Kanlı kusma olarak bilinen ‘hematemez’ hayatı tehdit edebilir

Kanlı kusmanın 5 önemli nedeni

Kanlı kusma olarak bilinen hematemez, birçok soruna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Sindirim sistemindeki herhangi bir bölgede başlayan kanamaya endoskopi ve ilaçlarla müdahale edilemediğinde; hayati tehlike söz konusu olabiliyor. Bunun için kanlı kusmanın neden kaynaklandığının belirlenmesi hayati önem taşıyor.

Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Kaplan, kanlı kusma ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Rengi kanamanın aşamasını gösteriyor

Hematemez, kusmayla birlikte ağızdan kan gelmesidir. Hematemez çoğu zaman üst gastroentestinal sistem; yani yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağından kaynaklanan kanamalara işaret etmektedir. Hematemezi olan kişilerde kusmuğun rengine göre kanamanın aşaması belirlenebilmektedir.

  • Kahve telvesi rengi, midedeki kanın hidroklorik asidin etkisi ile sindirilmesine bağlı olan; genelde durmuş kanamayı,
  • Koyu kırmızı kusma aktif devam eden kanamayı
  • Parlak kırmızı renkli kusma ise çok miktarda ve süratli bir kanamayı işaret etmektedir.

Kanlı kusması olan hastalarda melena da vardır. Melena, kanın bağırsaklarda sindirilmesi sonucu hastanın katran veya kömür gibi parlak; bazen mat, siyah renkte ve pis kokulu dışkılamasına verilen isimdir.

Peptik ülser en önemli sebebi

Hematemez ve dolayısıyla üst gastrointestinal sistem (GİS) kanamalarının en sık sebebi peptik ülser olabilir. Peptik ülser, en sık olarak onikiparmak bağırsağının ilk kısmında; daha az sıklıkla da mide ve yemek borusunda görülmektedir. Nadiren bu organlardaki zedelenmeler de hematemeze sebep olabilmektedir. Hematemeze yol açan en önemli nedenlerden biri de kanserlerdir. Mide, bağırsak ve yemek borusunun kanserleri hatta bazı durumda pankreas kanserleri de sayılmaktadır.

Sirozu olan hastalarda yemek borusu ve midedeki varislerin kanaması da ciddi ve hayatı tehdit eden kanamaların nedenidir. Gebelerde ve sık-yoğun alkol alan kişilerde şiddetli kusmaya bağlı yemek borusunda yırtıklar ve buna bağlı kanlı kusma olabilir. Yapılan araştırmalarda kanamaların yüzde 80’ini kendiliğinden durmakta, yüzde 20’sinde ise kanama devam etmekte ya da tekrarlamaktadır.

Kan kusmanın nedenleri bunlar olabilir

Üst gastrointestinal (GİS) sistemde kanama öyküsü olan hastaların yüzde 60’ında aynı lezyondan tekrar kanama olduğu için, hastalara önceki kanamalar mutlaka sorulmalıdır. Ek olarak hastanın tıbbi geçmişi, gözden geçirilmektedir.

Bir hastanın tıbbi özgeçmişinde hekimleri yönlendirecek potansiyel kanamanın nedenleri

1. Karaciğer hastalığı veya alkol kullanımı öyküsü olan bir hastada varise bağlı kanama
2. Aort yani ana kalp damarı ameliyatı olan hastalarda kanama
3. Böbrek hastalığı ve aort darlığı gibi hastalığı olan kişilerde, mide ve bağırsakta damar belirginleşmeleri yani anjiyoektazilere bağlı kanama
4. Helikobakter pylori enfeksiyonu, ağrı kesici kullanımı veya sigara kullanma öyküsü olan bir hastada peptik ülser hastalığına bağlı kanamalar
5. Sigara ve alkol kullanımı veya H. Pylori enfeksiyonu öyküsü olan hastalarda mide-yemek borusu kanserlerine bağlı kanamalar ortaya çıkmaktadır.

Kanlı kusma varsa endoskopi yapılmalı

Kanlı kusma, ciddi ve acil bir duruma işaret etmektedir. Bu hastaların endoskopi ile mutlaka incelenmesi ve kanama kaynağının bulunması gerekir. Endoskopi, hem tanı hem tedavi hem de kanamanın ileride tekrarlayıp tekrarlamayacağı konusunda fikir vermektedir. Bazen bu hastalara tomografi ve ultrason gibi tetkikler de yapılmaktadır. Hastaların kan sayımı, böbrek değeri değerlerine mutlaka bakılmalı, tansiyon takibi yapılmalı ve kesinlikle EKG çekilmelidir.

Kötü durumdaki hastalar mutlaka hastanede gözlem altında tutulmalıdır. Kanlı kusma ile gelen her hastaya ilk olarak mutlaka mide asidini baskılayan ilaçlardan yüksek doz verilmelidir. Bulantısı olan ve midesi dolu hastalarda hem bulantıyı kesmek hem de midenin boşalmasına sağlayacak bazı ilaçlar verilmektedir. Varis kanaması olan hastalara ise daha özellikli ilaçlar gerekmektedir. Kanlı kusması olan hastaların genelde tansiyon değerleri düşük olduğu için bu hastalara serum tedavisi de önerilmektedir. Hastalar çoğu zaman hastaneye yatış yaparak tedavi görmektedir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir