‘Doğal kökenli ürün ile yüzde 100 doğal ürün tamamen farklıdır’

Her ‘doğal’ gerçekten ‘doğal’ mıdır?

Son yıllarda doğal ürünlere ilgi artarken, bu konuda kafaların karışık olduğu da ortaya çıktı. Ürünlerin üzerinde; ‘Yüzde 100 doğal’, ‘Doğal içerikli’, ‘Doğal kökenli’, ‘Yüzde 60’ı doğaldır’ ve ‘Doğal kökenli hammaddeden üretilmiştir’ gibi pek çok ibare var. İlk bakışta ‘doğal’ kelimesi içimizi rahatlatsa da; aslında bu ibareler çok farklı anlamlara geliyor. Peki bu ayrımı nasıl yapabiliriz? Tabii ki doğrusunu öğrenerek…

“Ürünlerin gerçekten doğal olabilmesi için kullanılan tüm hammaddelerin yüzde 100 doğal olduklarının kanıtlanması” gerekir diyen INCIA Pazarlama Müdürü Doğa Desen Yılmaz; yüksek bilgi birikimi, uzun zamanlı ve yüksek maliyetli Ar-Ge çalışmaları ile tamamen doğal ürün oluşturmanın mümkün olduğunu söyledi. Yılmaz’a bu süreçleri ve INCIA’nın 5 ana kategoride yer alan ürünlerini sorduk.

‘Yüzde 100 doğal’ ve ‘doğal kökenli/kaynaklı’ ürünlerin farkı nedir?

INCIA Pazarlama Müdürü Doğa Desen Yılmaz

Doğal kökenli ürün ile yüzde 100 doğal ürün tamamen farklıdır. Çünkü doğal kökenli hammaddeler aslında kökeni doğal olan bir hammaddenin; kimyasal bir işlemden geçerek kimyasal bir hammaddeye dönüşmesidir. Dolayısıyla tam açılımı doğal kökenli sentetik /kimyasal hammadde demektir. Günümüzde doğallık tercih edilen bir unsur olduğu için doğal olmayan ürünlerde bile doğal algısı yaratılıyor; tüketicinin kafası karıştırılabiliyor.

Tamamen doğal ürünler üretmek çok zor ve maliyetlidir. Yüzde 100 doğal hammaddeler sentetik, doğal kökenli hammaddelerden kat kat pahalıdır ve az bulunur. Ayrıca doğal üründe raf ömrü sağlamak da son derece zordur. Ürünlerde kritik hammaddeler olarak sentetik koruyucular, sentetik emülgatörler, sentetik sürfektanlar kullanıldığı zaman hem Ar-Ge formülasyon geliştirme aşamaları hem de fabrika boyutunda üretimleri doğal ürünlere kıyasla çok daha kolaydır. Ar-Ge ve üretim süreleri, maliyetleri, cihaz yatırımları çok daha düşüktür.

Biz Glohe olarak Yıldız Teknik Üniversitesi Teknokent’te bulunan BioAr-Ge’mizin patentli koruyucuları ve buluşları sayesinde raf ömrü de olan yüzde 100 doğal ürünler yapabiliyoruz. Incia markamızın tüm ürünlerinin yüzde 100 doğal; aynı zamanda performansının da yüksek olmasını yıllar süren Ar-Ge süreçlerine ve önemli yatırımlarımıza borçluyuz. En önemlisi; yüzde 100 doğal ürünler üretmeyi tüketicimize ve yeni nesile bir borç olarak görüyoruz. Geleceğe kimyasallarla kirlenmiş, balıksız denizler, hava ve toprak bırakmak istemiyoruz.

Tamamen doğal ürün oluşturmak mümkün mü?

Bugüne kadar herkes bunun mümkün olmadığını düşünüyordu ama biz bunu tüm bebek bakım, kişisel bakım ve temizlik ürünlerimizde mümkün kıldık. Tabii ki tamamen doğal içerikli ürünlerin formülasyonlarını geliştirmek; maliyet, ürün raf ömrü, ürün etkinliği açısından çok zor. Yüksek bilgi birikimi, uzun zamanlı ve yüksek maliyetli Ar-Ge çalışmaları gerektiriyor.

Doğal hammadde üretimi için özel cihazlara ihtiyaç duyuluyor mu?

Ürünlerin gerçekten doğal olabilmesi için kullanılan tüm hammaddelerin yüzde 100 doğal olduklarının kanıtlanması; bu doğrultuda yüksek teknoloji analiz cihazlarının alınması gerekiyor. (Gaz kromatoğrafisi ve diğer spektroskopik cihazlar gibi). Ayrıca ürün formülasyonlarında kullanılan kritik doğal hammaddelerin (Koruyucuların, aktiflerin, bitkisel ekstrelerin, surfaktanların) firma bünyesinde üretilmesi lazım. Bu kapsamda biz de yeşil kimya teknikleriyle geliştirilen doğal hammaddelerin fabrika boyutunda üretilebilmesi için gelişmiş üretim cihazlarının yatırımını yaptık.

Bazı ürünlerde yer alan Cruelty-Free sertifikası nedir?

Incia olarak tüm ürünlerimizde Cruelty-Free sertifikası bulunuyor. Çünkü üretimimizin hiçbir aşamasında hayvanlar üzerinde test yapmıyoruz. Her bir ürünümüzü hammaddeden fabrika üretim aşamasına kadar 360’ın üzerinde testten geçiriyoruz. Ancak bu testlerin hiçbirini minik dostlarımız üzerinde gerçekleştirmiyoruz. Türkiye’de sayılı kozmetik firmasında bulunan ‘Hücre Kültürü Laboratuvarı’nda diğer firmaların hayvanlar üzerinde gerçekleştirdiği testleri yapıyoruz. Tüketicide dönem dönem bu farkındalıklar oluşuyor ve tabii bu da firmalar üzerinde daha temiz bir işleyiş oluşturmalarında işe yarıyor. Incia ailesi olarak tüm bunları en başından düşünerek, görerek gerçekten iyi niyetli bir amaçla yola çıktığımız için tüketici tepkisinden sonra değil, her zaman insanlara, hayvanlara ve doğaya saygılı ürünler üretiyoruz.

‘Yüzde 100 doğal’ olmayan ürünlerin içeriğinde, insan sağlığına zararlı hangi maddeler var?

Yüzde 100 doğal olmayan ürünün içeriğine baktığınız zaman; mutlaka cildinize ve tüm vücudunuza kısa ve uzun vadeli zararlar verebilecek kimyasal içerikler bulunuyor. Bugün yaygın olarak duyduğumuz SLS, SLES, paraben ve alkol gibi sentetik bileşenler; tüketiciler tarafından tanıdığı zaman formüller içerisinden çıkartılıyor. Daha bilinmeyen zararlı kimyasallar ürünün içine koyuluyor. Örneğin PEG, EDTA, fenoksiethanol, Formaldehit vb. birçok sentetik daha uygun fiyatlı ve stabil formüller yapılmak için kullanılıyor. Bu hammaddelerin çoğunlukla kansere ve başka pek çok uzun vadede görünen hastalıklara yol açtığı kanıtlanmış durumda.

INCIA kaç kategoride ürünler sunuyor?

Incia olarak 5 ana kategoride yer alıyoruz; kişisel bakım, anne-bebek bakım, yaz bakım, sabun ve aromaterra serisi. Bu kategorilerde toplam 50 civarında tamamen doğal ürünümüz bulunuyor.

Anne/bebek kategorisinde hangi ürünler var ve hangi özellikleriyle öne çıkıyorlar?

Göğüs ucu bakım jel kremi, karın çatlak jel krem, bebek ve çocuk şampuanları, bebek yağı, pişik önleyici jel krem ve bebek temizlik serisinde bulaşık sabunu ve çamaşır sabunu yer alıyor. Hepsi tabii ki tamamen doğal olmasıyla öne çıkıyor, bebeğe ve anneye zarar verebilecek hiçbir şey yok. Bir annenin ihtiyacı olacak neredeyse tüm bakım ürünlerini yüzde 100 doğal olarak karşılayabiliyoruz.

Bebeği doğar doğmaz onu kimyasallarla tanıştırmasına gerek kalmıyor. Böylece annelerimizin de içi daha rahat oluyor. Tabii ki aslında kimyasala maruz kalma durumu bildiğiniz gibi anne karnından başlayabiliyor. Annenin o dönemde kullanacağı ürünlerin doğal olması da çok önemli. Bu yüzden hamilelikte özellikle doğal roll-on kullanımına dikkat çekiyoruz. Doğal karın çatlak kremi de annelerimiz için çok kıymetli ürünlerimizden biri.

Bebeklerin hassas cildinin bakımı için neler tavsiye edersiniz?

Öncelikle bebeklerine öze gösteren tüm annelerin onların gıda konusunda verdikleri özenin aynısını cilt bakımına da vermeleri çok önemli. Dermatologlar hep ‘En büyük ağzımız cildimiz’ derler. Bunu boşuna söylemiyorlar. Cilde sürülen pek çok ürün dolaşım sistemimize karışıyor. Bu yüzden annelerin iyi bir etiket okuyucu olmaları gerekiyor. Son yıllarda annelerin bu konuda çok daha bilinçli davrandığını görüyoruz. Sadece ön değil, arka etiketi mutlaka iyi okuyarak ürünleri arka etikete göre tercih etmeleri büyük önem taşıyor.

Bebek doğduktan sonra ise cildine değecek ve cildinde kalacak pişik kremi, bebek yağı gibi ürünlerin içeriklerini anneler çok dikkatli seçmeli. Özellikle yüzde 100 doğal olmayan bebek yağlarının petrol bazlı olduğunu biliyoruz. Anneler çocuğunun cildine petrol bazlı bir nemlendirici sürmemeye özen göstermeli. Şampuan seçerken göz yakmaması için bazı şampuanlarda uyuşturucu bileşenler mevcut olabiliyor. Bu tür konularda ne kadar bilinçlenirlerse bebeklerine daha temiz bir cilt bakımı sağlayabilirler. Çok zararlı kimyasal içerenlere sahip güneş kremleri ve sinek kovucular ise yine son yıllarda mercek altına yatırılan ürünler arasında. Öyle güneş kremi içerikleri var ki, doktorlar bunları kullanmak yerine yanmanın daha iyi bir seçenek olduğundan bahsediyor. Sinek kovucularda da böcek öldürücü içerdiğinden dolayı zararını anlatmaya dahi gerek yok. Tüm bu ürünlerin doğalını araştıran anneler bebek cilt bakımı konusunda bilinçlidir diye düşünüyoruz.

Doğal kişisel bakım kategorisinde neler yer alıyor?

Incia doğal kişisel bakım kategorisi kaştan, koltuk altına; dudaktan, yüze kadar cildimizin pek çok alanına yönelik zengin ürün içeriğine sahip. En çok tercih edilen ürünlerimiz: Roll-on, Kaş Kirpik Serumu ve Dudak Besleyicileri. Roll-on deodorant serimizde 4 farklı çeşit yer alıyor; hassas ciltler için, beyazlatıcı, kadın ve erkek. Butter serimizde; çatlak önleyici, pürüzsüzleştirici, tüm ciltler için ve tırnak bakım balsamımız var.  Kaş ve kirpik serumu, dudak besleyici serimiz ve yağlı ciltler için yüz temizleme köpüğü de doğal kişisel bakım kategorimizde yer alıyor.

Yaz ürünlerinizin içeriklerinde neler var, sentetik içerikler cilde zarar veriyor mu?

Güneş bakım ürünleri, yüzde 100 doğal mineral filtre içeriği ile güneşin neden olduğu etkilere karşı yüksek koruma sunuyor. Aynı zamanda içerisinde kullanılan özel aktifler sayesinde cilde uzun süre nem veriyor. Biz güneş ürünlerimizde cilt içine nüfuz etmeyen Ecocert onaylı yüzde 100 doğal non-nano mineral filtre kullanıyoruz. Böylece güneş kremi deri altına nüfuz etmiyor, güneş ışınlarını yansıtarak koruma sağlıyor. Shea yağı, aynı sefa yağı, tamanu Yağı, Hindistan cevizi yağı gibi kıymetli doğal yağlar içeriyor. Ayrıca hamilelerin de kesinlikle doğal güneş kremi kullanması çok önemli. Bu yüzden hamilelerin de rahatlıkla kullanabileceği yüz ve vücut güneş kremlerimiz mevcut.

Aromaterapi ürünlerine ilgi gittikçe artıyor, INCIA bu alanda neler yapıyor?

Aromaterapi çok kadim ve derin bir uzmanlık alanı. Bizim de farklı ihtiyaçlara yönelik Aromaterra serimiz mevcut. Migren ağrısından kolik bebek ürününe; kışın koruma sağlayan bir karışımdan kuru ciltlere özel bir formüle farklı ürün gamımız var. Her zaman mutfağımızda da yeni aromaterapi formülleri üzerinde çalışıyoruz.

Biraz da sıvı sabunlardan konuşalım… Ürünler cildi temizlerken, başka hangi ihtiyaçları karşılıyor?

Incia sabunlar 4 çeşidi ile diğer sabunlardan daha farklı. Bu sabunlar biraz daha endikasyona yönelik, terleyen, egzamalı ellerde tedaviyi destekleyici çözüm sunuyor. İçerisindeki çok kıymetli yağlarla 4 farklı ihtiyaca cevap veriyor.

  • Hassas ciltler için olan sabun; yalancı iğde yağı, gül ağacı yağı, defne yağı ile hassas, toleransı düşük el ve vücut (kaşıntılı, gergin, kızarık) için uygun.
  • Yoğun nemlendirici sabun; aspir çiceği yağı, buğday yağı ve makademya yağı ile cildi yatıştırarak çok kuru ciltlere ve egzama sorunu olan hastaların tedavisine destek sağlıyor.
  • Arındırıcı doğal sabun; içeriğindeki kekik, çay ağacı ve okaliptus yağının etkisi ile sebum seviyesi yüksek; el ve vücutta çok sık terleme görülen kişiler ile (tiroid, şeker hastaları gibi) tırnak mantarı olanlar için öneriliyor.
  • Zeytinyağlı doğal köpük sabun ise hem çocuk hem yetişkinlere özel seçenekleri ile tüm cilt tiplerinin kullanımına uygun.

Sabunlarımızı diğer sabunlardan ayıran başka özellik ise Super Fat teknolojisi ile üretilmesi. Ar-Ge ekibimiz piyasadaki diğer sabunları incelediğinde; sabun adı ile satılan ürünlerin çoğunun aslında deterjan olduğunu tespit ediyor. Geleneksel yöntemle üretilmiyor, içine köpürtücüler koyuluyor. Biz ise soğuk sıkım sofralık zeytinyağını sabunlarımızda kullanarak; içerisindeki gliserini almayıp üzerine bir gliserin daha ekliyoruz. Bu yüzden sabunun bildiğimiz kurutucu etkisi yerine pandemi sürecinde elinizi defalarca yıkasanız bile; krem sürülmüş gibi yumuşacık bir hisle karşılaşıyorsunuz. Sabun çeşitlerimiz de hiçbir kimyasal aktif madde, sentetik kıvam arttırıcı, sentetik koku ve koruyucu içermiyor.

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir