceklere mesafeli duran obeziteli bireyler; iradesi olmayan kişiler olarak sunulmaktadır. Obeziteli bireylere kendilerini veya yediklerini kontrol etmeleri gerekliliği sıklıkla tekrarlanmaktadır. Bu tekrarların hastalara motivasyon sağlayacağı düşünülmektedir. Obezite bir irade sorunu olmadığı gibi sadece kişinin kendisinin sorumlu tutulacağı bir hastalık da değildir.

Obezitenin nedenlerinde sıralama değişti!

Çok etmenli bir hastalık olan obezitenin nedenleri arasında ilk dört ayda; aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları (yüzde 20.4), yetersiz fiziksel aktivite (yüzde 17.6), teknoloji ve modern yaşam koşulları (yüzde 7.2) olarak yer aldı. İkinci dört ayda; aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları (yüzde 20.1), yetersiz fiziksel aktivite (yüzde 14.3) ile hormonal ve metabolik etmenler (yüzde 4.3) yer almıştır.

Haber manşetlerinin bilgilendiricilik seviyesi arttı

İlk dört ayda haber manşetlerinin yüzde 68.8’i bilgilendirici ve açıklayıcı nitelikteydi.  İkinci dört ayda ise bu oranın yüzde 87’3’e ulaştı. Haberlerde tedirgin edici ya da endişe verici manşetler ilk dört ayda yüzde 22.1’ken; ikinci dört ayda yüzde 9.2 oranındadır. Dramatize edici manşetler ise ilk dört ayda yüzde 2.6’ken; ikinci dört ayda yüzde 1.2 oranında yer almıştır. Haber manşetlerinin bilgilendirici içeriği ilk dört aya göre son dört ayda artış göstermiştir.

Obezite haberlerinin tonu iyileşti

İlk dört ayda yayınlanan haberlerin yüzde 83.3’ünün; ikinci dört ayda yayınlanan haberlerin de yüzde 91.5’inin bilgilendirici ve açıklayıcı olduğu belirtilmiştir. İlk dört ayda haberlerin yüzde 10.9’unun, ikinci dört ayda ise yüzde 6.6’sının tedirgin edici ya da endişe verici nitelikte olduğu belirtilmiştir. Dramatize edici nitelikteki haberler ise ilk dört ayda yüzde 4.4’ken; son dört aylık kısımda yüzde 1.4’e düştü.

Okunma ve tıklanma kaygısı obeziteli bireyleri hedef haline getiriyor

Araştırmaya göre kiloları nedeniyle işe alınmayan kişiler, rol veya proje verilmeyen ünlüler ya da kiloları elde ettikleri başarıların önüne geçen bireyler hakkında yapılan haberlerde okunma oranını artırmak için uygun olmayan bir dil ve üslup kullanılıyor. Bu tür haberler beden algısını yeniden üretirken; kilonun başarısızlıkla ilişkilendirilmesiyle sonuçlanabiliyor. Öte yandan obeziteli bireylerin  başarısız, tembel ve beceriksiz oldukları düşüncesini yaratıyor.

Obezite tedavisinin maliyetli olduğuna yapılan vurgu, çevresel, yapısal, politik ve daha pek çok nedenin görmezden gelinerek; hastalığın bireyselleştirilmesine neden olmaktadır. Medyanın ürettiği içeriklerle geniş kitlelere ulaştığı, haberlerin ve haberler aracılığıyla yaratılan algının toplumsal düşünceyi şekillendirmede önemli bir rol üstlendiği bilinmektedir.

Bilimsel olmayan yöntemlere dikkat!

Hekim-hasta iş birliğinin yanı sıra çevresel faktörlerin ve psikolojik desteğin de büyük önem taşıdığı obezitede; bilimsel olmayan yöntemlerin tedavi olarak sunulmasının zararları da yer aldı. Bireyleri ilaç tedavisi, endoskopik tedavi, cerrahi tedavi ve psikolojik tedavi gibi doğru tedavi yöntemlerinden uzaklaştırdığı; aynı zamanda sağlık politikalarının geliştirilmesinin gerekliliğinin gözden kaçmasına neden olduğu vurgulanmıştır.

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir