Sürdürülebilir gelecek kaygısı bitki bazlı beslenmeye yöneltti

9 adımda hayatımıza nasıl katabiliriz?

Son dönemde sağlıklı yaşam ve beslenmeye verdiğimiz önem artarken; tüketim fazlalığından kaynaklanan çevresel sorunlara karşı duyarlılığımız da arttı. Tabi kaynakları tüketmeyerek üretilen; geri  dönüşümü sağlanan ve korunan  ürünlerden oluşan bitki bazlı beslenme şekli de popülerlik kazandı.

Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan; sürdürülebilir beslenmenin sağlığımıza ve çevreye faydalarını anlattı. Ve 9 adımda hayatımıza nasıl kazandırabileceğimizin ipuçlarını verdi:

Dünya çok hızlı bir değişim ve gelişim sürecinden geçerken; iklim değişikliklerinin etkisi tüm dünyada hissediliyor. Bu konuda gıda üretimi, arazi ve su kaynakları kullanımının; sera gazı emisyonlarının oldukça yoğun olduğu bir alan. Günümüz gıda üretim ve tüketim alışkanlıkları çevrenin bozulmasında en temel nedenlerden biri olarak görülmektedir. Yemek seçimleri ise iklim ve çevre üzerinde oldukça olumlu bir etkiye sahip.

Diyetler hem aşırı hem de yetersiz beslenmeden kaynaklanan küresel sağlık krizlerine neden olabiliyor. Küresel olarak, her 9 kişiden 1’i aç veya yetersiz beslenmekte ve 3’te 1’i aşırı kilolu veya obez. Çiftlik ve çatal arasında tüm yiyeceklerin yaklaşık 1/3’ü kayboluyor veya israf ediliyor. Küresel gıda sistemi kaynaklı emisyonlar; insan kaynaklı küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 37’sine karşılık geliyor. Hal böyle olunca son dönemin en popüler konularından biri sürdürülebilirlik, beslenmeye de sirayet etmekte.

Bitki temelli beslenme çevresel sorunları azaltıyor

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu beslenmeyi; güvenli, sağlıklı ve düşük çevresel etkiye sahip olarak tanımlamaktadır. Ulaşılabilir; adil; ekonomik olarak karşılanabilir; doğal kaynakları koruyan; çevreyi kirletmeyen; gıda güvenliğine katkı sağlayan ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeyen bir modeldir.

Bu beslenme yaklaşımında özellikle bitki bazlı beslenme ön plana çıkmaktadır. Science Dergisi’nde yayımlanan ve son dönemlerin en kapsamlı beslenme ve çevre araştırmasında;

  • Bitki bazlı beslenmenin insan sağlığının iyileştirilmesinde
  • Hastalıkların önlenmesinde ve sera gazı salınımının azaltılması
  • Küresel ısınmanın önlenmesi
  • Su ve toprak kullanımının azaltılması gibi çevre üzerinde olumsuz etkilere sahip olan durumların ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynadığı gösteriliyor.

Sağlık problemlerinde önemli etkilere sahip

Bitki bazlı beslenme çevresel olumsuz etkileri azalttığı gibi sağlıklı üzerinde de etkili.

  • Kilo kontrolü
  • İnsülin direncinin azalması
  • Siyabet ve kalp hastalıkları riskinin azalması
  • Kan basıncının düşürülmesi gibi birçok durumda da olumlu etkiye sahip.

Çünkü bu beslenmenin temelinde taze sebze ve meyveler, rafine edilmemiş tam tahıllar, yağlı tohumlar ve kuru baklagiller var. Ayrıca sanılanın aksine düşük yağlı bir diyet değil. Sadece doymuş ve trans yağların yerini bitkisel kaynaklı yağlar; balık ve yağlı tohumlardan gelen doymamış yağlar alır. Bu beslenme biçimi özellikle lif, vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından da zengin.

Bu beslenmeyi hayatımıza nasıl kazandırırız? 

  • Besin çeşitliliğini artırın, yeterli ve dengeli beslenin.
  • Özellikle kırmızı et ve işlenmiş et tüketimini azaltın.
  • Bitkisel bazlı beslenin.
  • Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin.
  • Protein ihtiyacını çoğunlukla kuru baklagiller, badem, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlardan karşılayın.
  • Sürdürülebilir balıkçılıktan elde edilen balıkları tüketin.
  • Yüksek yağlı, şekerli ve tuzlu gıdaları nadiren tüketin.
  • Paketli ve işlem gören gıda tüketimini azaltın.
  • Besinleri iyi muhafaza edin ve israftan kaçının.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir