‘Pandemi döneminde dünyada zatürre vakaları artış gösterdi’

Çocuklarda ve yaşlılarda risk daha çok

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre zatürre çocuklarda görülen en sık ölüm nedeni. Yetişkinlerde ise iskemik kalp, inme (felç) ve KOAH’tan sonra dördüncü sırada. Yılda ortalama 3 milyon kişinin zatürre nedeniyle öldüğü tahmin edilmektedir.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Covid-19 nedeniyle zatürre vakalarının arttığını söyledi.

Zatürre bütün yaş gruplarında görülen bir hastalık ancak çocuklarda ve yaşlılarda risk daha çok artıyor. Bir de özellikle herhangi bir nedenle bağışıklığı baskılanmış kişiler, kronik akciğer, diyabet, böbrek ve kalp hastalığı olanlarda, sigara içenlerde ve alkol kullananlarda risk artıyor.

Kronik akciğer hastalığı olanlarda zatürre daha sık görülüyor. Bunun birkaç nedeni var; bir tanesi kronik akciğer hastalığı nedeniyle akciğerde yapısal bozukluklar oluyor oraya mikrop daha kolay yerleşiyor. İkincisi de kronik akciğer hastalığı olanlarda sigara içmek aynı zamanda solunum yollarındaki lokal bazı bağışıklık sistemlerinin bozuk olması ile birlikte zatürreye zemin hazırlıyor. Aynı zamanda mikropların solunum yoluna daha kolay yerleşmesini sağlıyor.

Bağışıklık sistemi zayıfsa zatürre oluşuyor

Bakteriler genelde önce boğaza yerleşiyor ve bir süre bağışıklığın düşmesi için fırsat kolluyor. Virüsler ise boğaza yerleşip beklemiyor. Onlar, bulaştığı sırada bağışıklık sistemi yeteri kadar zayıfsa, akciğerde zatürre oluşturuyor. Zatürrenin en önemli ve sık görülen bakteriyel nedeni olan pnömokok, yetişkinlerin yüzde 5’i kadarında ama özellikle okul çocuklarının yüzde 10-15’inde boğazda bulunuyor. Bu bakteri bazen yıllarca bekliyor, bir fırsatını bulduğunda akciğere inip orada iltihaplanmayı başlatıyor. İltihaplanma başladıktan sonra vücut bir şekilde bu bakteriyi öldürmek için bağışıklık sistemini devreye sokuyor.

Bağışıklık sistemindeki beyaz küreler, birçok antikor, kompleman gibi proteinler bu bakteriyi öldürmek için bir iltihabi reaksiyon oluşturuyor. Hastanın bu hava kesecikleri iltihapla doluyor ve solunumun fonksiyonu bozuluyor. Nefes aldığımızda oksijenli havayı alıyoruz, o akciğerde oksijen süzülüyor, kana geçiyor ve kanda toplanan karbondioksit gene bu akciğerler yoluyla dışarı atılıyor. Fakat bu kesecikler iltihap hücreleriyle dolunca bu fonksiyon yeteri kadar yerine getirilemiyor ve kişinin kanında karbondioksit yükseliyor ve oksijen düşüyor.

Organlar fonksiyonlarını kaybedebilir

Eğer oksijen düşmeye başlarsa hem aktiviteniz azalıyor hem kalp hem diğer organların fonksiyonları yavaşlamaya başlıyor. Akciğerin sadece belli bir bölümü etkilenmişse o zaman bu daha hafif bir şekilde geçiriliyor. Bir süre sonra o iltihaplanma bakteri öldükten sonra ya da virüs öldükten sonra kendiliğinden düzeliyor. Ya da antibiyotik tedavisiyle düzeliyor. Sonra fonksiyonlar normale dönüyor. Ama akciğerin büyük bir kısmı etkilenmişse, organ bozuklukları ölüme kadar götürebiliyor.

Zatürre hastasında öncelikle bir iltihabi reaksiyon olduğu için ateş yükseliyor. Solunum yolları etkilendiği için öksürük oluyor. Eğer bu oksijen değişimde problemler başlarsa o durumda kendisini sık nefes alıp vermekle gösteriyor. Zatürre hastası tipik olarak ateşi vardır, öksürür ve sık nefes alıp verir. Akciğerde ağrı sinirleri yoktur o yüzden ağrılı olmaz bu süreç ama hasta hava açlığı hisseder. Nefessiz kaldığını hisseder, akciğer zarları olaya iştirak ettiyse ağrı duyar, ateşi vardır ve öksürür. Tipik tablosu budur.

Covid-19 bir solunum yolu enfeksiyonu. Bu hastalık hafif atlatılırsa o zaman virüs akciğere kadar inemiyor, solunum yolunda bazı iltihabi reaksiyonlar yaratıyor. Hastada ateş ve öksürüğe neden oluyor. Ama eğer akciğere kadar inerse, iltihabi reaksiyonu oluşturuyor. Vakaların çoğunda yapısı bozulmuş akciğerde, pnömoni oluşturuyor ve tabloyu ağırlaştırıyor.

Pnömokok aşısı sayesinde zatürre görülme oranında azalma sağlandı

Tüm dünyada pnömokok aşısı yapılanlarda zatürre görülme oranı yüzde 40 kadar azaldı. Influenza da hem çok sık görülen bir hastalık hem salgınlar yapabiliyor hem de ölümün en önemli nedenlerinden. Dolayısıyla risk gruplarındaki kişilerin mutlaka hem Pnömokok hem Influenza aşılarının yapılması gerekiyor.

Risk grubundakilere (65 yaş üstü, kronik kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastalığı, astım dahil kronik akciğer rahatsızlığı bulunan erişkinler ve özellikle travma sonrası tekrarlayan menenjit geçiren çocuklar ve işitme cihazı takanlara) aile hekimleri tarafından  ücretsiz aşı yapılabiliyor.

Grip aşısı için devlet bir sıralama oluşturdu. Kişinin o sıralamaya girdiği e-Nabız sisteminde görünüyorsa, aile hekimine reçete yazdırıyor, reçete ile eczaneye gidip grip aşısını alabiliyor. Bu, pandemi dönemine özel bir durum. Hem pnömokok hem grip aşısı aynı anda ya da istenilen aralıkta uygulanabilir çünkü ikisi de canlı olmayan aşı.

Aşılar oldukça güvenilir

Aşıların ciddi bir yan etkileri yok. Lokal yan etkileri olabilir; kızarıklık, şişlik, hafif ateş hali gibi. Grip aşısı yumurtadan elde edildiği için ciddi yumurta alerjisi olanlara önermiyoruz. Onun dışında herkese yapılabilir. Zatürre, bu kadar etkin aşılara ve etkili antibiyotiklere rağmen hala ölümde ilk sıralarda. Dolayısıyla bir şekilde mutlaka insanların zatürre olmamak için elinden gelen bütün tedbirleri alması lazım.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir