Pandemide ruhsal hastalıklara karşı alınması gereken önlemler

Pandemi süreci stres, kaygı ve öfkeyi tetikliyor

Koronavirüs salgını, toplumsal düzeyde korku uyandırdı.  Tüm psikiyatrik rahatsızlıklarda bir artış yaşandığı gözlemlenirken; en çok tetiklenen problemler arasında kaygı bozukluğu, depresyon, panik ve takıntı-zorlantı bozukluğu var.

Uz. Dr. Serkan Akkoyunlu

Memorial Ankara Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uz. Dr. Serkan Akkoyunlu, konu ile ilgili önemli önerilerde bulun

Hastalık ve hayat kaybı riski bulunması, karantinalar ile sosyal yaşamın kısıtlanması stres, kaygı, öfke ve hayal kırıklıklarını tetiklemektedir. Bununla birlikte uyulması gereken kurallar ve bu sürecin ne kadar süreceğinin bilinmemesi ise tükenmişliği ortaya çıkarmaktadır.

Hastalıklar farklı belirtiler gösteriyor

Panik bozukluğunda; ani çarpıntı, nefes darlığı, göğüste ağrı-baskı, titreme ve terleme gibi panik ataklar görülmektedir. Depresyonda ise kişiyi rahatsız eden bedensel belirtiler ile beraber sağlık kaygısı, çökkün ruh hali, isteksizlik ve enerji azalması ortaya çıkabilmektedir. Tekrarlayıcı davranışlar içerisinde bulunma ise takıntı zorlantı bozukluğunda izlenmektedir.

Bazı tutumlar hastalığın seyrini kötüleştirir

Stres, tekrarlayıcı depresyonu olanların rahatsızlıklarının tekrarlama ihtimalini yükseltmektedir. Bazı hastalarda gereksiz yere sağlık kurumlarına başvurma, çok fazla temizlik yapma, fazla kontrol bağımlısı olma gibi davranışların ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Ayrıca bu davranış ve tutumların artması genel sağlık sorunları için tedaviye ulaşmayı ve ilaç teminini sıkıntıya sokabilmektedir. Maalesef tedavi uyumunun bozulması ise hastalıkların seyrinin kötüleşmesine neden olmaktadır.

Olumsuz durumlarla baş edebilmek için 

  • Psikiyatrik hastalıkları olanların tedavilerini sürdürmeleri gerekmektedir.
  • Önlem alıyor olmak çaresizlik hissine karşı panzehir işlevi görürken, bu önlemler, kaygı hissi ile abartılmamalıdır.
  • Pandemi sürecinde özellikle takıntı zorlantı bozukluğu olan hasta grubunun ve sağlık kaygısı belirgin olanların aşırı önlem almak gibi bir tutumu olabilmektedir. Bu sebeple riskin bir süre ortadan kalkmayacağının kabullenilmesi ve önlemlerin ne kadar alınması gerektiği planlanmalıdır.
  • İzolasyon, karantina gibi uygulamalar insanları yalnızlaştırarak, yaşamdan alınan zevki azaltabilir. Mesafelerin sosyalleşmeyi engellemesine izin verilmemeli.
  • Çalışmayan ve boş vakti olan hastaların günlük düzen ve rutinler oluşturması zamanlarının keyifli geçmesini sağlayabilmektedir. Farklı hobiler veya spor gibi aktivitelerle uğraşmak da faydalı olmaktadır.
  • Zorlanılan durumlarda yardım almaktan kaçınılmamalı; gerekli ise ilaç ile psikoterapi tercih edilmektedir.

Hasta yakınları da ruh sağlıklarını korumalıdır

Bir kişinin yaşadığı psikiyatrik rahatsızlık, çevresindeki insanlara da yansımaktadır. Hasta ile iletişimi artırmak, onu dinlemek, belli düzeyde umut aşılamak, aktivite süresini artırmak iki taraf için de fayda sağlayabilmektedir.

Kaygısı belirgin olan kişi ile iletişime açık olmak, onu yargılayacak ya da endişelerini küçümseyecek ifadelerden, inatlaşmalardan, çatışmaya girmekten kaçınmak gerekmektedir. Bununla birlikte uzun vadede hastalığı olumsuz etkileyen sık doktora gitmek, aşırı önlem alma gibi davranışlara destek vermemek yararlı olabilmektedir.

Süreci en az sorunla atlatabilmek adına yapılması gerekenler

  • Kendinize iyi bakın, tüm önlemleri alın.
  • Rutinlerinizi koruyun ya da yeni rutinler oluşturun, zamanınızı planlayın.
  • Spor, yoga, gevşeme egzersizleri gibi yöntemler ile hem bedeninizi hem de ruhunuzu rahatlatın.
  • Çevrenizden destek alın ve destek verin.
  • Olumsuz haberleri sınırlandırın ve olumlu gelişmelerin farkında olun.
  • İhtiyaç duyduğunuzda psikiyatrik desteğe başvurun.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir